Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

14 Mayıs 2023 - Türkiye'de Seçimler - ABD Başkan Erdoğan'ı devirebilir mi?

14 Mayıs 2023 - Türkiye'de Seçimler - ABD Erdoğan'ı devirebilir mi?

 

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

I.) 14 Mayıs 2023  Türkiye'de Seçimler - ABD Erdoğan'ı devirebilir mi?

 

Ülkemiz ‘de 14 Mayıs 2023 yapılacak olan seçimlerin sonuçları sadece Türkiye ’deki siyasi durumu değil tüm dünya siyasetinin temel sorunlarını etkiliyor. Bunlar sırasıyla Türkiye 'nin Amerika, Çin, Rusya ve İsrail ile ilişkilerini, NATO'nun geleceğini, AB ‘ligini, Suriye'deki iç sava-şı, Ukrayna'daki askeri ça-tışmayı, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki savaşı, tüm Ortadoğu'daki çelişkileri, dünya ekono-misini ve küresel finanstaki kriz olgularını beliriyor.

 

ABD Kongre Araştırma Servisi buna özel bir rapor ayırdı. ABD Kongre Araştırma Servisinin bir Raporuna göre "Türkiye’deki Temel Sorunlar, Mayıs 2023 Seçimleri ve ABD ile İlişkiler" 3 Mayıs 2023 günü değerlendiriliyor.

 

1. Genel yaklaşım

Günümüzde ABD'nin Türkiye ile ilişkileri zorlu bir jeopolitik ortamda gelişiyor. Türkiye ekonomik olarak sıkıntılı bir durumda. ABD ile Türkiye arasındaki sorunların başında Türkiye'de gerçekleşmesi için girişim yapılan 15 Temmuz 2016'daki başarısız darbe teşebbüsünden bu yana tırmanan gerilimler, Suriyeli Kürtler ve Türkiye'nin 2019'da Rus S-400 hava savunma sistemlerini satın almasıyla ilgili devam eden anlaşmazlıklar da dahil olmak üzere, ikili ilişkilerin geleceğine ilişkin belirsizlikler halen devam ediyor. Kongre eylemi, yaptırım yasasını ve ABD silah satışlarının askıya alınmasını içeriyordu. Ancak ABD'li ve Türk yetkililer, Türkiye'nin devam eden iş birliğinin ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) üyeliğinin önemini vurguluyorlar.

 

Ağırlıklı olarak batı emperyalizmi tarafından, ülkemizin ‘’otoriter olarak yönetildiği’’ iddia ederek, bilinçli bir şekilde dezenformasyon veriliyor. Bilgi çarpıtmalarla da 14 Mayıs 2023 günü yapılacak olan seçimlere müdahale ediliyor. Bu yanıltma haberlerini ‘’endişelerimizi dile getiriyoruz’’ laflarıyla seksenbeş milyon vatandaşımıza anlatmaya çalışıyorlar. Şiddetli enflasyon ve Türk para birimindeki keskin düşüş nedeniyle 14 Mayıs 2023'te ilk tur da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlanmayacağı olası olarak ikinci tura kalacağı ve bu ikinci turun ise 28 Mayıs 2023 'te gerçekleşeceği imasını şimdiden emperyalizm anlatıyor.  

 

6 Şubat 2023'te Türkiye'nin güneyinde meydana gelen yıkıcı depremin sonuçları Türkiye'nin siyasetini, toplumunu ve ekonomisini derinden etkiliyor. Dolayısıyla seçim sonuçlarını etkileyebilir. Muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2023 seçimlerini kazanıp iktidara gelmesi veya Erdoğan'ın yeniden seçimi kazanıp AK-Partinin parlamentodaki kontrolünü kaybetmesi durumunda iç ve dış politikada bazı değişiklikler mümkün.

 

2. ABD ve F-16 ilişkileri

Başkan Joe Biden döneminde, ABD ile Türkiye arasındaki mevcut gerilimler, diğer dış politika konularındaki iş birliğiyle birlikte devam etti. Rusya ile bağların derinleşmesi ABD için bir endişe olmaya devam ederken, Ukrayna’nın Rusya tarafından 2022 yılında işgalinin ardından Türkiye'nin Rusya ile Ukrayna arasında bir arabulucu olarak ortaya çıkması, Türkiye'nin ABD politikasındaki önemini artırmış olabilir. ABD ile Türkiye arasındaki ilişkiler, Türkiye'nin Ukrayna'nın savunmasına verdiği destek sayesinde bir ölçüde düzeldi. Rusya'nın bölgesel gücüne karşı koymak isteyen diğer ülkelerle artan ilişkiler ve silah ihracatı İsrail ve bazı Arap devletleri ve Ermenistan ile diploittik ilişkilerdeki yakınlaşma sorunların çözümüne açıklık getirdi.

 

Başkan Biden, Türkiye'nin yaşlanan F-16 filosunu iyileştirecek satışları desteklediğini söyledi ancak bazı Kongre üyeleri buna karşı çıktılar. Ocak 2023'te yönetimin Kongre'ye Türkiye'ye F-16'ların yanı sıra ilgili ekipman ve mühimmat satışına ilişkin gayri resmi bir bildirim gönderdiği bildirildi. Kongre'nin satış teklifini değerlendirmesini potansiyel olarak etkileyen faktörler arasında Türkiye'nin İsveç'in Finlandiya ile birlikte NATO'ya katılmasını kabul edip edemeyeceği ve Türkiye'nin Yunanistan ile gergin ilişkileri yer alıyor. Kongre ve yürütme organının, Türkiye ve komşu ülkelere yönelik eylemlerinin, ikili ilişkiler ve ABD'nin bölgedeki askeri-politik seçenekleri ve Türkiye'nin stratejik yönelimi üzerinde etkileri olabilir.

 

3. Türkiye'nin dış politika yaklaşımı

Türkiye onlarca yıldır savunma iş birliği için ABD ve NATO'ya sıkı sıkıya güvendi. Türk liderler, Batı'ya bağımlılıklarını azaltmakla ilgilendiklerini ifade ettiler ve bu gelişme Rusya ile bazı aksiyonları koordine etme isteklerini kısmen açıklayabilir. Ancak Türkiye, Suriye, Ukrayna, Libya, Ermenistan ve Azerbaycan devletlerinin sorunlarının çözümüyle ilgili olan ikili ilişkilerinde Rusya ile önemli görüş farklılıkları var ve bu farklılıklar halen sürüyor. Türkiye'nin gelecekteki dış politika rotası kısmen, Türkiye'nin başka küresel ilişkiler kurarken gerilimi riske atmaya veya Batılı güçlerle geleneksel ilişkilerini bozmaya ne kadar istekli olmadığına bağlı olabilir.

 

3.1. Ana konular: Rusya, İsveç-Finlandiya-NATO ve Yunanistan

Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgalinden bu yana Türkiye, iki ülke ile ilişkilerini dengeleme ve Karadeniz'e erişimi yönetme konusunda ABD-Türkiye ilişkileri üzerindeki etkileriyle zorluklarla karşı karşıya kaldı. Başkan Erdoğan, Rusya ile ekonomik ve enerji bağlarını derinleştirerek bir dereceye kadar Türkiye'nin zor durumdaki ekonomisini düzeltmeye çalıştı. Erdoğan, Rusya'ya yönelik Batı yaptırımlarının Türkiye'ye bu konuda daha fazla avantaj sağladığını öne sürebilir. Aynı zamanda Türkiye, Ukrayna ile savunma iş birliğini genişletti. Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasında hububat ihracat koridorunun arabuluculuğu başarıyla yaptı ve diğer konularda önemli bir aracı ülke haline geldi. Türkiye, Mart 2023'te Finlandiya'nın NATO üyeliğini onayladı, ancak İsveç'in nihai onayını Türkiye'nin terörist olarak gördüğü kişilere karşı harekete geçmesi şartına bağladı.

 

Yunanistan ile Türkiye arasında Ege ve Doğu Akdeniz'deki toprak hakları konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlıklar, ABD'nin Yunanistan ile artan stratejik iş birliğinin ortasında 2022' yılında keskin bir şekilde arttı.  Fakat bu gerilim Yunanistan'ın Türkiye'ye bir miktar deprem sonrası yardım sağlamasının ardından 2023 yılının ilk aylarından itibaren bir miktar azaldı.

 

3.2. Suriye: Sınırlarında devam eden çatışma

Türkiye'nin Suriye ile olan güney sınırıyla ilgili endişeleri, Suriye İç Savaşı sırasında daha da arttı, bunun başlıca nedeni, yaklaşık dört milyon mültecinin Türkiye'ye gelmesi, ABD’nin Suriyeli Kürtlerle birlikte çalışarak İslam Devleti'ne karşı koyma çabaları, PKK ve Suriye’de Türkiye'nin eylemlerini karmaşıklaştıran ve bir şekilde sınırlayan Rus, Amerikan ve İran kuvvetlerinin varlığıyla bağlantılı. Türkiye ve müttefiki Suriyeli silahlı muhalif gruplar, 2016'dan bu yana Suriye'nin kuzeyindeki çeşitli bölgeleri işgal ettiler ve Türk ordusu, Suriye ve Irak'taki Kürt militanları hedef almaya halen devam ediyor.

 

3.3. ABD-Türkiye İlişkilerinin Temel Yönleri

Türkiye, 1952'den beri Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) üyesidir. ABD'li ve Türk yetkililer, Türkiye'nin 2019'da Rusya'dan S-400 uçaksavar füze sistemi satın almasına rağmen, bölgesel güvenlik konularındaki iş birliğinin karşılıklı olarak önemini koruduğunu söylüyorlar.  ABD ile Türkiye arasındaki bir dizi anlaşmazlıklar var. Bu anlaşmazlıklara örnek verecek olursak, Suriye, Yunanistan ve Kıbrıs meseleleri ile ilgili sorunlar düzelmiş değil, halen bu sorunlar mevcut. Başkan Joe Biden döneminde, diğer konularda iş birliği ve ikili ilişkileri geliştirmeye yönelik fırsatlarla birlikte ABD ile Türkiye arasındaki mevcut gerilimler halen devam ediyor. Rusya ile bağların belirli alanlarda devam etmesi veya derinleşmesi Biden yönetimi ve bazı Kongre üyeleri için endişe kaynağı olmaya devam ederken, Türkiye'nin Ukrayna'nın savunmasına verdiği destek İsrail, bazı Arap devletleri ve Ermenistan'la yakınlaşma isteği ABD'yi bir nebze olsun Türkiye’yle olan ikili ilişkilerinde iyileştirdi.

 

Başkan Biden, F-16'ların Türkiye'ye satışını desteklediğini ifade etti ve yönetimin Ocak 2023'te F-16'ların potansiyel satışı ile ilgili ekipman ve mühimmatı Kongre'ye gayri resmi olarak bildirdiği bildirildi. Kongre üyeleri, Türkiye için yasama ve denetleme seçeneklerini değerlendirebilir. Kongre ve yürütme organının Türkiye ve rakiplerine yönelik eylemlerinin ikili ilişkilerde, ABD'nin bölgedeki askeri-politik seçenekleri ve Türkiye'nin dış politika yönelimi ve mali refahı üzerinde etkileri olabilir.

 

4. Başkan Erdoğan iktidarındaki siyasi gelişmeler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2003 yılında Başbakan olduğundan beri Türkiye'yi yönetiyor ve ülke nüfusu ve kurumları üzerindeki kontrolünü istikrarlı bir şekilde artırıyor. Erdoğan, Ağustos 2014'te Türkiye'nin ilk ülke çapındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde cumhurbaşkanı olduktan sonra, gücünü güçlendirmek ve 2017 referandumunda ve 2018 cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde pekiştirdiği başkanlık hükümet sistemini uygulamak için bir görev aldı. Referandum ve seçimlerden sonra bazı seçim sandıklarında sahtekarlık ve manipülasyon yapıldığına dair iddiaları ortaya çıktı. 

15 Temmuz 2016'da yapılan başarısız askeri darbe girişiminden bu yana, Başkan Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi belki de kısmen milliyetçi partilerin parlamento desteğine bel bağlamaları nedeniyle, iç ve dış politikada daha milliyetçi yaklaşımlar benimsediler. Pek çok gözlemci Erdoğan'ı yapıcı bir figür olarak tanımlıyorlar. Seçimler, ülkenin kabaca muhafazakâr kesimlerinin Erdoğan'ı desteklediğini ve ona solcu kesimin karşı çıktığını gösteriyor. AK-P, 2019 yerel seçimlerinde oyların en büyük payını aldı, ancak İstanbul da dahil olmak üzere bazı önemli belediyeleri laik Cumhuriyet Halk Partisi'nin adaylarına kaptırdı.

 

ABD ve Avrupa Birliği (AB) yetkilileri, Türkiye'de otoriter yönetim ve hukukun üstünlüğü ve sivil özgürlüklerin erozyona uğramasıyla ilgili birtakım endişelerini dile getirdiler. Türkiye'deki bazı önde gelen muhalefet figürleri, Erdoğan'ı muhalefeti ezmek ve iktidarı pekiştirmek için başarısız darbeyi planlamak, kontrol etmek ve/veya kullanmakla zan altında bırakmaya çalıştılar. Bu arada Türk makamları, Kürdistan İşçi Partisi'nin (ABD tarafından terör örgütü olarak tanımlanan bir terör örgütü olan PKK'nın Kürtçe kısaltması) militanlarına karşı koyma çabalarını sürdürüyor. Bu çabalar, Irak ve Suriye'de PKK ve bağlantılı personeline yönelik Türk askeri operasyonlarını içermektedir.

 

4.1. Şubat depremleri ve sonuçları

6 Şubat 2023'te Türkiye'nin güneyinde 7,8 ve 7,5 büyüklüğünde iki güçlü deprem meydana geldi. Türkiye ve Suriye'de meydana gelen deprem ve sonrasında Türkiye'de 48.000'den fazla, Suriye'de ise 16.000 kişinin hayatını kaybettiği, 100.000'den fazla kişinin yaralandığı, milyonlarca insanın yaşam durumunu ve günlük hayatını doğrudan etkilediği bildirildi. Türk makamları, önemli ölçüde uluslararası yardım içeren ve Suriye sınır kapılarına erişimi kolaylaştıran bir insani müdahaleyi koordine ettiler. Türk makamları depremin doğurduğu hasar ve hasarın boyutuna katkıda bulunan afetin faktörlerini gidermede mağdurlara ve ailelerine yardım etme çabalarıyla mağdurların mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarını gidermeyi başarıyla tamamlamaya çalıştılar. 

 

ABD'li yetkililerin Türkiye'ye çeşitli yardım araçları sağladığı veya gönderdiği 235 milyon dolar değerinde acil insani yardımı var. Türk hükümeti, depremlerin ekonomik zararını yaklaşık 104 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Kabaca Türkiye'nin yıllık gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) %9'u bugüne kadar uluslararası yardım taahhütleri olarak yaklaşık 7,5 milyar dolar. Deprem felaketi, özellikle cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine hazırlanan Türkiye'de siyaseti, toplumu ve ekonomiyi etkiledi. Parlamento, Türkiye'nin en çok etkilenen onbir güney ilinde onayladı.  Üç aylık olağanüstü halin Mayıs başında sona ermesi planlandı.   Bu on bir il Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık %10'unu ve nüfusunun %15'ini oluşturuyor ve bu iller sürmekte olan Suriye iç savaşından kaçan binlerce mülteciye ev sahipliği yapıyor.

 

Analistler, krizin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetine desteği nasıl etkileyeceği konusunda spekülasyon yapıyor. 1999'da Türkiye'nin kuzeybatısında meydana gelen büyük bir deprem yaklaşık 18.000 kişinin ölümüne neden oldu ve yasa koyucuları ve düzenleyicileri bina güvenliğini artırmak için harekete geçmeye sevk etti. Bununla birlikte, bazı medya kuruluşları ve muhalif politikacılar, 2023 depremlerinden önceki yıllarda, hükümet yetkilileri ve müteahhitlerin, en azından kısmen hasar ve can kaybına katkıda bulunan, inşaat yönetmeliklerine uyum yerine ekonomik olarak kendi faydalarına öncelik verdiklerini iddia ediyor. 

 

Başkan Erdoğan, kendisine veya hükümete yönelik eleştirileri bölünmeyi körüklemekle suçladı ve Türkiye'nin adalet bakanlığı savcılara "depremle ilgili suç soruşturma ekipleri" kurma talimatı verdi. Kalitesiz bina yapanlar için cezai ihlalleri dikkate almak gerekir.  Başkan Erdoğan deprem felaketini büyük ölçüde depremlerin ölçeğine, şiddetine bağlayarak, hükümetin ilk müdahalesiyle ilgili bazı sorunlar olduğunu kabul etti. Bir yıl içinde 319.000 ev ve toplam 650.000 ev inşa etmeyi vaat ederek yeniden inşa programını duyurdu. Bazı yerel yetkililer, mühendisler ve uluslararası bağışçılar, ayrıntılı planlama veya daha net sorumluluklar olmadan hızlı bir toparlanmanın yeni binaları gelecekteki sismik faaliyetlere karşı savunmasız bırakabileceğine dair endişelerini dile getirdiler. Başkan Erdoğan yılda 319.000 konut olmak üzere toplam 650.000 konut inşa etme sözü verdi. Bazı yerel yetkililer, mühendisler ve uluslararası bağışçılar, ayrıntılı planlama veya daha net sorumluluklar olmadan hızlı bir toparlanmanın yeni binaları gelecekteki sismik faaliyetlere karşı savunmasız bırakabileceğine dair endişelerini dile getirdiler. 

 

 

II.) Türkiyede yapılan 2023 secimlerinde ana sorunlar

 

5.) Temel ekonomik sorunlar

Türkiye'deki mevcut ekonomik sorunlar 2022'de önemli ölçüde arttı, çünkü para birimi olan lira 2021'de yaklaşık %45 değer kaybettikten sonra ABD doları karşısında yaklaşık %28 değer kaybetti. Ekim 2022'de %86 ile 24 yılın zirvesine ulaşan resmi yıllık enflasyon, Nisan 2023'te %44 civarındayken, bazı resmi olmayan tahminler bunu %100'ün üzerinde tuttu. Birçok analist, enflasyondaki artışı, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı, ABD ve diğer ülkelerdeki yüksek faiz oranları gibi dış olaylardan gelmesi muhtemel ek enflasyonist baskılarla birlikte, Eylül 2021'den bu yana Türk merkez bankasının kilit faiz oranında üst üste yaptığı indirimlere bağlıyor.

 

Lira on yılı aşkın bir süredir düşüş eğiliminde ve düşüşü muhtemelen kısmen hukukun üstünlüğü ve Türkiye ekonomisine ilişkin daha geniş kaygılardan kaynaklanıyor. Bu süre boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha yüksek faiz oranlarının enflasyonu azalttığı, yabancı sermayeyi çektiği ve para biriminin değerini yükselttiği şeklindeki geleneksel ekonomik teoriye ısrarla meydan okudu. Başkan Erdoğan, 2021'de Türkiye'nin merkez bankası başkanını ve maliye bakanını değiştirerek Türkiye'nin maliye ve para politikası üzerinde daha fazla kontrol sağladı. Erdoğan, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda, düşük faiz oranlarının üretimi, istihdamı ve ihracatı teşvik ettiğini savundu. Erdoğan, yüksek faiz oranlarını İslami öğretilere aykırı olmakla ve zengin ile fakir arasındaki uçurumu şiddetlendirmekle de eleştirdi.

 

Türkiye'deki kur ve enflasyonist krizi, tüketiciler için yaşam maliyetini bankalar ve özel sektör şirketleri için uluslararası borçlanma maliyetini esas olarak ABD doları cinsinden önemli ölçüde etkiledi. Hükümet, vergi indirimleri sağlayarak, asgari ücreti yükselterek, erken emeklilik yardımlarına erişimi genişleterek ve temel harcamalara yönelik sübvansiyonların yanı sıra lira tutan bankalar için kredi teşvikleri sağlayarak, enflasyonun etkisini azaltmaya çalıştı. Türkiye ayrıca bazı Körfez ülkelerinden para takası peşinde koşuyor. Diğer taraftan Rusya'dan gelen fon akışından yararlanarak ABD'yi olası yaptırım ihlallerine karşı uyarmaya yardımcı oluyor.

 

Devam eden insani yardım ve deprem kurtarma harcamalarının yanı sıra tarımsal, endüstriyel ve ticari faaliyetlerdeki aksamaların Türkiye ekonomisini daha da zorlaması muhtemeldir. Ekonomistler yaklaşık 104 milyar dolar olarak tahmin edilen toplam maliyetle, ekonomik büyümede bir miktar yavaşlama öngörüyorlar. Türkiye'nin %37 civarındaki mütevazi borcunun GSYİH'ya oranı, ona krize yanıt olarak mali harcamalarını artırması için biraz alan verebilir. Bir analist, uluslararası kalkınma bankalarından mali yardıma ihtiyaç duyulacağını, ancak Türk hükümetinin Batı ile zayıf ilişkileri nedeniyle sınırlı olacağını söyledi.

 

6.) Mayıs 2023'teki seçimler

Türkiye'de bir sonraki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri, Türk anayasasına göre 18 Haziran 2023'e kadar yapılacak. Mart ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs 2023 için seçim çağrısında bulundu.  Türkiye'nin yukarıda tartışılan ekonomik sıkıntıları bağlamında, kamuoyu yoklamaları, Erdoğan ve AK-P-MHP meclis koalisyonunun, CHP liderliğindeki altlı muhalefet partisinin koalisyonuna karşı savunmasız olabileceği yönündeki spekülasyonları ateşledi.

 

Bazı gözlemciler Başkan Erdoğan ‘ın yönetiminde özgür ve adil seçimlerin yapılıp yapılamayacağını, muhalefet partilerinin Erdoğan'a olan kişisel veya ideolojik yakınlıklarına rağmen potansiyel kararsız seçmenleri kendilerinden yana ikna edip edemeyeceklerini veya Başkan Erdoğan'ın seçimde Cumhurbaşkanlığı adaylarından hiçbiri iki hafta içinde yüzde 50'den fazla oy alamazsa 28 Mayıs 2023'te en çok oy alan iki aday arasında yeniden cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Muhalefet koalisyonu, büyük ölçüde yürütme yetkisini sınırlamanın bir yolu olarak, Türkiye'yi 2018'in seçim öncesi parlamenter sistemine döndürmeyi amaçlayan ortak bir platform üzerinde anlaşmaya vardı. Muhalefet temsilcileri Başkan Erdoğan hükümetinin bir takım dış ve iç politika meselelerine yaklaşımını da eleştirdi ve değişiklik sözü verdi. Muhalefet platformunda, enflasyonu düşüreceğini ve merkez bankasına fiyat ve finansal istikrarı sağlamak dışında hiçbir yükümlülük getirmeyeceğini söyleyerek daha Ortodoks bir ekonomi politikası ima ediyor.

 

6.1) Türkiye'de seçim süreci

Bu yılki seçimler, 2022 yılında Türkiye Seçim Kanunu'nda yapılan değişikliklere uygun olarak yapılıyor. 2018'de olduğu gibi, Türkiye parlamentosundaki 600 sandalye, Türkiye'nin 87 seçim bölgesinin her biri için parti listeleri aracılığıyla orantılı bir sistemle dağıtılıyor. Ancak 2022 değişikliği Parlamento'ya giriş barajını düşürdü. Değiştirilen yasaya göre, milletvekili kazanan partiler, ulusal oyların en az %7'sini almaları veya bunu yapan daha büyük bir seçim ittifakına üye olmaları halinde parlamentoya girebilecekler. Bir önceki eşik %10 barajı idi. Çoğu sosyolog, üç ittifakın kurulmasını bekliyor.

 

• Erdoğan'ın AK-P'sini MHP'yi ve birkaç küçük partiyi içeren Cumhur İttifakı.

• CHP, İYİ Parti ve ikisi AKP'nin önde gelen isimleri tarafından yönetilen dört küçük partiyi içeren Ulusal İttifak (veya "altılı tablo").

 

• Yeşil Sol Parti'nin (YSP) himayesinde faaliyet gösteren Kürt liderliğindeki Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile birlikte birkaç küçük partiyi içeren Emek ve Özgürlük İttifakı.

 

Aşağıdaki süreçle ilgili faktörler, seçim sonuçlarını ve ilgili algıları etkileyebilir:

• Parlamentodaki sandalye dağılımı. Değişen yasanın daha büyük partilere daha fazla sandalye tahsis etmeye yönelik olası faydalarının, en fazla oyu alabildiği için AK-P'nin mi, yoksa seçim listelerini AK-P'nin yaptığından daha fazla müttefik partileriyle aynı hizaya getirdiği için CHP'nin mi lehine olacağı açık değil.

 

6.2) Usule ilişkin sorunlar veya anlaşmazlıklar. 

Seçimleri Türkiye Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yönetir, ayrıca YSK aynı zamanda tüm ihlalleri, şikayetleri ve itirazları inceler ve karara bağlar.

 

YSK'nın Başkan Erdoğan'ı destekleyen ve tartışmalara yol açan önceki kararları şöyle:

(1) Anayasa referandumunda yalnızca mühürlü oyların sayılmasına ilişkin olağan şartı uygulamama konusundaki 2017 kararı;

(2) 2019'da aynı yıl İstanbul belediye başkanlığı seçimlerini tekrar etme kararı (AK-P adayı ikinci seçimi birinciden daha büyük bir farkla kaybetti). Ayrıca, yasa değişikliği ile oylamayı denetleyen il ve ilçe seçim komisyonlarına başkanlık edecek hakimlerin seçim süreci değiştirilerek kıdem sistemi yerine kura sistemi getirilmiştir. Eleştirmenler, bu değişikliğin bu konseylerin daha fazla siyasallaşma şansını artırabileceğini savunuyorlar.

 

6.3.) Seçim gözlemcileri. 

Önceki seçimlerde olduğu gibi, yerel siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra Avrupa Güvenlik ve İş birliği Teşkilatı (AGİT) ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin temsilcileri oy kullanma merkezlerinin, oy kullanma ve oy pusulalarının çalışmalarını gözlemleyecek.

 

Daha önce olduğu gibi AGİT, seçmen kaydı, kampanya faaliyetleri ve finans, medya kapsamı ve diğer seçim yönetimi veya anlaşmazlık çözümü konularını gözlemlemek için uzun vadeli bir misyon yürütmektedir.

 

Mart 2023'te muhalefete adına altılı platform CHP parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu ortak aday olarak cumhurbaşkanı adayı gösterdi ve sonunda, Başkan Erdoğan'a daha yakın olan diğer iki potansiyel adayın - İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş - Axener'e yanıt olarak Kılıçdaroğlu'nu desteklemesinin ardından Kılıçdaroğlu'nu desteklemeyi kabul etti. Birinin çalışması için son çağrı. İmamoğlu'nun geleceği, kendisinin ve diğer muhalefet figürlerinin siyasi gerekçelerle itham ettiği bir cezai mahkûmiyetle temyiz mahkemesinin nihai kararına kadar ertelendi.  

 

Türkiye'deki Kürt vatandaşlarının yani nüfusun yaklaşık %20'si hangi doğrultuda oy secim sonuçlarını etkileyebilir. Kılıçdaroğlu, "kendisini aday gösteren çeşitli muhalefet bloğundaki milliyetçi fikirli seçmenleri düşmanlaştırmadan" Erdoğan'ı devirme arayışında Kürtlerin desteğini almaya çalıştı. Bazı analistler bunu yapıp yapamayacağını merak ediyor. Akşener'in İYi Partisi, muhalefet ile HDP arasında resmi bir ittifakı reddederken, HDP'nin kendi adayını çıkarmak yerine Kılıçdaroğlu'nu destekleme kararı, Kılıçdaroğlu'nun Başkan Erdoğan karşıtı bir çoğunluk oluşturmasına yardımcı olabilir. HDP hakkında Anayasa Mahkemesi'nde görülen kapatma davasının HDP'nin kendi adı altında kampanya yürütmesini engelleyebileceği gerekçesiyle, HDP'nin siyaseten ihraç edilmemesi için YSP'nin himayesinde milletvekili seçimlerine katılımlarını organize etti.

 

6.4.) Olası sonuçlar

Anketler yakın bir başkanlık yarışına işaret ediyor. 3 Mayıs 2023 itibarıyla, bir Türk anket yapıcısı olan DİBARF, Kılıçdaroğlu'nun ilk tur oylamada hafif bir farkla önde olduğunu gösteriyor ve daha az popüler olan iki adayın Başkan Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'nun oylarını elinden alabileceği için Cumhurbaşkanı Seçiminin ikinci tura kalmasının mümkün olduğunu öne sürüyor.

 

Milletvekili seçimleri için, aynı anket yapıcısı firma, Kılıçdaroğlu yanlısı Millet İttifakı ve Başkan Erdoğan yanlısı Cumhur İttifakı'nın oyların çoğunluğunu kazanabileceği ancak TBMM‘ inde ki çoğunluğu koruyamayacağı sonucu tahmin ediyor. Kürt Emek ve Özgürlük İttifakı HDP'in Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına verdiği desteğin, eşgüdümlü bir parlamento eylemine dönüşüp dönüşemeyeceği ise belirsiz.

 

Başkan Erdoğan'ın potansiyel siyasi olarak güçlülüğüne rağmen, bazı gözlemciler, Başkan Erdoğan'ın siyasi dayanıklılığı ve hükümetin medya, ekonomik gelişme ve yargı kararları üzerindeki etkisinin yarattığı engellere atıfta bulunarak bir muhalefet koalisyonu olasılığını sorguluyor oluşu seçmeninin ülkede ciddi bir şekilde radikal bazda bölünmüşlüğünü işaret ediyor.

 

Seçmenin depremin yarattığı yaraları hükümetin nasıl sardığına nasıl bir tepki vereceği henüz belli değil. Ekonomistler yoğun rekabetin "mahkeme bölünmelerine" ve "siyasi istikrarsızlığa" yol açabileceğini değerlendiriyorlar. Eğer cumhurbaşkanının parti koalisyonu seçimden sonra parlamentoda çoğunluğu sağlayıp TBMM’sini kontrol edemezse parlamento üyelerinin çoğunluğu isterse parlamento başkanı çeşitli şekillerde tespit edilebilir. Devlet Başkanın kabine bakanlarını atama ve parlamento inisiyatifi olmadan hareket etme konusunda geniş yetkileri var, ancak bütçeleme, uluslararası anlaşmaları onaylama ve yabancı birlikleri konuşlandırma gibi bazı bu konularda karar verdiğinde parlamentonun onayına ve güvenine ihtiyacı var.

 

III.) Türk dış politikasında strateji 

 

7.) Türk dış politikası

Türkiye'nin Rus savunma sektörüyle ilişkilerinin genişlemesini batı emperyalizmi bir türlü içine sindiremiyor. Türkiye'nin stratejik yönelimi Batı ve diğer küresel ve bölgesel güçlerle nasıl uyum ve denge kurduğu ABD için önemli bir husustur. Türkiye'nin ABD ve diğer ülkelerle ilişkilerindeki eğilimler ülkemizin çok kutuplu küresel sistem içinde bölgesel bir güç olarak hareket etmek için daha fazla bağımsız hareket etmeyi ararken, bu yönelimdeki değişikliklerini diş siyasetine yansıtıyor.  Savunma için Batı'ya olan bağımlılıklarımızı azaltma ve iç siyasette Batı etkisinin cesaretini kırma konusunda ülke olarak tavırlarımız çok ciddi. Dolayısıyla Türkiye’yi Rusya’dan S-400 hava savuma sistemi aldığı bahanesiyle F-35 savaş uçağı programından çıkaran ABD, Türkiye’nin F-16 satın alımı ve modernizasyonu için görüşmelerini sürdürdüğü bir dönemde yeni bahanelere hazırlandı.

 

Tarihi gelişmeleri incelediğimizde ülkemiz Türkiye’nin batı bloğu dahilinde hayal kırıklığına uğradığı dönemlerde yaşanmıştır ve halen bu durum yaşanmaktadır. ABD ile ilişkilerin ciddi düzeyde sarsıldığı 5 Haziran 1964 “Johnson Mektubu” olayı sonrası ve 1974 Kıbrıs müdahalesinin ardından gelen Amerikan silah ambargosu akabinde Türk-Sovyet ilişkileri göreceli olarak gelişmiştir. Hatta 1975 yılında İskenderun Demir-Çelik Fabrikası Rus sermayesi ile ve dönemin Rus Başbakanı’nın katılımıyla açılmış, 1978 yılında dostluk, iyi komşuluk ve iş birliğine dayalı bir siyasal belge imzalanmıştır. Yine 1984’de bir doğalgaz anlaşması, 1989’da ise Sınır ve Kıyı Ticareti Anlaşması imzalanmıştır. Ancak tüm bunlar, Türk-Rus ilişkilerindeki genel olumsuz çizgiyi değiştirmeye yetmemiştir, çünkü dış ve güvenlik politikalarında Türkiye, Rusya ile önemli görüş farklılıklarını halen sürdürmektedir. Böyle bir ortamın tehdit ve sınamalarını bertaraf etmek ve fırsatlarından yararlanmak için, öngörü ve manevra kabiliyeti yüksek bir diplomasi icra ederek, sahada ve masada güçlü bir dış politika izlenmesi gerekmektedir. Köklü bir diplomasi geleneğine sahip olan ülkemiz, dış politikasında, merkezi coğrafi konumu, tarihi zenginliği, kuvvetli kurumları, güçlü insan kaynakları ve dinamik ekonomisinin de aralarında yer aldığı birçok unsurdan güç almaktadır. Böylece gelenek ile gelecek arasında köprüler kurulmaktadır.

 

Dış politikamız, içinde bulunduğumuz çalkantılı bölgesel ve uluslararası ortamda ülkemizin çıkarlarını korurken, aynı zamanda sürdürülebilir barış ve kalkınmaya uygun koşulların oluşmasını hedeflemekte, çevremizde barış, refah ve istikrar kuşağı tesisine katkıda bulunmaktadır. Devletimizi idare edenler kısmen Türkiye'nin emperyalist aktörlere olan bağımlılığını azaltmak ve onlar üzerindeki etkisini sürdürmek amacıyla, her durumun gerektirdiği şekilde, diğer güçlü ülkelerle ortaklıklarını ve rekabetlerini sınırlıyor gibi görünüyorlar. Türkiye'nin gelecekteki dış politika rotası kısmen, Türk liderlerin Batılı güçlerle geleneksel güvenlik ve ekonomik ilişkileri nedeniyle kendilerini ne ölçüde kısıtlanmış hissettiklerine ve başka küresel ilişkiler kurarken bu ilişkilerin gerilimini veya bozulmasını riske atmaya ne kadar istekli olduklarına bağlı olabilir. Böyle bir ortamın tehdit ve sınamalarını bertaraf etmek ve fırsatlarından yararlanmak için, öngörü ve manevra kabiliyeti yüksek bir diplomasi icra ederek, sahada ve masada güçlü bir dış politika izlenmesi gerekmektedir. Köklü bir diplomasi geleneğine sahip olan Türkiye, dış politikasında, merkezi coğrafi konumu, tarihi zenginliği, kuvvetli kurumları, güçlü insan kaynakları ve dinamik ekonomisinin de aralarında yer aldığı birçok unsurdan güç almaktadır. Böylece gelenek ile gelecek arasında köprüler kurulmaktadır.

 

 

 

 

10.) Sonuç:

ABD, NATO ve AB'nin Türkiye'nin şu anki cumhurbaşkanından kurtulmak istemesine neden olan elbette Başkan Erdoğan ve rakiplerinin ekonomi politikalarındaki farklılıklar değil. Sadece Rusya'nın tüm düşmanlarıyla aynı seviyede durmadığı, Putin ile ticari ilişkileri sürdürdüğü ve en önemlisi HER ZAMAN AMERİKA'NIN ÇIKARLARINA UYMAYAN KENDİ POLİTİKASINI oynadığı için alerjiye neden oluyor.

 

Son anketler hem milletvekilliği hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışın yakın olacağını gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk tur oylamada kazanmak için bir adayın oyların %50'den fazlasını alması gerekiyor. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu dışında iki aday daha olduğu düşünülürse bu pek mümkün görünmüyor. Böylece yarışın 28 Mayıs'ta ikinci tura geçmesi muhtemel.

 

Bazı muhalefet destekçileri, Erdoğan'ın kaybetmesi halinde iktidarı devretmeyi reddedeceğinden korkuyor. Başkan Erdoğan bunu neredeyse doğrudan 1 Mayıs 2023'te dile getirdi. Birkaç gün önce, Türkiye içişleri bakanı seçim günü "Batı destekli bir siyasi darbe girişimi" uyarısında bulunmuştu.

 

Bu tür söylemler, ABD'de Başkan Erdoğan’ın, belki de yakın çevresinin emriyle, özellikle küçük bir yenilgi durumunda seçimi bozabileceği veya sonuçlara itiraz edebileceği konusunda korku uyandırıyor.

 

Bu durumda, tüm bilgi kaynaklarına göre ABD'nin bir "Renkli Devrim" ve doğrudan bir askeri darbe seçeneği var.

 

Ama Başkan Erdoğan'ın darbeleri her şekilde alt etme tecrübesi var. Darbeci kalarak demokrat olamazsınız. Darbecilere karşı demokrasiyle mücadele edeceğiz. 

 

 

Not:

Yazımın üçüncü bölümünü gelecek günler tamamen yayınlayacağım.

 

6 Mayıs 2023 Berlin

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}