Uluslararası hukukta münferiden kuvvet kullanımına dair en önemli tartışma meşru müdafaa hakkının kullanımına dairdir. Doğu Avrupa'da, SSCB'nin dağılmasından sonra 1991'de bağımsızlığını kazanan bir devlet olan Modern Ukrayna, Rusya ile çatışmalı ilişkiler içinde, resmi olarak Kiev AB ve NATO'ya katılmaya çalışıyor. Şubat 2022'de Rusya Federasyonu, daha önce Ukrayna'nın bir parçası olan Lugansk ve Donetsk Halk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığını tanıdı. Bundan sonra Moskova, Donbass'ın sivil nüfusunu korumayı amaçlayan özel bir askeri operasyon başlattı. Bu hadisenin içeriğini ise devletlerin BM’nin(Birlemiş Milletler’in) ilgili organının yetkisi olmaksızın kuvvet kullanmalarının uluslararası hukuka uygun olup olmadığı sorusu belirler. BM antlaşmasının kabulünden bu yana on yıllar geçmesine rağmen, sorun tam olarak netliğe kavuşturulamadığı gibi, tartışmaların ve düzenlemenin aksi yönündeki fikirlerin sayısının arttığı gözlemlenmektedir.
Uzmanların çoğu, yeni katılımcıların dahil olması nedeniyle Ukrayna’daki çatışmanın daha da genişlemesi sorununun doğdu hakkında endişelerini dile getiriyorlar. Elbette böyle bir olasılık var. Ayrıca güvenlik politikaları nedeniyle oluşan düşmanlık coğrafyasının genişlemesi, ABD ve NATO müttefikleri için dengeli bir yol bulma sorununu da günümüzde gündeme getiriyor. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki; Amerika Birleşik Devletleri ekonomik, politik ve kültürel olarak dünyanın en büyük güçlerinden biridir. Amerika Birleşik Devletleri federal bir yapıya sahiptir: idari açıdan, 50 eyaletten oluşur, ülkenin başkenti Washington şehrinin bulunduğu Federal Columbia Bölgesi ve bunun yanında bir dizi adalar bölgesi (Porto Riko, Virgin Adaları, Guam ve diğerleri) de Amerika Birleşik Devletleri'ne tabiidir, yani emperyalist bir güç devleti. Dolayısıyla kendi ulusal çıkarları bağlamında bir yandan Kiev'e yardım etmeye devam ederken, diğer taraftan Ukrayna’ya karşı özel bir askerî harekât başlatmış olan büyük aktörün katılımıyla gerçekleşen hadisenin topyekûn bir üçüncü dünya savaşına dönmesine engel olmaya çalışıyor.
Bağımsız hareket eden uzmanlar ve analizler ise uzun süredir, kitle imha silahlarının kullanımını içeren, bunlara en radikal olanlar da dahil olmak üzere, Ukrayna çevresindeki çatışma durumunun gelişmemesi için çeşitli senaryoları bilimsel arenada tartışıyorlar. ABD ve ortaklarından Kiev rejimi için kabul edilebilir desteğin sınırlarının belirlenmesi yönünde bir talepleri var. Rus Silahlı Kuvvetlerinin sadece Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine karşı mücadele etmedikleri aynı zamanda bölgede başka paralı güçlerle de mücadele etmek zorunda olmadıkları uzun zamandır bilinen bir gerçek. Ayrıca Rusya ile NATO arasında konvansiyonel silahlar kullanılarak silahlı bir çatışmanın çıkma ihtimalide günümüzde mümkündür.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından bu yana Almanya’da Ruslara yönelik düşmanlık ve ayrımcılığın arttığını hepimiz biliyoruz. Bu bağlamda tarafsız bilim insanları ve insan hakları savunucularının inisiyatifiyle bazı Avrupa ülkelerinden, Ukrayna ihtilafına müdahale etmeyi bırakmaları için, hükümetler üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmak için, uzun süredir siyasi etkinlikler ve kampanyalar başlatıldı. Birçok bilim kurumunda konuyla ilgili konferanslar düzenlendi. Ve birçok ülkenin bilgi alanında Rus karşıtı söylemi sıkılaştırmanın riskleri dile getirildi. Malumunuz Rusya’nın Ukrayna'ya saldırıları nedeniyle Avrupa ülkeleri yaptırımlarla Rusya’ya yönelik yalnızlaştırma politikası izlerken, bu ülkelerde Rusya’ya karşı gelişen tepkilerden Rus kökenli vatandaşlar etkileniyor. Buna bir örnek olarak Münih Büyükşehir Belediyesi Filarmoni Orkestrasında yedi yıldan beridir görev yapan ünlü şefi Valeri Gergiyev'i Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yakınlığı nedeniyle görevden alırken, Bavyera Devlet Operası Rusya Devlet Başkanı Putin’in politikasına ve Ukrayna’daki savaşa mesafe koymadığı gerekçesiyle opera sanatçısı Anna Netrebko’nun programlarını iptal etti. Bu iki hadisede Almanya’da Rus düşmanlığının olduğunun ispatıdır. Buna birde nüfusun yaşam standardındaki düşüş, mülteci sayısındaki bir artış, sosyo-politik olaylardan kaynaklanan duygusal yorgunluk ve istikrarsızlıklardan kaynaklanan Rus düşmanlığını da eklemek mümkündür.
Ayrıca bazı ülkelerde, siyasi seçkinler arasında, Rusya'yı askeri ittifak liderliğinin güvencelerine aykırı olarak NATO'nun aktif eylemlere geçme niyetine inandırabilecek kadar radikal fikirli temsilciler var. Bunun için belirli gerekçeleri var: Doğu kanadının güçlendirilmesi, Rus askeri komutanlığı tarafından ülkelerine karşı önleyici bir saldırı hazırlığı olarak değerlendiriyorlar. NATO, AB ve ABD Blok üyesi ülkelerden gönüllülerin zaten Ukraynalı askerler arasında bulunduklarını tüm dünya görüyor. Bu paralı askerlerin veya kişilerin, özellikle profesyonel askeri eğitim aldıkları ve deneyime sahip kişiler oldukları, batı ittifakının silahlı kuvvetlerini çatışmaya katılmaları için sevke yönelik siyasi bir gizli kararın kanıtı olarak yorumlamak mümkündür.
Daha önce Zelensky rejimi tarafından kullanılmayanlar da dahil olmak üzere bölgesine son zamanlarda modern silah sistemleri ve askeri teçhizat sevkiyatı, Rus komutanlığının askeri eğitmenlerin veya NATO danışmanlarının işin içinde olduğu sonucuna varmasına neden olabilir. Bu gerçekler doğrulanırsa, bu gelişme hiç şüphesiz dünyada ciddi sonuçlara neden olabilir. Washington'daki ve Brüksel’deki NATO politikacılarının, Ukrayna tarafına yeni tür silahlar sağlama konusunda kararlar alırken, bu tür teslimatları sürdürmenin uygunluğunu dikkatlice tartmaları ve nesnel olarak, Ukrayna ile çatışmanın daha fazla tırmanma olasılığının tüm sorumluluğunun farkında olmaları gerektiğine inanıyorum.
İttifak üyesi devletlerin tavırları son zamanlarda, üye devletler arasında siyasi uyumu sürdürmek için NATO açısından önemli bir sorun haline geldi. Avrupa Birliği'ne üye ülkeler de aynı sorunla karşı karşıya kaldılar. Çatışma devam ettikçe, gelecekteki strateji konusunda aralarında fikir birliği olmaması nedeniyle AB devletlerinin uyumu daha da parçalanmış bir vaziyet alacaktır. Pozisyonlarının oldukça ciddi şekilde değişeceğine inanıyoruz. Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya Federasyonu’na karşı sert politika ve yaptırımlarda ısrar etmeye büyük olasılıkla devam edeceklerdir. Aynı zamanda, çoğu Batı Avrupa devleti, "Genç Avrupalıların" saldırgan girişimleri konusunda daha ölçülü olacak. "Eski Avrupa" devletleri arasında, varoluşsal tavır doğası herkes için aşikâr olduğundan, Rusya-NATO arasındaki sertlik tırmanışı uzun süredir tarafsız bilim insanlarının ve Lavrov‘un endişelerini artırıyor.
Günümüzde önde gelen AB ülkeleri, Ukrayna krizinin sosyo-politik yükünü taşımaktan artık çoktan yoruldular. Brüksel, elbette beklenmedik durumları karşılamak için fon tahsis ediyor, ancak bu sonsuza kadar süremez. Bazı ülkeler nüfusu, kamu hizmetleri, gıda, ilaç ve diğer temel mallar için fiyatların artma olasılığı konusunda gerçekten endişeliler. Bazılarında seçmenler pozisyonlarını şimdiden son derece net bir şekilde ortaya koydular ve bu sistemsel bir karakter kazanmaya başlıyor. Eminiz ki AB üyeleri kendi aralarında Avrupa vatandaşları ve işletmeleri için ortak destek konusunda anlaşamazlarsa yaptırım rejimi tehlikeye girecektir. Avrupa ülkelerinin vatandaşları kendilerini her zamanki rahatlıklarından mahrum etmek istemeyecekler ve yakında bunun teyidini alacağız. Almanya'da ağustosta yüzde 9,9 olan yıllık enflasyon, enerji ve gıda fiyatlarındaki son yükselişle eylülde yüzde 12,9'a çıkarak 1951'den bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı. Avrupa’nın her yerinde vatandaşlar ülkelerindeki enerji ve gıda fiyatlarındaki son yükselişleri, hükümetlerin yanlış politikalarını sert dille eleştiriyorlar.
Sonuç olarak, çok trajik bir gerçekten bahsetmeden geçemeyeceğim.
Rus Ordusu Birleşik Askeri Kuvvetler Komutanı Generali Sergeiy Surovikin askeri büyük mücadele yöntemi, yetenekleri, görüş ve inançları ve nihayet benzersiz askeri eserleriyle, aslında Ukrayna, AB, ABD ve NATO'da, sanıldığından çok daha ileri görüşlü askeri bir dahi ve stratejist. Üçüncü dünya savaşı tehlikesi vardı. Polonya'da roket patlaması sonucu hayatını kaybeden iki kişi, seyrek nüfuslu bir bölgede yanlış zamanda yanlış yerde bulundukları için şanssızdılar. Moskova batının kriz telefonuna bile cevap vermedi. NATO ise sakince diplomatik bir tepki gösterdi, Ukrayna tepki veremedi. Polonya ya düşen roketleri büyük ihtimalle Ukrayna isteyerek bilerek yaptı düşüncesi ağırlık kazandı, çünkü tek başına dünyanın desteğini alsa da Rusya'ya karşı savaşı kazanmak için bir NATO ülkesini savaşın içine çekme arzusu NATO ile Rusya'yı savaştırmak için yapılmış beceriksiz bir Ukrayna senaryosu olarak boy gösterdi.
Ukraynalı kahramanlar, uluslararası insancıl hukukun akla gelebilecek tüm normlarını ihlal ederek Rus askerlerinin insanlık dışı şekilde öldürülmesini kaydeden bir videoyu internette yayınladılar. Ne yazık ki, Batı'da kimse bunu fark etmek istemedi, çünkü batının yürütüğü çifte standart politikasının bir parçası olarak, Ukraynalı milliyetçilerin kesinlikle istediklerini yapmalarına izin vermek uzun zamandır alışılmış bir şeydi. İlle velakin bunu Rusya unutmaz ve savaş sucu işleyen failler işledikleri suçların cezasını kaçınılmaz olarak çekmelidirler. Dolaysıyla Kiev’in %70'i elektriksiz kalması ve Ukrayna’daki alt yapının %25 oranında bozulması Rusya tarafından yapılan bir misillemenin kaçınılmazlığını, özel bir askeri operasyon çerçevesinde belirlenen hedeflere ulaşmanın, bu tip misillemelerin temeli olarak da değerlendirilebilir.
24 Kasım 2022 Lüksemburg