Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Soğuk Savaş sırasında Suriye'de CIA operasyonları

     

Soğuk Savaş sırasında Suriye'de CIA operasyon-ları

 

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

İstihbarat servisleri, uluslar-arası jeopolitik rekabet alanında en önemli saha oyuncularındanbiridir. 

 

Büyük Ortadoğu projesinin çıktılarından biri olan Suriye iç savaşı, aynı zamanda hem açık hem de örtülü istihbarat faaliyetleri için bir deneme alanıdır. Bölgede ABD, Rusya, Türkiye, İran, İsrail ve Suriye istihbarat servisleri arasında hem iş birliği hem de rekabet gözlemlenebilmektedir. 

 

İngiltere, Fransa ve Alman-ya istihbarat teşkilatları Suriye'de aktif olarak faaliyet gösteriyor ve ABD ile iş birliği yapıyor. Bütün bunlar oldukça doğal bir durumdur. Bu makalem, CIA’nin Suriye'deki faaliyetlerinin tarihsel boyutu ve bölgesel güvenliğe etkisini analiz edecektir.

 

ABD'nin, şiddet yanlısı PKK/PYD/YPG gibi örgütlerin yapılarıyla iş birliği içinde, Suriye'de ve bir bütün olarak bölgede yürüttüğü faaliyetler Soğuk Savaş sonrası dönemle sınırlı değil. İngiltere ve Fransa'nın bölgeden çekilmesi sonucunda oluşan boşluğu önce ABD, ardından da rakibi olan SSCB doldurmuştur. Bu iki küresel aktör arasında jeopolitik rekabetin yaşandığı bir bölge olan Ortadoğu, iç savaşlara, darbelere, suikastlara ve mülteci sorununa sahne olmuştur. CIA'nın ilk Orta Doğu operasyonu, 1949'da Suriye'de gerçekleşen bir askeri darbe teşebbüsüydü. Bu operasyon başarılı olmadı. ABD'nin Suriye'de istikrarı bozmak için içişlerine müdahale hamleleri Soğuk Savaş başlamadan önce de gözlemlendi. Bu yüzden, 1947'de ABD yönetimi, CIA aracılığıyla Suriye hükümetinden bir Amerikan şirketinin kendi topraklarında petrol boru hattı inşa etmesi için izin vermesini talep etti. Bu boru hattının Suudi Arabistan'dan Ürdün, Suriye ve Lübnan üzerinden petrolü Doğu Akdeniz'e taşıması planlanmıştı. Bu talep, o zamanlar demokratik olarak seçilen Suriye Devlet Başkanı Şükrü El-Kuatli tarafından reddedildi. Buna cevaben ABD, Suriye hükümetini komünist ve Batı karşıtı olmakla suçladı. Aslında, Suriye'deki Fransız sömürgeciliğinin sona ermesiyle birlikte, Amerikan sistemi doğrultusunda laik demokrasi uygulandı.  Suriye'deki Fransız sömürgeciliğinin sona ermesiyle birlikte, Amerikan sistemi doğrultusunda laik demokrasi uygulandı. Ülkede demokratik seçimler yapıldı.  Ayrıca Suriye, Türk siyasi sistemini bir rol model olarak görüyordu. Buna cevaben ABD, Suriye hükümetini komünist ve Batı karşıtı olmakla suçladı. Aslında, Suriye'deki Fransız sömürgeciliğinin sona ermesiyle birlikte, Amerikan sistemi doğrultusunda laik demokrasi uygulandı. Ülkede demokratik seçimler yapıldı. Bununla birlikte Suriye, Türk siyasi sistemini bir rol model olarak görüyordu.

 

1949-1955 yılları arasında CIA’nin Suriye'de askeri darbe yapma girişimleri, bu ülkede iç siyasi istikrarsızlığa yol açtı. Aynı zamanda, 1955'te Suriye halkı, Şükrü El-Kuatli'yi yeniden ülkenin cumhurbaşkanı olarak seçti. Diğer taraftan söz konusu darbe girişimleri Suriye'de SSCB'ye sempati uyandırmış ve ABD karşıtlığının büyümesini artırmıştır. Tek kelimeyle, ABD kendi elleriyle Suriye'yi SSCB'nin etki eksenine itti.

 

ÖİB'deki faaliyetlere paralel olarak CIA, İngiliz istihbaratıyla birlikte İran'da Ajax Operasyonu gerçekleştirdi. Operasyon, ülkesindeki petrol endüstrisini millileştirmeye çalışan İran'ın demokratik olarak seçilmiş başbakanı Muhammed Musaddık'ı devirmek için bir darbe düzenlemeyi içeriyordu. Bu bağlamda CIA'nın ÖİB'deki başarısızlıkları, Musaddık'ın başarılı bir şekilde devrilmesi, Amerikan yanlısı bir hükümetin iktidara getirilmesiyle telafi edildi. Dikkat edin, CIA ve MI6 tarafından organize edilen söz konusu darbe girişimlerinin özünü anlamadan, bugün Suriye'de yaşanan olayları ve gelecekte ABD'nin İran'a karşı muhtemel adımlarını anlamak mümkün değildir.

 

1955'te Şükrü el-Quatli'nin Suriye'de iktidara gelmesi ve Şam ile Moskova'nın yeniden yakınlaşması Washington'da endişe yarattı. Bu bağlamda, 1953'te Musaddık'ın devrilmesinin organizatörleri olan ajanlar Kim Roosevelt ve Rocky Stone, bu kez Şam'daki rejimin devrilmesi için zemin hazırlamak amacıyla Suriye'ye gönderildi. Adı geçen ajanlar, görevlerinin bir parçası olarak rüşvet amacıyla Suriyeli subaylara ve Suriyeli Müslüman Kardeşlerin savaşçılarına üç milyon dolar para aktardılar.

 

1946'da Amerika Birleşik Devletleri'nin etkisi altında, Suriye, bağımsızlığını yeni kazanmış Suriye ile Türkiye ve Devlet Başkanı Şükrü Al-Quatli'nin Türk kökleri arasında çatışma olmamasına rağmen, Suriye-Türkiye sınırının 900 kilometrelik kısmını mayınladı. Ayrıca İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'de siyasi mülteci statüsünde yaşadı. Daha sonra, Shukri Al-Kuatli, Suriye'nin Fransız sömürgeciliğinden kurtuluşu için tutarlı bir şekilde mücadele etti ve bağımsız bir Suriye'de iktidara gelmesine izin veren İngiltere ile İsrail arasındaki iş birliğine karşı durdu. Bu Ülkenin cumhurbaşkanlığı görevini üstlendikten sonra, ABD ile iş birliği yolunu ve onu CIA için bir hedef haline getiren gizli kolonizasyonu reddetti. 

 

1957'de Suriye istihbarat başkanı, askeri istihbarat başkanı ve Suriye Komünist Partisi başkanı CIA ve MI6 tarafından öldürüldü. Bir sonraki operasyonun amacı sadece ÖİB'deki rejimi değiştirmek değil, aynı zamanda o sırada Amerikalıların kontrolünde olan Ürdün ve Irak'ı Suriye'yi ele geçirmeye teşvik etmekti. Bu bağlamda, Suriye'de CIA tarafından Özgür Suriye Komitesi adı verilen bir muhalif grup oluşturuldu ve bu gurup silahlandırıldı. Ancak subaylara, Müslüman Kardeşlere ve muhalefetin örgütlenmesine rüşvet verilmesi istenen sonuçları getirmedi. Dolayısıyla Suriye ordusunun bölünmesi gerçekleştirilemedi. Amerikan büyükelçiliği ele geçirildi ve komploya karışan politikacılar ve memurlar idam edildi. Washington'un bu olaylara tepkisi, ABD Donanması'na ait Altıncı Filo'nun Akdeniz'e sevk edilmesi ve Türkiye'nin Suriye'yi ele geçirmesi konusunda Şam'ı tehdit etmesi oldu. Tüm bu gelişmeler Arap-İsrail çatışması nedeniyle Suriye'nin ABD karşıtlığını daha da artırmıştır. Böylece, ABD, kendi elleriyle Suriye'yi SSCB'nin ve bölgesel müttefiki Mısır'ın yörüngesine itti. Ayrıca, İran, Irak, Suriye ve Mısır'daki CIA kaynaklı darbeler, halihazırda ABD politikasına karşı bölgesel bir memnuniyetsizlik uyandırmış ve böylece SSCB'nin bölgedeki etkisini artırmıştır. Bu vesileyle, CIA Direktörü Allen Dulles daha sonra operasyonların ve darbelerin nedenleri hakkında Kongre'de ifade verdi. Dolayısıyla Kongreye bu konuda Bruce Lovett tarafından bir rapor hazırlandı.

 

1957' yılında Suriye’deki ikinci darbe girişiminden sonra, Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı büyüyen bir düşmanlık dalgası, Amerikan karşıtı protestolarla birlikte, Kuzey Afrika'yı ve tüm Orta Doğu'yu kasıp kavurdu. Moskova bu durumu fırsat bilerek bölgesel nüfuzunu artırmıştır. Özellikle Suriye ve Mısır ile yakın ilişkiler geliştirdi. Ayrıca, bölgedeki Amerikan karşıtlığı dalgası üzerine, 14 Temmuz 1958'de Irak'ın Türkiye yanlısı Başbakanı Nuri el-Said, Amerikan karşıtı subaylar tarafından devrildi. Yine bu olaydan sonra ABD, Irak'a karşı kullanılmak üzere İran'a silah tedarikini artırdı.

 

ABD, diğer bölge ülkelerinin de desteğiyle 1961'de Suriye'de bir taraftarları vasıtasıyla bir başarısız darbe daha düzenletti. Aynı yıl Suriye Birleşik Arap Cumhuriyeti'nden çekildi ve iki yıl sonra Baasçılar Şam'da bir askeri darbe ile iktidara geldiler ve akabinde Orta Doğu'da iki ülke kampı ortaya çıktı. Bir yanda Sovyet yanlısı laik milliyetçi hükümetler, diğer yanda Amerikan yanlısı muhafazakâr ülkeler oluştu. Bölgedeki bu kutuplaşma, Soğuk Savaş boyunca jeopolitik boyutun ayırt edici özelliği haline geldi. Rejim değişikliği ve darbeler bölgedeki ittifakların yapılanmasını değiştirse de hâkim jeopolitik oyun aynı bileşenler üzerine inşa edildi. ABD'nin İran'a silah tedariki, İran-Kontra siyasi skandalı başlayana kadar devam etti. 1976 ile 1982 arasında ABD, CIA aracılığıyla Suriye'deki Müslüman Kardeşlere verdiği tutarlı desteği sürdürdü. Aynı dönemde Suriye'de Müslüman Kardeşler ile baasçılar arasındaki çatışma iç savaş boyutuna ulaştı. 02 Şubat 1982'de Müslüman Kardeşler, Hama’ da ülkeyi darbenin eşiğine getiren büyük bir ayaklanma düzenledi. Hama’ da Esad, tarihe “Hama katliamı” olarak geçen bu isyanı on gün içinde askeri yöntemlerle bastırdı.

 

Nitekim Soğuk Savaş döneminde Suriye'nin yaşadığı olaylar, 2011'de Suriye'de patlak veren krizin tesadüfi olmadığını ve aynı aktörlerle, aynı yerde, aynı jeopolitik oyunun parçası olduğuna tanıklık ediyor. Sadece zaman değişti. Bu bakımdan objektif ve rasyonel bir tarihsel analiz, günümüz olaylarını net bir şekilde anlamak ve durumun gelişimini tahmin etmek için vazgeçilmez bir koşuldur, çünkü bildiğiniz gibi tarihi bilmeyenler onu yeniden yaşamaya mahkumdur.

 

19 Mayıs 2023, Lüksemburg

 

 

 

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}