Han Nehri ‘nin sakinleri
Han Nehri, Seoul’un ruhudur. Şehri görkemli bir şekilde iki kısma ayırır. Şehrin kuzey tarafı, daha kumlu bununla beraber tarih açısından çok zengindir. Seoul’un güney tarafı ise daha gösterişli, daha yeni ve daha zengindir. Şehir eskiden pirinç ve yakıt malların tedarik edildiği otoyol ve savaş zamanlarında bir savunma hattı oluşturuyormuş. Ancak zaman değişti ve artık bu amaçlara hizmet etmiyor. Artık Han nehir şehrin sakinleri için bir tabiatı korumak için sığınak. Han nehri artık bu kadim şehrin sakinlerinin bisiklete binerek spor yapmaları, piknik yapmaları için güzel bir alan, gün batımını izlemeleri için sakin bir yer, su kayağı yapmaları, kano yapmaları, rüzgâr sörfü yapmaları, ya da sadece o özel olarak sevgililerin el ele tutuşup birbirlerinin arkadaşlığının tadını çıkarmak için dolaştıkları sakin bir yer. Yine de bu kutsal alanların bile tehlikeleri var- en azından bunun geçmişte olduğu iddia ediliyor.
Eskiden Kurtlar ve Kaplanlar Han nehrinin kıyılarında dolaşarak sadece yaban domuzu, geyik ve küçük memelileri değil, ara sıra insanları da avlamışlar. Bazen bu tepe yırtıcıları nehri kendi avantajlarına kullanmışlar. İnleri nehrin güney tarafındaymış ama yüzerek kuzey tarafında avlanıyorlarmış. Doyunca güvenli yuvalarına tekrar geri yüzerek geliyorlarmış. 20. yüzyılın başlarında burayı seyahat eden bir Amerikalı avukata göre, kaplanlar ara sıra teknelere atlar ve dikkatsiz yolcuları ve denizcileri kaparlarmış. Kore'ye seyahat eden bazı seyyahların anekdotlarına bakılırsa, onun bir masal anlatıcısı olduğundan ziyade daha iyi bir avukat olduğunu varsayıyorum. Hikayeleri uyduran tek kişi O değilmiş.
Kore’yi 1870'lerin sonlarında ziyaret eden bir Fransız misyonere göre, Korelilerin "nehirlerde yaşayan devasa bir kertenkele türünden bahsettiklerini sık sık duymuşmuş. Kertenkeleler güneş ışınlarının tadını çıkarmak için kıyılara çıkmaktan hoşlanıyorlarmış. Tabii ki O bu canavarlardan birini gördüğünü asla iddia etmiyor ve notları ve kitapları olmadığı için Korece'de buna ne dendiğini hatırlamıyormuş.
Nehrin derinliklerinde var olduğu söylenen ve 20. Yüzyıldan beridir bilinen başka sakinler de varmış. 1928'de, nehirde aşağı yukarı yüzerken görülen yaklaşık iki metre uzunluğunda bir yaratığın olduğuna dair ciddi raporlar var. Kısa süre sonra yerel basının sayfalarından bu yazılar silindiği için bu yaratığın ne olduğu bilinmiyor. Belki Van gölündeki canavara benziyordur. Yine de bu kadim şehrin sakinleri arasında hala bu yaratıktan bahsediliyor. Muhtemelen geceleri çocukları korkutmak için kullanılan bir öcüye, ya da kamp ateşinin etrafında birkaç şişe alkolle eğlenmek için kullanılan bir öcüye bu canavar benziyordu.
Koreli bir film yönetmeni olan Bong Joon-ho lise öğrencisiyken yanlışlıkla Hangang köprüsünün yakınında pencereden tuhaf bir yaratığı gördüğüne tanıklık yaptığı söyleniyor. 2006'da gişe hasılatı yapan "The Host" filminin yönetmeni için ona ilham veren de bir deneyim. Belki bu yaratık bir deniz kızı ya da deniz adamıydı kuyruğu olmayan bir balığa benzeyen canavar. 1888'de birkaç Koreli ile röportaj yaptığı anlaşılan dönemin bir muhabirine göre: Corean denen bir yaratık varmış.
Bu Corean isimli yaratık ellerini yaklaşık bir metre arayla uzatarak, "Bu 'adamın' genellikle tıpkı bir insan gibi bir bebeği emzirirken görüldüğü söylenir. Saçları 'çok uzun' değilmiş. Onun çok değerli saçları varmış. Ve onun bu saçları kesildiğinde, zavallı deniz adamı ya da bu deniz hizmetçisi en yürek burkan şekilde ağlıyormuş. Hatta bazıları bu kaybı o kadar ciddiye alıyormuş ki, bu nedenle üzüntü ve kederlerinden dolayı ölüyorlarmış. Hayvanı gören hiçbir Koreli bu canavarı tarif edemiyormuş.
Nehrin içinde gizlenenlerin hepsi canlı değil. Han nehriyle ilgili, su hayaletlerinin bahtsız kurbanları olduğu iddia edilen bu nehirde boğulan yüzücülerle ilgili pek çok hikâye var. Şehrin sakinleri Han nehriyle ilgili görüş belirtiklerin, bu yüce nehirde vefat eden Yüzücülerin ölümlerinin asıl sebebin talihsiz bir kaza, ya da kasıtlı olarak kendi kendini yok etme eylemlerinden kaynaklandığını belirtiyorlar. Dolayısıyla Han nehrinin aynı zamanda gezgin ruhlarla dolduğunu söylüyorlar. Nehrin kıyılarını süsleyen en az bir anıt, kaybolanlara tanıklık ve belki de "hanların”- Han Nehri'ndeki ölümleriyle bağlantılı derin üzüntü ve kızgınlığı hafifletme çabasıdır.
21 Mart 2021, Seoul