Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Kılıçdaroğlu‘nun ikincitur seçim stratejisi

 

Kılıçdaroğlu ‘nun ikinci tur seçim stratejisi

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

Türkiye Cumhuriyeti'nde başkanlık seçimlerinin ilk turu, 2023 genel seçimleri kapsamında 14 Mayıs 2023'günü tek meclisli milletvekili seçimleriyle eş zamanlı olarak yapıldı.

Oy pusulasının uzunluğu bir metreye ulaştı. Türkiye'de 60 milyon kişinin aktif oy hakkı var. 

 

Oylamaya 53 milyon kişi katıldı, bu %88'i aşan yüksek katılım oranı, Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine ülkenin siyasi gidişatı konusunda bir referandum rengi verdi. Görevdeki Devlet başkanımız Erdoğan, muhalif siyasetçi Kemal Kılıçdaroğlu'nu ilk turda yenemedi. İlk oylamada çoğunluk sağlanmadığı için 28 Mayıs 2023 ikinci oylama yapılacak. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday katılacaklar. Geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilecek.

 

Rakipler arasındaki çatışma güçlü, avantaj belirsiz, bu da her katılımcının siyasi tercihleri ​​göz önüne alındığında, döviz piyasası tüccarlarının risk primini artırdığı anlamına geliyor. Net bir kazananın ortaya çıkmadığı ilk tur seçimlerin ardından CHP ekibi, protokol izleme ve kampanya yürüten kişiler tarafından terk edildi. Kılıçdaroğlu, kendisine yakın olanlara göre, sandıkların kapanmasından sonraki gece kendini hissettiren karargâh içindeki koordinasyon eksikliğinden memnun değildi.

 

Erdoğan'ın rakibi, sandıklara gitmeyenler de dahil olmak üzere ek oy toplamaya odaklanma niyetinde. “Büyük mitingler yapmayacağız. Sosyal medyayı aktif olarak kullanmaya devam edeceğiz. Muhalefet cephesi açısından sandığa gitmeyen milyonlarca seçmeni ikna etmek önemli. CHP Genel Merkezi de kamuoyu liderleriyle toplantılar düzenleyerek Kılıçdaroğlu'nun en az oy aldığı yerleşim yerlerini öne çıkaracak.

 

Türkiye'nin önündeki on zorlu gün.

Bilindiği gibi kişiler her ne kadar acı olsa da gerçekleri söylediklerinde eğer karşısındakinin çıkarlarına ters düşerse o zaman kötü ilan edilirler. Ülkemiz kendi siyasi geleneğine ve kendi siyasi kültürüne sahiptir. Türkiye'de halkın yüksek bir siyasi bilinci var. Ülkenin nasıl yönetileceği ve devletin önündeki görevlerin nasıl çözüleceği konusunda vatandaşlarımızın ciddi anlayışı var. Gerçek olan şu; ülkemiz Türkiye'nin ciddi sorunları var ve en önemli sorunlardan biri de sınırlı doğal kaynakları. Bu konuda Türkiye'nin yetenekleri küçük, ithalat ve ihracata bağlı.

 

Türkiye'nin önünde şimdi on zorlu gün var. Başkan Erdoğan ve ekibi ekonomik alanda kritik hatalar yapmış olabilir. Fakat seçmen açısından önemli olan Kılıçdaroğlu'nun seçimleri kazanması durumunda Londra'dan 30 milyar dolarlık yatırım alacağı vaatleri seçmenin kulağına inandırıcı gelmiyor, tuhaf geliyor.

 

Londra'dan 30 milyar dolarlık yatırımın yapılıp yapılmayacağı da çok soru doğuruyor, çünkü günümüzde İngiltere'nin parası yok bilakis ciddi ekonomik sorunları varı. Türk seçmeni eleştirel düşünür, gözlemcidir ve bu tür boş vaatlere inanması pek olası değildir. Londra'dan 30 milyar dolarlık yatırım alacağı açıklaması gerçek olsa bile bunun Türk ekonomisini kurtarması ve kendisini “Türk demokrasisinin babası” olarak gören Kılıçdaroğlu'nun kazanma şansını artırması pek olası değil.

 

Erdoğan'ın tabanını sağlamlaştırması ve bir veya iki milyon bazında üçüncü rakibi olan radikal ulusalcı O şahsın seçmenini kendisi için kazanması, onun secimi %60 gibi bir çoğunlukla kazanması için yeterli olacaktır.

 

Kılıçdaroğlu'nun önümüzdeki on bir gün içerisinde rakibiyle arasında olan 4,5 puanlık farkı kapatması zor olacak. Savaşan kaybedebilir; savaşmayan çoktan kaybetmiştir. Eğer Kılıçdaroğlu altılı platformun ve radikal ulusalcıların tam desteğini alarak mücadele ederse başarır.

 

Eğer Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu son kısa videosunu o seçimlerden beş gün önce yani 9.5.2023 günü biraz daha ılımlı bir üslupla anlatsaydı Sinan Oğan o kadar çok oy almazdı.  Ayrıca bazı Sinan Oğan'ın kendisi Kılıçdaroğlu ‘na sizi destekliyoruz dese bile seçmeni buna uygun bir seçmen değil. Üstelik kimse meclis çoğunluğunu kaybetmiş bir adaya günümüzde oy vermez.

 

Özeten: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Erdoğan'ın kazanma şansı fazla. Ayrıca radikal ulusalcıların o adayı için ilk turda verilen 5,2 % oy ikinci turda Erdoğan’a geçecek.

 

Pragmatik, gerçeğin temel ölçütünün pratik değerler olduğunu savunur. Bu yaklaşıma göre doğruluğun tek ölçütünün yarar olduğu düşüncesi yatmaktadır. Bu kapsamda herhangi bir şeyin değerine onunla birlikte ortaya çıkacak faydaya bakılarak karar verilmektedir.  Erdoğan bir pragmatist, dolayısıyla dış politikada "reel politik" dediğimiz ilke bağlamında politika yapmaktadır. Devletin siyasi, askeri ve ekonomik çıkarları söz konusu olduğunda reel politik yapılmalı, çünkü bu artık bir "dostluk, sempati ve sevgi" meselesi değil, ülkenin çıkarını korumadır

 

Secimi kaybetmenin sebeplerini kaybeden siyasi oluşumun objektif olarak araştırması ve analiz etmesi lazım.

 

Erdoğan ikinci tur seçimleri bana göre açık ara kazanacak. Bunun da sebebi, İkinci tura katılım asgari %8-10 daha düşük olacak. SP, DAVA, İYİ-Parti ve GELEÇEK seçmeni sandığa gitmeyecek.

 

Dolayısıyla gitmeyen seçmenin oyu direk Erdoğan' ın oyunu artıracaktır. Kılıçdaroğlu, kendisiyle birinci turda ittifak halinde olan bu sağcı ve liberal yapılanmalarının bile oyunu yeterli derecede alamadı. Dolayısıyla ikinci turda bu seçmen tabanının %8-9’ millet İttifakının seçmeni olmayacak.

 

Brüksel ve Avrupa Birliği’nin diğer başkentlerinin tavrı

 

Türkiye 1999 yılından beri AB aday ülkedir. Üyelik müzakereleri 2005 yılında başladı, ancak 2016’da siyasi farklılıklar ve Türkiye’deki insan hakları ve demokratik ilkelerin ihlallerine ilişkin Brüksel’den gelen eleştiriler sebebiyle askıya alındı.

 

Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanı olursa ve ülkenin AB üyeliği konulu tartışmaları yeniden başlatırsa, bu Ukrayna’nın üyeliği konusundaki çok hassas bir tartışmayı karmaşık hale getirebilir. Aynı zamanda bu konuda Kiev, Ankara’dan çok daha geniş bir siyasi desteğe sahip.

 

Brüksel ve Avrupa Birliği’nin diğer başkentleri, Ukrayna ve Batı Balkan ülkelerinin birliğe katılmaları halinde “Türkiye’nin asla AB’ye katılmayacağını açıkça anlamaları” gerekeceğine inanıyorlar. Kiev’in üyeliği artık Rusya tarafından başlatılan geniş çaplı bir savaş zemininde “jeopolitik bir gereklilik” olarak görülüyor. Bir AB yetkilisi isminin açıklanmaması kaydıyla “Bir noktada, Ukrayna ve Batı Balkanlar’ın son genişleme olduğunu açıkça belirtmemiz gerekecek. AB’nin hem Türkiye hem de Ukrayna ile başa çıkabileceğini hayal etmek imkânsız. AB Pazarı buna dayanamaz” dedi.

 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir rakibi, ikinci tur seçimlerden önce stratejisini değiştirmeye niyetli. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel merkezine belki de en sevilen muhalefet siyasetçisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başkanlık edecek. Kılıçdaroğlu, bu haftalarda söylemini Kürt solcuları ve mültecileri hedef alacak şekilde yeniden ayarlayacak ve böylece milliyetçiler lehine bir seçim tabanı oluşturmaya çalışacak.  Kılıçdaroğlu'ndan daha fazla halk desteğine sahip bir siyasetçi olan İmamoğlu, artık tek bir muhalefet adayının kampanya karargahında önemli bir rol oynayacak.  

 

Sinan Oğan’ın Kılıçdaroğlu ‘nu desteklemesi sonucu değiştirmez. Oğan dan ziyade Türk milliyetçilerinin ortak kararı olmalı. Örneğin Meral Hanım ve Devlet Bahçeli'den Kılıçdaroğlu lehine, açıklama takdir kamuoyunda duyulması lazım. Buda günümüzde çok zor. Erdoğan'ın destekçileri, yeni turun sonucunun kaçınılmaz bir sonuç olduğuna inanıyor.

 

 

28 Mayıs 2023 akşamı her şey belli olacak, bu yüzden sabırla beklemek gerek.

 

18 Mayıs 2023, Lüksemburg

 

 

 

 

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}