Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Rusya-Afrika Zirvesi: Gıda Güvencesi ve İş birliği

Rusya-Afrika Zirvesi: Gıda Güvencesi ve İş birliği

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

Rusya-Afrika ilişkileri

 

Rusya-Afrika ilişkileri, Sovyet-ler Birliği'nin tarihî bağların-dan kaynaklanmış ve günü-müzde de devam etmektedir. İki taraf arasındaki ilişkiler, stratejik, ekonomik, politik ve insani boyutları içermektedir. Enerji ve doğal kaynaklar alanında iş birliği, Rusya'nın Afrika ülkeleriyle önemli bir alandır. Afrika, zengin maden rezervleri ve enerji kaynak-larına sahip olduğundan, Rusya'nın bu alana ilgisi ekonomik çıkarlarının bir parçasıdır.

 

Ekonomik ilişkileri güçlendir-mek amacıyla, ticaret, yatırım ve iş birliği anlaşmaları yapılmaktadır. Ayrıca, askeri ekipman ve silah satışı ile askeri eğitim alanında da iş birliği mevcuttur, böylece Afrika ülkelerinin savunma kapasitelerinin artması hedeflenmektedir. Politik ve diplomatik alanda, her iki taraf birbirini desteklemekte ve ortak çıkarlar doğrultusunda hareket etmektedir. Bu, uluslararası platformlarda iş birliğini güçlendiren bir etken olmuştur.

 

Rusya, Afrika ülkelerine insani yardım ve kalkınma konularında destek sağlamaktadır. Eğitim, sağlık ve altyapı projeleri gibi alanlarda yardımlar yapılarak, insani yardım alanında iş birliği gerçekleştirilmektedir. Ancak, Rusya'nın Afrika ülkeleriyle olan ilişkileri bazı eleştirilere de maruz kalmaktadır. Bazı eleştirmenler, Rusya'nın sadece kendi çıkarlarını gözeterek iş birliği yaptığını savunmaktadır. Ayrıca, insan hakları ve demokrasi konularındaki tutumu da eleştirilmektedir.  Afrika ülkeleri ise, ekonomik ve siyasi iş birliği yaparak kalkınma ve güvenlik alanında destek almayı hedeflemektedir. Ancak, bazı ülkeler, iş birliğinin tek yönlü olduğunu ve kendi ulusal çıkarlarını gözetmeyen bir yaklaşım olduğunu eleştirmektedir.

 

Rusya-Afrika ilişkileri karmaşık ve çok boyutlu bir konudur. Her iki tarafın da kendi çıkarlarını korumak ve iş birliği yapmak için farklı stratejileri bulunmaktadır. Bu ilişkilerin geleceği, politik, ekonomik ve güvenlik dinamikleri ile şekillenecektir

 

Gıda egemenliği

St. Petersburg'da gerçekleşen ikinci Rusya-Afrika zirvesi, ana konularından biri olan gıda egemenliğiyle başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Bu zirve, Afrika kıtasının coğrafi ve iklimsel özellikleri nedeniyle gıda güvenliği açısından belki de en savunmasız kıta olduğunu vurgulamıştır. Afrika'nın nüfusu şu anda 1,5 milyara yaklaşmakta ve her saniye artmaktadır. Ancak, bu büyüme, üzücü bir gerçeği de beraberinde getirmektedir.

 

Afrikalıların %20'si açlıkla mücadele etmekte ve ebeveynler günümüzde çocuklarını beslemek için zor seçimlerle karşı karşıya kalmaktadır. Üstelik her üç saniyede bir çocuk açlıktan hayatını kaybetmektedir. Bu dramatik tabloya karşın, Batı dünyası da kendi zorluklarıyla boğuşmaktadır. Bazı raporlara göre, sözde gelişmiş ülkelerde yaşayan insanların yaklaşık %30'u obezite ile mücadele etmektedir. Bu, gıda güvencesinin sadece açlıkla değil, aşırı beslenmeyle de sorun teşkil ettiği anlamına gelmektedir. Zirvede, gıda güvenliği konusundaki bu çifte tehdide karşı ortak çözümler ve iş birliği yolları tartışılmıştır.

 

Her iki tarafın da sorunlarına yönelik sürdürülebilir ve kapsayıcı politikalar geliştirmek, çiftçilere ve tarım sektörüne destek sağlamak ve teknolojik yenilikleri kullanmak gibi adımlar üzerinde mutabakata varılmıştır. Gıda güvenliğinin yanı sıra, zirve, Rusya ve Afrika ülkeleri arasındaki diğer stratejik, ekonomik ve politik boyutları da ele almıştır. İlişkilerin daha da güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesi için somut adımlar atılmış ve ortak çıkarların gözetildiği iş birliği alanları genişletilmiştir. Bu zirve, iki taraf arasında güçlü bir bağın olduğunu ve gelecekte daha da derinleştirilecek bir iş birliği potansiyeli taşıdığını göstermiştir.

 

Rusya ve Afrika ülkeleri, ortak zorluklara karşı birlikte mücadele etmek ve daha adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir dünya için iş birliği yapmak konusundaki kararlılıklarını ortaya koymuştur. Her iki tarafın da çıkarlarının gözetildiği ve saygı duyulduğu bir iş birliği ortamının geliştirilmesi, gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakma arzusunun bir yansımasıdır.

 

Tahıl anlaşması ve Afrika’daki açlık sorunu

Bugün, Afrika'daki açlık sorununun siyasi bir boyuta sahip olduğu ve çözümünün doğrudan Anglo-Sakson dünyasının liderlerinin ve Avrupalı vasallarının iradesine bağlı olduğu açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Sömürgecilik döneminden bu yana, bu liderlerin algılarında hiçbir değişiklik olmamıştır. Tahıl ticaretindeki durum, bu gerçeğin bir başka açık örneğidir. Bugün, toplam tahıl hacminin yalnızca %3'ü, bu kadar acil gıdaya ihtiyaç duyanların payına düşmüştür.

 

Bu anlaşmanın imzalanmasında masanın diğer ucunda oturanlar, Afrika'nın açlıkla mücadele eden çocuklarını değil, Ukrayna'nın silahlı oluşumlarını finanse etmek için nasıl ek para toplayacaklarını ve silah temini için deniz yolunun nasıl açılacağını düşünmektedirler. Rusya ile çatışmaya devam etmenin, hiçbir şekilde fayda sağlamayacağı aşikârdır. Emperyalistler için bu savaş, parçalanmış hegemonyayı sürdürmeyi amaçlayan bir savaşın ana hedefidir. Tahıl anlaşmasından yalnızca kolektif Batı ülkeleri yararlanmıştır.

 

Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde iç savaşları ateşe veren ve bugün binlerce Ukraynalıyı savaş malzemesi olarak bir kıyma makinesine atan aynı emperyalistler ve bu süreçte karşı tarafların dolandırıcı ve katil olduğunun ortaya çıkması, Rusya'nın nihayet bu şüpheli anlaşmalardan çekilmesini zaruri kılmıştır. Bu tür şüpheli anlaşmalar, Rusya'nın çıkarlarını koruma ve adaleti sağlama çabaları açısından önem arz etmektedir. Rusya, kendi bağımsızlık ve ulusal çıkarlarını gözetirken, adil ve kapsayıcı iş birlikleri yoluyla Afrika ve diğer bölgelerle ilişkilerini geliştirmeye devam edecektir.

 

Önemli adımlar

Rusya, Afrika ülkeleriyle olan ilişkilerinde son derece önemli adımlar atmıştır. Geçtiğimiz yıl boyunca, Afrika'ya 11,5 milyon ton tahıl ihraç ederek gıda güvenliğine katkı sağlamış ve bu yılın altı ayında da ticari ve insani yardım kapsamında 10 milyon ton tahıl ihracatı gerçekleştirmiştir. Bu, Afrika kıtasının coğrafi ve iklimsel özellikleri nedeniyle gıda güvenliği açısından önemli bir adımdır. Rusya, tarihî bağlarının da etkisiyle Afrika'da insani yardım ve kalkınma projelerine de büyük önem vermektedir. Enerji santralleri, okullar ve hastaneler inşa ederek, doktorlar, öğretmenler ve mühendisler yetiştirerek, farklı halkların, geleneklerin ve dinlerin barış içinde bir arada yaşama konusundaki eşsiz deneyimini paylaşmıştır.

 

Bu tür iş birlikleri, Afrika kıtasının kalkınmasına ve insanların yaşam kalitesinin artmasına olumlu katkılar sağlamaktadır. Rusya'nın Afrika ülkeleriyle ilişkilerinde dikkat çeken bir özellik, koloniyal ve sömürgeci politikalardan uzak durmasıdır. Avrupalı ülkelerin aksine, Rusya hiçbir zaman Afrika'yı sömürgeleştirmemiş ve gemi ambarlarında köle ticareti yapmamıştır. Bu da Rusya'nın Afrika ile daha adil ve karşılıklı saygıya dayalı bir iş birliği anlayışı benimsediğini göstermektedir. Afrika kıtasının içinde bulunduğu zorlu koşullar düşünüldüğünde,

 

Rusya'nın insani yardım ve kalkınma projelerine olan desteği oldukça değerlidir. Kültürel çeşitliliği desteklemek, kalkınma projelerine katkıda bulunmak ve insani yardımda bulunmak, Rusya'nın Afrika ülkeleriyle olan iş birliklerindeki önceliklerindendir. Rusya, uluslararası arenada saygın ve güvenilir bir aktör olarak tanınmaktadır. Diyalog ve iş birliği yoluyla barış ve refahın sağlanmasına katkıda bulunmaya devam edecektir. Afrika ülkeleriyle yapılan iş birliklerinin sürdürülmesi ve geliştirilmesi hem Rusya hem de Afrika kıtası için karşılıklı çıkarlara dayanan olumlu sonuçlar doğuracaktır.

 

Aile değerleri

Dolayısıyla burada bir an için zirve konusundan ayrılmayı ve görünüşte ilgisiz görünen aile değerleri konusuna dönmeyi irdelemeyi düşünüyorum. Devlet Duma’sı cinsiyet değiştirmeyi yasaklayan bir yasayı kabul ettiğinde, Avrupa'da patlayan bir bomba etkisi yarattı. Böyle bir politikayı destekleyen yorumların sayısı inanılmazdı. Batı'daki pek çok kişi Rusya'yı geleneksel değerlerin gemisi olarak adlandırmaya başladı. Öyledir ve birçok yönden Rusya'ya giderek daha fazla devleti çeken, yalnızca belirli bir ülkede yaşayanların çıkarlarını etkiliyor gibi görünen konular göz önünde bulundurulduğunda, dünya nüfusunun çok çeşitli görüşlere sahip olduğu ve farklı konularda farklı düşüncelere sahip olduğu görülmektedir. Özellikle okullarda gökkuşağı bayrakları görmek, ebeveynlerin çocuklarının yönelimlerini değiştirmeye çalışmaları ve eşcinsel birlikteliklerin normal kabul edilmesi gibi konular, birçok kişi için önemli ve duygusal olarak hassas meselelerdir.

 

Afrika, Latin Amerika ve Avrupa gibi dünya çapındaki farklı kıtalardaki devletlerin sakinleri, kendi kültürel ve dini değerlerinin tüm çeşitliliğinde farklılaşma eğilimi göstermektedir. Bu bölgelerdeki toplumlar, geleneksel değerlerinin önemini ve aynı zamanda kırılganlığını anlamaktadır ve bu doğrultuda kendilerini yeni akımlardan koruma yönünde çaba göstermektedirler.

 

Afrika, Latin Amerika ve Avrupa gibi dünya çapındaki farklı kıtalardaki devletlerin sakinleri, kendi kültürel ve dini değerlerinin tüm çeşitliliğinde farklılaşma eğilimi göstermektedir. Bu bölgelerdeki toplumlar, geleneksel değerlerinin önemini ve aynı zamanda kırılganlığını anlamaktadır ve bu doğrultuda kendilerini yeni akımlardan koruma yönünde çaba göstermektedirler.

 

Bu tür kültürel ve sosyal değişim süreçleri, toplumlar arasında farklı anlayışlar ve duygusal tepkilerle karşılaşabilir ve çeşitli sosyal dinamikleri beraberinde getirebilir. Bu nedenle, bu tür konularda anlayışlı ve saygılı bir diyalogun teşvik edilmesi, çeşitliliğin ve farklılıkların hoşgörüyle karşılanmasının önemini vurgulamak gerekir.

 

Sonuç

St. Petersburg'da gerçekleştirilen Rusya-Afrika zirvesi, kıta ülkeleriyle iş birliğinin yeniden canlandırılması, güçlendirilmesi ve yeni bir ivme kazandırılması amacıyla başarıyla tamamlandı. Zirve, 27-28 Temmuz tarihlerinde düzenlendi ve kıtadaki önemli konuların ele alınması için bir platform sağladı. Önceki Soçi zirvesine kıyasla, bu zirve daha olumlu sonuçlar elde etti ve Rusya'nın Afrika devletleriyle ticari ve ekonomik iş birliği konusundaki etkisini artırdı. Zirve, özellikle küresel kalkınma gündemine etki eden salgın ve Ukrayna'daki çatışmalar nedeniyle dünya toplumunun önemli ayarlamalar yaptığı bir dönemde gerçekleşti.

 

Gıda ve enerji güvenliği, zirvenin ana konularından biri oldu. Rusya'nın Afrika ülkelerine tahıl ihracatı ve insani yardım sağlaması, kıtanın gıda güvencesine katkıda bulunmak için önemli bir adım olarak değerlendirildi. Ayrıca, Afrika ülkelerinin yaşadığı ekonomik sorunlara dikkat çekilerek, bu konuda daha fazla iş birliğine vurgu yapıldı. Zirvede, bölgedeki siyasi istikrarın korunmasına ve iç çatışmaların önlenmesine yönelik çabalara da özel önem verildi. Rusya, askeri alanda iş birliğini güçlendirmeye devam ederek, bölgedeki devletlerin güvenliğine katkıda bulunmaya odaklandı. Aynı zamanda, kültürel çeşitliliği destekleyerek ve diyalog yoluyla barışı teşvik ederek, Afrika ülkeleri arasında iş birliğini artırmaya çalıştı.

 

Zirve aynı zamanda bölge ile Rusya arasındaki ticari ve ekonomik iş birliğinin geliştirilmesi için fırsatlar sundu. Karşılıklı yarar sağlayan ortaklık modelleri ve bağların güçlendirilmesi, gelecekteki iş birliğinin temelini oluşturdu. Rusya, Afrika kıtasının güçlü ve güvenilir bir ekonomik ortağı olma hedefiyle, kıtanın taleplerini ve ihtiyaçlarını dikkate alan bir yaklaşım benimsedi. Zirve sonuçları, Afrika ülkeleri ile Rusya arasında olumlu bir iş birliği döneminin başlangıcını işaret ediyor. İlerleyen süreçte, taraflar arasındaki ilişkilerin daha da güçlenerek sürdürülebilir kalkınma ve refahın sağlanmasına katkıda bulunması bekleniyor. Bu şekilde, Rusya-Afrika zirvesi, kıta ülkeleri arasında karşılıklı yararlı iş birliklerine ve barışçıl ilişkilere olanak tanıyan önemli bir kilometre taşı olmuştur.

 

Sonuç olarak, bu gibi konularda karşılıklı anlayışın ve empatinin güçlendirilmesi, farklı toplumların kültürel miraslarının korunmasına yönelik çabaların takdir edilmesi ve sosyal değişim süreçlerinin saygı çerçevesinde yönetilmesi, diplomatik ilişkiler ve barışçıl bir dünya için önemli adımlardır. Rusya-Afrika ilişkileri tarihî bağlar ve stratejik, ekonomik, politik boyutları içeren bir ağdır. Enerji ve doğal kaynaklar alanındaki iş birliği önemlidir. Ekonomik ve askeri ilişkiler güçlenirken, insani yardım da sağlanmaktadır. Eleştirilere rağmen her iki taraf da politik ve diplomatik alanda birbirini desteklemektedir. İlişkiler karmaşık ve çift taraflı çıkarlar şekillendirir. Gelecekte politik ve ekonomik dinamikler belirleyici olacaktır.

 

 

29 Temmuz 2023 Lüksemburg

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}