Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Rusya-Türkiye İlişkilerinin Gelişimi ve Gelecek Perspektifleri: Bir Analiz

Rusya-Türkiye İlişkilerinin Gelişimi ve Gelecek Perspektifleri: Bir Analiz

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

I. Giriş

Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler, tarih boyunca birçok dönemeçten geçmiş ve çeşitli evrelerden etkilenmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu ve Rus Çarlığının sınırları, Kara-deniz çevresindeki rekabetleri İstanbul Boğazı'nın stratejik önemi, tarih boyunca iki ülkenin ilişkilerini belirleyen temel unsurlardan biri olmuş-tur.

Modern Türkiye'nin kurulu-şundan sonra, Sovyetler Birliği'nin Türkiye'yi potansiyel bir rakip olarak görmesi, ilişkileri uzun bir süre geren bir etken olmuştur.

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'ye yapacağı resmi ziyaret, Rus ve Türk medyasında geniş bir şekilde tartışılmaktadır. Bu makale, ziyaretin temel içeriklerini, önemli gündem maddelerini ve ilişkilerin gelecekteki perspektiflerini ele alarak, Rusya ve Türkiye arasındaki siyasi, ekonomik ve stratejik bağlamı incelemeyi amaçlamaktadır.

 

II. Ziyaretin Geçmişi ve Putin-Erdoğan İlişkileri

Türkiye'nin 2015 yılında Rus savaş uçağını düşürmesi olayı, Türk-Rus ilişkilerinde bir dönemeç teşkil etmiş olmasına rağmen, taraflar bu krizi aşma ve işbirliğini sürdürme konusundaki kararlılıklarını dile getirmişlerdir. Günümüzde, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler, karşılıklı çıkarlara dayalı pragmatik bir temelde ilerlemektedir.

 

İki ülke arasındaki ekonomik işbirliği, enerji sektöründe stratejik ortaklık, savunma sanayii projeleri, turizm ve kültürel alışveriş gibi bir dizi alanda işbirliği olanakları titizlikle değerlendirilmektedir. Bu alanlarda gerçekleşen işbirliği, her iki taraf için de karşılıklı fayda sağlamakta ve ilişkilerin derinleşmesine katkıda bulunmaktadır.

 

Özellikle, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirecek olması, ilişkilerin önemli bir gelişmesini temsil etmektedir. Bu ziyaret, 2018 yılında gerçekleşen son resmi ziyaretin ardından gelmekte olup, Türkiye Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya'ya yaptığı bir dizi ziyaretin bir parçası olarak öne çıkmaktadır. Ayrıca, bu ziyaretin, Rus liderin Kuzey Atlantik İttifakı ülkesine yapılacak ilk ziyaret olma özelliği taşıması, Rusya'nın Ukrayna'da özel askeri operasyon başlatması ve NATO ile yaşanan gerginlik bağlamında ayrı bir anlam kazanmaktadır.

 

Ziyaretin diplomatik çerçevesi, taraflar arasındaki diyaloğun güçlenmesine ve bölgesel istikrarın korunmasına yönelik bir çaba olarak nitelendirilebilir. Her ne kadar geçmişteki krizler arasında yaşanmış olaylar olsa da tarafların çıkarlarını merkeze alan bu pragmatik yaklaşım, ilişkilerin sürdürülebilir bir zeminde ilerlemesine imkân tanımaktadır.

 

III. Erdoğan ve Putin'in Vizyonlu Siyasetleri

Recep Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin, ulusal liderlik rollerinde sık sık övgü alarak tanınan iki güçlü siyasi figürdür. Hem Türkiye hem de Rusya'nın liderleri olarak, Erdoğan ve Putin, ülkelerinin iç siyasetini şekillendiren ve uluslararası alanda etkili birer aktör olarak öne çıkan liderlik vasıflarını sergilemişlerdir.

 

Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin modern tarihinde önemli bir figür olmuş, uzun yıllar süren siyasi kariyerinde ülkesini çeşitli dönemlerde başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevlerinde temsil etmiştir. Erdoğan'ın liderliği, ekonomik büyüme, altyapı projeleri ve sosyal politikalardaki başarılarıyla dikkat çekmiştir. Aynı zamanda, dış politikada etkin bir rol oynayarak bölgesel istikrarın sağlanması ve mülteci krizi gibi küresel sorunlara çözüm bulma çabalarını desteklemiştir.

 

Vladimir Putin ise Rusya'nın güçlü liderlerinden biri olarak bilinir. Putin'in uzun süreli liderliği, ülkenin içinde ve dışında güçlü bir pozisyon elde etmesine katkıda bulunmuştur. Rusya'nın ekonomik toparlanması, enerji sektöründeki etkin politikalar ve dış politikadaki kararlılığı, Putin'in liderliğinin temel özellikleri arasında yer almaktadır. Ayrıca, Putin'in uluslararası alandaki rolü, Suriye'deki kriz gibi çeşitli konularda etkin bir ara bulucu olma çabalarını içermektedir.

 

Her iki lider de ülkelerini uluslararası alanda daha etkili birer oyuncu haline getirme çabalarını sürdürerek kendi halkları tarafından geniş destek bulmuşlardır. Bu liderlerin karizmatik yetenekleri, siyasi vizyonları ve etkili yönetim anlayışları hem Türkiye hem de Rusya'nın içinde bulunduğu karmaşık zorluklara karşı başa çıkma konusundaki yeteneklerini vurgulamaktadır.

 

IV. Bölgesel ve Küresel Bağlamda İş birliği ve Çatışmalar

Rusya ve Türkiye arasındaki ikili ilişkiler, özellikle Suriye, Libya ve Güney Kafkasya gibi bölgesel çatışmaların çözüm süreçlerine odaklanmış durumdadır. Türkiye'nin Ukrayna krizindeki arabuluculuk çabaları ise bu iki ülke arasındaki stratejik işbirliğinin önemli bir göstergesidir. Bu bağlamda, ekonomik işbirliği, ticaret hacminin artışı ve yatırımların çeşitlenmesi, ikili ilişkilerin temel gündem maddelerinden biri olarak öne çıkmaktadır.

 

Soğuk Savaş'ın sona ermesi, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerde olumlu bir atmosferin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Diplomatik temasların artışı, ekonomik işbirliği olanaklarının değerlendirilmesi ve stratejik diyalog mekanizmalarının kurulması, bu ilişkilerin gelişimine katkı sağlamıştır. Ancak, 2008 Gürcistan-Rusya Savaşı sırasında Türkiye'nin Gürcistan'ı desteklemesi ve Rusya'nın buna tepki göstermesi, ilişkilerde geçici bir gerginlik dönemine neden olmuştur.

 

Suriye'deki iç savaşın etkisiyle birlikte Türkiye ve Rusya, bölgedeki rolü arttırmış ve Astana süreci çerçevesinde Suriye'de ateşkese yönelik çabaları koordine etmiştir. İdlib'de gerilimi azaltma bölgesi oluşturarak, krizin insani boyutuna çözüm arayışında birlikte hareket etmişlerdir. Bu süreç, taraflar arasındaki diyalogun önemini bir kez daha vurgulamış ve bölgesel istikrarın sağlanmasına yönelik ortak çabalarını göstermiştir.

 

V. Ukrayna Krizi ve Olası Müzakereler

Ziyaretin detaylarına dair Rus medyasında yer alan bilgilere göre, bu önemli ziyaret kapsamında ele alınacak konulardan biri olarak Ukrayna sorunları öne çıkmaktadır. İstanbul'da 2022 yılında gerçekleşen müzakereler, taraflar arasında bir uzlaşma sağlama isteğini yansıtan önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.

 

Türkiye uzmanları ve medya, özellikle bu krizin toplantının kilit noktasını oluşturabileceği konusunda dikkat çekerek, Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmanın çözüm sürecinde arabuluculuk rolü üstlenebileceği konusunda vurgu yapmaktadır. Bu bağlamda, ziyaretin Ukrayna meselesinin çözümüne yönelik olası etkileri ve liderler arasında gerçekleşecek müzakerelerin stratejik önemi ön plana çıkmaktadır.

 

VI. İkili Sorunlar ve Gelecekteki İlişkiler

Batı yaptırımları ve finansal kısıtlamalar gibi ikili sorunlar, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin karmaşıklığını artırmaktadır. Ekonomik işbirliği ve enerji projelerindeki anlaşmazlıklar da bu karmaşıklığı derinleştirmektedir. Özellikle enerji, turizm, inşaat gibi sektörlerdeki yatırımların yanı sıra ticaret hacminin önemli artış göstermesine rağmen, Batı kaynaklı yaptırımların etkisiyle yaşanan zorluklar dikkat çekicidir. Liderlerin görüşmede ele alacağı diğer önemli konular arasında Suriye meselesi bulunmaktadır. Bu bağlamda, Şam ile Ankara arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, bölgesel istikrarın sağlanması adına önem taşımaktadır. Ayrıca, Güney Kafkasya ve Afrika'daki olaylar ile Gazze'deki çatışma, liderlerin geniş bir yelpazede ele alacakları konulardan sadece birkaçıdır. Bu çerçevede, Rusya ve Türkiye'nin karşılıklı çıkarlarını dengeleme ve ortak çözümler bulma amacıyla yapılacak görüşmenin stratejik önemi göz önünde bulundurulmalıdır.

 

V. Gelecekteki İlişkiler ve Küresel Düzen

Rusya ve Türkiye, küresel siyasi sistemdeki değişikliklere yönelik ortak bir çaba içindedir. Her iki ülkenin, mevcut dünya düzeninin çöküşüne karşı yeni bir düzen kurma arzusu, ilişkilerini şekillendiren temel dinamiklerden biridir. İki ülke arasındaki diyaloğun güçlenmesi, bu çabaya olumlu bir katkı sağlayacaktır.

 

Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler, tarihsel süreç içinde farklı evrelerden geçmiş olup günümüzde çeşitli zorluklara rağmen güçlü bir temelde ilerlemektedir. İki ülke, bölgesel istikrarın korunması, terörle mücadele, ekonomik işbirliği ve enerji projeleri gibi önemli konularda işbirliğini sürdürme amacındadır. Ancak, uluslararası dinamikler ve bölgesel sorunlar, ilişkilerin geleceğini etkileyebilecek kritik faktörler olarak öne çıkmaktadır.

 

Türkiye ve Rusya'nın karşılıklı çıkarlar doğrultusunda ilerleyen ilişkileri, bölgesel istikrarın korunması noktasında önemli bir rol oynamaktadır. Terörle mücadele konusundaki işbirliği, özellikle Suriye ve bölge genelindeki terör tehditleriyle mücadelede ortak çabaların artırılmasını içermektedir. Ekonomik işbirliği ise ticaret hacminin artması, yatırımların güçlenmesi ve ortak projelerin hayata geçirilmesi gibi alanlarda kendini göstermektedir.

 

Enerji projeleri, Türkiye ve Rusya arasındaki işbirliğinin önemli bir unsuru olarak öne çıkmaktadır. Türk Akımı projesi gibi enerji projeleri, enerji güvenliği ve tedarik konularında işbirliği sağlayarak enerji sektöründe stratejik bir ortaklığın temellerini atmaktadır. Bu tür projeler, hem enerji alanında karşılıklı çıkarları güçlendirmekte hem de ekonomik ilişkileri derinleştirmektedir.

 

Ancak, Türkiye-Rusya ilişkilerinin geleceğini etkileyen önemli faktörler arasında uluslararası dinamikler ve bölgesel sorunlar bulunmaktadır. Özellikle Suriye, Libya gibi krizler ve Karadeniz'deki güvenlik meseleleri, ilişkilerde zaman zaman gerginliklere neden olabilmektedir. Ayrıca, her iki ülkenin de farklı stratejik hedeflere sahip olması, gelecekteki işbirliği potansiyelini etkileyebilir.

 

VI Sonuç

Sonuç olarak, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler, tarihsel geçmişten günümüze çeşitli evrelerden geçmiş, ancak karşılıklı çıkarlar doğrultusunda ilerlemiştir. Güncel olarak işbirliği potansiyeli bulunmasına rağmen, ilişkilerin geleceği, uluslararası ve bölgesel dinamiklere bağlı olarak şekillenecektir. Her iki ülkenin de karşılıklı saygı ve anlayışa dayalı bir diyalog sürdürme kararlılığı, olası zorlukların üstesinden gelmede kilit bir rol oynamaktadır.

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye ziyareti, ikili ilişkilerin zenginleşen dinamiklerini ve küresel düzeydeki siyasi değişimlere olan ortak yaklaşımlarını vurgulamaktadır. Ziyaret, Rusya-Türkiye ilişkilerinin derinleşmesine ve gelecekteki işbirliği potansiyeline ışık tutacaktır.

 

Sonuç olarak,

 

Recep Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin, kendi ülkelerinde etkili liderlik sergileyen ve uluslararası alanda aktif roller üstlenen güçlü siyasi figürlerdir. Her iki lider de uzun süreli politik kariyerleri boyunca ekonomik başarılar elde etmiş, dış politikada etkili birer stratejist olmuşlardır. Karizmatik liderlik vasıfları, siyasi vizyonları ve halklarından aldıkları geniş destek, Türkiye ve Rusya'nın karmaşık zorluklarla başa çıkma kapasitelerini vurgulamaktadır. Erdoğan ve Putin'in liderlikleri, uluslararası ilişkilerdeki dinamiklere de yön vererek ülkelerinin küresel arenadaki etkisini güçlendirmiştir.

 

1 Şubat 2024, Lüksemburg

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}