Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Rus istihbarat servisleri

Rus istihbarat servisleri

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

Nükleer silahların kullanımı tehdidi 2022 yılında yine hortladı ve Avrupa sahnesindeki yerini aldı. Bu yıl Şubat ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ettiği günden beri Ukrayna’nın kendisinin isteklerine boyun eğmesini sağlamak ve NATO’nun müdahalesini engellemek amacıyla ülkesinin nükleer kılıcını sallamakta. Bu durum kırk yıldır NATO ve ortaklarına karşı yürütülmüş en uzun süreli, ısrarlı ve bilinçli nükleer zorlamadır. Bu nedenle Rusya’nın bu tutumunu bilakis bu bağlamda istihbarat servislerini dikkatle incelemeliyiz.

 

Rusya’nın güvenlik ve istihbarat servisleri Batı’nınkilere göre daha farklı bir politik bağlamda iş görürler ve bu da onlara tamamen farklı bir karakter kazandırır. Sovyetler Birliği’nin eski mensubu ve daha sonra Federal Güvenlik (FSB) direktörü olan Vladimir Putin’in adını (Bolşeviklerin ilk siyasi polisi olan “Cheka”lardan alan Chekist kuvvetlerini en yakın müttefikleri ve en yararlı araçları olarak gördüğü açıktır. 2015’te kutlamalarında Güvenlik Servisi Çalışanları Günü’nde bu kuvvetleri “Rusya’nın egemenliğini ve ulusal bütünlüğünü ve vatandaşlarının yaşamlarını koruyan gerçek profesyonel, cesur ve güçlü insanlar” olarak tanımlamıştır. Evrensel sistemin egemen devletleri, çıkarları gereği, askeri, güvenlik, ekonomik ve ticari faaliyetler içerisinde karşılıklı iş birliğini sürdürebildikleri gibi, çatışan çıkarları doğrultusunda rekabetçi politikalar izleyebilmektedirler. Bu bağlamda çıkar eksenli amaçlar doğrultusunda farklı birçok yol ve yönteme de başvurmaktadırlar. Bunlardan biri de istihbarattır.

 

İstihbarat ülkelerin “gizli” yollar ile bazı bilgilere ulaşma ve bu bilgileri devletin yararına olacak şekilde kullanma, gizleme ya da engelleye yönelik olarak taktik içerikli işlenmiş bilgi olarak özetlenebilir.

 

Rus Dış İstihbarat Servisi (SVR) genel anlamda ABD’nin Merkezi İstihbarat Servisine (CIA), İngiltere’nin Gizli İstihbarat Servisine (genel olarak M16 olarak bilinir), ve Fransa’nın Dış İstihbarat Ajansına (DGSE) benzerlikler gösterir. Rusya Federasyonu’nun Ana İstihbarat Direktörlüğü (GRU) da NATO’daki birçok karşıtları gibi bir askeri dış istihbarat servisidir. Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) bir yurtiçi güvenlik ve karşı istihbarat servisidir ve ABD’nin FBI (Federal Araştırma Bürosu), Almanya’nın BfV veya İtalya’nın AISI gibi kurumlarından daha sert olmakla beraber belki biraz benzerlik bulunabilir.

 

Rus güvenlik aygıtı temelde üç istihbarat servisinden oluşuyor: iç istihbarat servisi FSB (Federalnaya Sluzhba Besopas-nosti), sivil dış istihbarat servisi SWR (Slubscha Vnezhnei Rasvedki) ve askeri istihbarat servisi GRU (Glavnoye Rasvedyvatel-noye Uprawleniye). Bu istihbarat servislerine ek olarak Cumhurbaşkanlığı Koruma Teşkilatı FSO (Federalnaya Sluschba Okhrany) da bulunmaktadır. Bunun sonucunda da bu kuvvetler aşırı pohpohlanmış, rekabetçi ve yozlaşmış bir gruba dönüşmüştür. Putin yönetiminde bütçeleri ve güçleri devamlı arttırılmıştır. Ayrıca siyasi süreç içindeki statüleri de artmıştır. Belirtiler, 2014’ten beri – belki daha önceden de - büyükelçilerin ve hatta dışişleri Bakanının operasyonları durdurmak (hatta operasyonlarla hakkında önceden bilgilendirilmek) konusunda eskiye oranla çok daha az yetkileri olduğunu göstermektedir.

 

FSB, Rusya'nın sivil iç istihbarat servisidir. Bu, 1991 yılında eski KGB'den (Komitet Gosudarstvennoi Besopasnosti) ortaya çıktı. FSB'nin ana yasal görevleri, casuslukla mücadele, suçla ve organize yapılarıyla mücadele, dış sınırları koruma, radyo ve teknik savunma, bilgi güvenliği, gizli ve ekonomik korumadır. Devlet sınırını ve sınır kontrollerini güvence altına alma görevlerine ek olarak, FSB'nin görevleri arasında telekomünikasyon güvenliği ve bilgi teknolojisi güvenliği de yer alıyor.

 

Rus istihbarat servisleri Moskova’nın Batı’ya karşı yürüttüğü kinetik olmayan savaşın cephedeki askerleridir. Bu nedenle Putin’in onlara bu denli saygı duyması şaşırtıcı değildir. Ancak her şeye rağmen istihbarat servisleri aynı zamanda Rusya’nın zayıf noktası olabilirler. Bunların Batı’daki saldırgan müdahaleleri gözden kaçmamış ve Avrupa ve Kuzey Amerika’da güçlü bir siyasal tepki yaratmıştır. Ama birçok bakımdan bunlar Moskova’da daha büyük risk oluşturmaktadırlar. Putin’in teşvik ettiği rekabetçiliğin yanısıra kendi fikir ve önyargılarının sorgulanmasına giderek daha kapalı hale gelmesi bu servislerin ona duymak istediklerini söylemek için birbirleriyle yarışmalarına neden olmaktadır. Sonuç olarak, Putin daha şimdiden Donbas Bölgesine yaptığı müdahale gibi ciddi ve pahalıya mal olan hatalar yapmış durumdadır (kendisine bu müdahalenin Kiev’in kısa zamanda teslim olmasını sağlayacağı garanti edilmişti). Çok daha ciddi hatalar yapma olasılığı son derece yüksektir. İstihbarat ajansları güç sahibine “tam gerçeği” söyleyebilmeye istekli ve muktedir olmalıdırlar; bu olmadığında dengesiz politikalar kaçınılmaz olur ve hepimizin başı dertte demektir.

 

Karşı istihbarat faaliyetlerinin bir parçası olarak FSB.

 

FSB Rus yasalarına göre yurt dışında faaliyet gösterme yetkisine de sahiptir. FSB ayrıca diğer eyaletlerdeki ve eyalet ittifaklarındaki güvenlik yetkililerine karşı yoğun keşif (karşı casusluk) yürütür. FSB ayrıca adli soruşturma ve yürütme yetkilerine sahiptir. FSB'nin genel merkezi Moskova'nın merkezinde yer almaktadır. Yasal dayanak, 1995 tarihli ve o zamandan beri birçok kez değiştirilen ve Başkan Putin'in görev süresi boyunca hizmetin yetkilerini istikrarlı bir şekilde genişleten “FSB Yasası’dır. SWR, Rusya Federasyonu'nun sivil dış istihbarat servisidir. Servis, 1991 yılında yabancı casusluktan sorumlu KGB'nin ilk karargahından ortaya çıktı ve o zamandan beri bağımsız bir kurum olarak FSB ile birlikte faaliyet gösteriyor. Tabii bunun da bir bedeli vardır. Sahip oldukları avantajlar efendileri ve koruyucuları Putin’in kendilerini yararlı güçler olarak görmesine bağlıdır. Örneğin, GRU 2008’de Gürcistan savaşında başarısız olarak algılandıkları için uzun yıllarca gözden düşmüşlerdi. Ajansların sorumlulukları örtüşmektedir (FSB dahi dış operasyonlara giderek daha fazla karışmaktadır) ve dolayısıyla birbirleriyle şiddetle ve acımasızca rekabet etmektedirler. Bu vahşi ve yamyamca bir sistemdir – daha önceki elektronik istihbarat Servisi FAPSI (Hükümet İletişim ve Enformasyon Federal Ajansı) GRU ve FSB tarafından parçalanıp yok edilince bunu anlamışlardır.

 

SWR, siyaset, ticaret, bilim ve teknoloji alanlarından bilgi toplamaktan sorumludur. Buna güvenlik ve savunma politikası konuları da dahildir. Bazı alanlarda, GRU askeri istihbarat servisinin görev ve faaliyetleriyle örtüşmeler vardır. SWR'nin bir diğer görevi de Batılı güvenlik makamlarının ve istihbarat servislerinin keşfi ve bu tesislerin içine sızmasıdır. SWR ayrıca nükleer silahların yayılması ve uluslararası terörizmle mücadelede de yer almaktadır.

 

GRU, kurulduğu 1918 yılından bu yana, güvenlik aygıtı içinde işlevi ve temel yapısı itibarıyla bağımsız işleyen bir kurum olarak kalmıştır. Bu servisin görevleri, özellikle askeri ve güvenlik politikası alanında bilgi teminini içerir. Hedef nesneler Bundeswehr, NATO ve diğer batı savunma yapıları ile askeri olarak kullanılabilecek teknolojilerdir. GRU ayrıca bilimsel ve teknolojik casusluk yapmaktadır. Rus Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı'nın bir parçasıdır ve Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlıdır.

 

Ayrıca sözde paramiliter birimler de Rus istihbarat servislerinin bir parçasıdır. Bunlar yurtiçi ve yurtdışındaki çatışmalar bağlamında kullanılabilir. Ayrıca, sabotaj ve hassas operasyonlar bağlamındaki özel görevler, görev profilleri için geçerlidir.

 

Bu paramiliter birimlerden biri, FSB'nin “Management V” (eski adıyla “Vympel”) ve “Management A” (eski adıyla “Alpha”)'dır. Diğer şeylerin yanı sıra, terörle mücadele bağlamında askeri olarak yapılandırılmış ve aktif birimler olarak FSB'ye hizmet ediyorlar. "Yönetim V" ve "Yönetim A", FSB'deki sözde "Özel Harekât Merkezi" ne bağlıdır.

 

"Vympel" 1981 yılında kuruldu, bu birimin görevi Rusya sınırları dışında özel operasyonlar yürütmekti. 1991 yılına kadar "Vympel", KGB'nin ilk karargahının bir parçasıydı. 1994 yılında İçişleri Bakanlığı'na ("Vega" birimi olarak) bağlandı. 1995'te FSB'ye yeniden atandı ve 1998'de yeniden adlandırıldı. Vympel'de. 2018'de "Vympel", başka bir yeniden yapılanmanın parçası olarak "İdare V" olarak yeniden adlandırıldı. Şu anda, asıl görevi muhtemelen terörle mücadele operasyonlarının uygulanması, aynı zamanda yurtdışındaki Rus vatandaşlarının ve kurumlarının korunması.

 

Birim, diğer şeylerin yanı sıra, 2004 yılında Beslan'daki okula yapılan baskının (rehine kurtarma) bir parçası olarak tanındı. "Vympel", Kuzey Kafkasya'da, o zamandan beri ilhak edilmiş olan Kırım Yarımadası'ndaki operasyonlarda ve Rusya Federasyonu tarafından Suriye'de terörle mücadele operasyonlarında yer aldı.

 

Sonuç olarak belirtmek gerekirse,

Rus istihbaratı küreselleşmenin de etkisiyle değişen, dönüşen ve gelişen teknolojiye adapte olmuş ve dünyadaki istihbarat faaliyetlerini siber alana taşımıştır. Rusya, siber alanda da güvenliğini sağlamak, sahip olduğu bilgiyi ve donanımı güvence altına almak ve korumak için siber güvenlik ve siber istihbarat alanlarında faaliyetlerine devam etmektedir.

 

Rusya’nın istihbarat faaliyetleri, Avrupa hükümetlerinden daha başarılı ve etkili olma, olası düşmanları dengesizleştirme, Rusya’nın ekonomik çıkarlarını geliştirme gibi birçok alana yönelik çalışmakta ve değişen ve gelişen teknolojik gelişmeler doğrultusunda siber istihbarat alanı da bu hedefleri gerçekleştirme doğrultusunda kullanılmaktadır. Siber alandan alınan pek çok bilgi bugün hem istihbarat toplanmasına yardımcı olmakta hem de dış politika kararlarının daha etkili olmasına katkı sağlamaktadır.

 

Ajanslar nadiren iyi bir iş birliği yaparlar, ama risk almaya ve yaratıcılık ve saldırganlık sergilemeye hazırdırlar. Ayrıca, aşağıda da anlatılacağı gibi, Kremlin’e duymak istediklerini söylemekte birbirleriyle yarışırlar, ki bu belki de en tehlikeli sonuçtur. Güvenlik ajanslarının göreceli dokunulmazlıkları ve ellerindeki geniş yetki, bu sisteme özgü olan yolsuzluk sorununa da katkıda bulunmaktadır. Bu işin boyutları operasyonlara – Donbas bölgesindeki savaş ağalarına verilmesi tasarlanan fonları kendilerine aktarmaktan “dost” bir şirketin ihale kazanması için dinleme cihazları kullanmaya - kadar uzanmaktadır.

 

 

 

14 Aralık 2022, Cambridge

 

 

 

 

 

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}