Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Akıl ve duygularla Rusya Türkiye ilişkileri

Akıl ve duygularla Rusya Türkiye ilişkileri

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

Türkiye ve Rusya Federasyonu arasındaki ilişkiler köklü bir geçmişe dayanmaktadır. Ekonomik ve ticari ilişkiler Rusya Federasyonu’yla ilişkilerimizin itici gücünü oluşturmaktadır. Türkiye, Rusya’dan doğalgaz satın alımına Soğuk Savaş’tan önce başlayıp daha sonraki on yıllar için önemli bir ilişkinin tohumlarını atmıştır. Mavi Akım Projesinin inşası Moskova’nın Türkiye için ana tedarikçi konumunu sağlamlaştıran bir dönüm noktasıdır. Türkiye ile Rusya arasında gaz alımından dolayı doğan borçların ödemesinin ertelenmesine ilişkin anlaşma yapıldı. Türkiye ve Rusya Federasyonu arasındaki ilişkiler köklü bir geçmişe dayanmaktadır. Soğuk Savaş döneminin sona ermesi sonrasında yeni iş birliği imkân ve perspektifleri ortaya çıkmıştır. Ekonomik iş birliğinin 1990’lardaki hızlı gelişiminin ardından, ikili ilişkiler 2000’li yılların başında iki ülke siyasi liderlikleri arasında tesis edilen yakın diyalogla yeni bir döneme girmiştir.  Ülkemiz Türkiye'nin Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkileri ABD ile olan ticari ve ekonomik ilişki bağlarından daha güçlü. Günümüzdeki Küresel dünyadaki gelişmeleri değerlendirildiğimizde bu ilişkilerin daha da geliştirilmesi gerektiği kanaatindeyim.

 

2020 yılında Türkiye'nin Karadeniz'deki ilk milli derin deniz sondajını gerçekleştiren Fatih sondaj gemisi, Sakarya Gaz Sahası'nda 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetti. Bu rakam, Türkiye'nin yıllık tutarı yaklaşık 12 milyar dolar seviyesine gerileyen doğal gaz ithalatını ciddi miktarda önleyebilecek seviyede bulunuyor. Türkiye'nin bu keşfinin uluslararası şirketlerin Karadeniz'e olan ilgisini artırması beklenirken, bölgedeki dengeleri değiştirebilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Nisan ayı sonunda Türkiye, Sakarya Karadeniz sahasında gaz üretimine başladı. Ülke liderliği, kendi üretimi olan mavi yakıtın halka ücretsiz olarak verileceği sözünü verdi. Aynı zamanda, basında çıkan haberlere göre Ankara, tedarik edilen enerji taşıyıcıları için ödemelerin ertelenmesi konusunda Moskova ile başarılı görüşmelerde bulundu.

 

 

Üretimin alan faaliyetine geçirilmesi için beklenen hız, bu tür projeler genellikle daha fazla zaman gerektirdiğinden, doğal olarak şüpheciliğe yol açtı. Özellikle üretimi organize etmenin zor koşullarını hesaba katarsak Karadeniz'de 150-200 m derinlikte, metallerin aşınmasına neden olan agresif gaz olan hidrojen sülfit tabakası başlar. 2004 yılından bu yana Anadolu Yarımadası'nın çeşitli bölgelerinde yaklaşık 30 kez petrol ve gaz yataklarının keşfedildiğini kaydeden Türk makamlarını bu açıklamaları muhalefet tarafından şüpheyle değerlendirildi. Özellikle seçimlere yaklaştıkça muhalefet tarafından sert eleştiriler gelmeye başladı. Yeni keşiflerin devam etmesine rağmen: 2022'nin sonunda Karadeniz'de 58 milyar metreküp daha doğal gaz bulundu. 

 

Ancak gerçek şu ki, Türkiye gerçekten üretimi mümkün olan en kısa sürede organize etmeyi başardı. İlk etapta günlük üretim hacmi 10 milyon metreküp olacak, yılda 3,5 milyar metreküpün biraz üzerindedir. Diğer taraftan ülke yönetimi kendi ürettiği gazın bedava olacağını açıkladı. Daha doğrusu bu fikir, geniş bir izleyici kitlesinin hayal gücüne çarparak bilgi alanında bir yürüyüşe çıktı. Hatta Türk haber ajanslarına göre neredeyse 25 metreküp aylık gaz bir yıl süreyle mavi yakıt faturasından düşülecek ve meskenlerde doğal gaz bir ay süreyle bedava olacak. 

 

Açık verileri yayınlamayı bu yılın Mayıs ayında karar verdiler. Ayrıca Türkiye'deki son tüketici fiyatlarının Rusya'daki fiyatların yaklaşık 3,5 katı olduğunu belirtmekte fayda var. Cumhuriyetin gaz sektörünü geliştirmeye yönelik planları iddialı ve oldukça gerçekçi. Şimdiye kadar, yalnızca kendi üretimini altı kat artırma yeteneği en az - 60 milyon metreküpe kadar – olan üretimde doğacak bazı sorunlarında olacağını gündeme getiriyor.  Üretim gelecek on yıl içerisinde yaklaşık 22 milyar metreküpe yükselecek. Ancak bu her ne kadar önemli olsa da ilk ana görev -mavi yakıt talebini artırmak ve ülkeyi Avrupa'nın önemine sahip önemli bir lojistik gaz merkezi haline getirmek karşılaştırıldığında hala ikincil.

 

Türkiye, Rusya’dan doğalgaz satın alımına Soğuk Savaş’tan önce başlayıp daha sonraki on yıllar için önemli bir ilişkinin tohumlarını atmıştır.   Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketimi 53,5 milyar metreküptür. Rusya yaklaşık 28,5 milyar metreküp ile Türkiye’nin yıllık doğal gaz ihtiyacının yüzde 53’ünü karşılamaktadır. Mavi Akım Projesinin inşası Moskova’nın Türkiye için ana tedarikçi konumunu sağlamlaştıran bir dönüm noktasıdır. En önemli özelliği Rusya Federasyonu ile daha önce yapılan iki anlaşmadan farklı olarak herhangi bir geçiş ülkesi ile muhatap olmaksızın, doğrudan Türkiye'ye doğal gaz verecek olmasıdır. Rusya’nın bu hakimiyetinin hafifletilmesi için gösterilen çabalara rağmen Gazprom Türkiye’nin toplam tüketiminin yarısından fazlasını kontrol etmektedir. Rusya ve Türkiye’yi doğrudan bağlayacak Türk Akım boru hattı bu koşullarda sürdürülmektedir ve sadece Türk tüketicilerini hedeflemekle kalmayıp Avrupa’ya transit ulaşma imkânı sağlayabilecektir.

 

Azerbaycan'dan Avrupa Birliği'ne uzanan Güney Gaz Koridoru ve Balkanlar'daki gaz iletim sistemine bağlanan Türk Akımı halihazırda Türkiye'den geçiyor. Ankara, Doğu Akdeniz'den ülkesine olası mavi yakıt geçişini kapatmadı. Buna ek olarak, cumhuriyet şu anda AB sınırında bir merkez oluşturmak için Rusya ile birlikte çalışıyor. Gelecekte, oluşturulması, açık bilgilere göre Rusya Federasyonu'nda altyapısı genel olarak hazır olan Türk Akımı 2'nin inşasını gerektiriyor.

 

Yani bugün Türkiye zaten çok önemli bir gaz koridoru. Mavi yakıt talebindeki artışla birlikte, işler daha net. Sakarya sahasında üretime başlanması dikkate alındığında bile cumhuriyet mavi yakıt ithalatına son derece bağımlı durumda. Ana tedarikçi mevcut verilere göre 2022'de Türkiye'ye yaklaşık 21 milyar metreküp gönderen Rusya'dır. Bu toplam tüketimin %39'unu karşılıyor. Bu rekor seviye Polonya gibi bir ülkenin bir yılda tükettiği yaklaşık 27 milyar metreküpe eş değerdir.  

 

Gaz talebi, ülkedeki ekonomik duruma bağlıdır. BP'ye göre 2009 yılında cumhuriyet 33,7 milyar metreküp tüketti. Ardından 2014-2016 küresel hidrokarbon kriziyle kesintiye uğrayan bir büyüme dönemi geldi. Ardından toparlanma başladı. 2017'de 51,6 milyar metreküplük rekor bir rakama ulaşıldı. Fakat 2018-2020 için ara verildi. Mavi yakıta olan talep seviyesi 2010'ların başındaki seviyelere geri döndü.

 

Ancak 2021'de yeni bir rekor kırıldı bu 57,3 milyar metreküp bazında.  Fakat 2022 yılında bu rakam 53,3 milyar metreküpe düştü. Artan fiyatlardan en az etkilenilmedi.  Türkiye'nin gazının sadece bir kısmı dövize endeksli olarak ithal edildiğinden ve Rus arzı büyük ölçüde petrol sepetinin fiyatına endekslendiğinden, ortalama fiyatlar AB'dekinden daha düşüktü ve talepteki %7'lik düşüş önceki yıllara kıyasla ılımlı kaldı. Aynı gösterge Avrupa Birliği'nde yaklaşık %14-15 civarında kalıyor.

 

Bugün cumhuriyet, ekonomik krizin sonuçlarını tam olarak aşamadı. Şimdi 2023'teki yıkıcı depremlerin sonuçlarıyla uğraşmak zorunda kaldı. Bu ne devletin ne de toplumun mali refahının güçlendirilmesine katkıda bulunmaz. Bu durumda Türkiye liderliği duruma adım atmaya hazır bir ortak bulmuştur. Açık bilgilere göre, 600 milyon dolarlık gaz ödemelerini 2024 yılına kadar ertelemeye izin veren Rusya'ydı. Yerli enerji için ertelenen ödemelerin toplam tutarının 4 milyar dolara ulaşacağı iddia ediliyor.

 

Doğalgazda Türkiye'nin Rusya'ya ciddi oranda bir bağımlılığı mevcuttur. Mavi Akım öncesinde 2002 yılında Rus doğalgazını alan 20 Avrupa ülkesi içerisinde üçüncü büyük müşteri olan Türkiye, Mavi Akım'la beraber Almanya'dan sonra Rusya'nın ikinci en büyük müşterisi olmaktadır. Türkiye bugün Avrupa'daki Rus gazının en büyük alıcısı, batı yönünde kalan iki gaz taşıma koridorunun en güveniliri ve Avrupa şirketleri ile ticareti mevcut uluslararası ticaret olarak yeniden kurmanın mümkün olacağı umut verici bir merkez. Siyasi kriz aşılır. Bu arka plana karşı, bir ortağı desteklemek makul bir adımdır.  Büyük oranda doğal gaz tedarikinde Rusya’ya bağımlı olan Türkiye, enerji güvenliği açısından alternatif yollara yönelmek yerine, Rusya ile yeni boru hattı projeleri üzerinden daha yakın iş birliği içerisinde bulunmayı tercih etmektedir. Türk Akımı Projesi bunlardan bir tanesidir.

 

14 Mayıs 2023 Lüksemburg

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}