Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Vilnius'taki NATO Zirvesi

Vilnius'taki NATO Zirvesi

 

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

Vilnius'taki NATO Zirvesi büyük bir heyecan uyandırdı. Vilnius Zirvesi'nde NATO Liderleri, NATO'nun yakın ve uzun vadeli stratejik yönünü belirleyen önemli ve tarihi kararlar aldılar.

 

Kiev'in öfkeli destekçileri, Ukrayna'nın NATO üyeliği için cesur adımlar atılmasını talep ederken, ABD Başkanı Biden 'in henüz hazır olunmadığına yönelik açıklaması hayal kırıklığı yarattı. 

 

Bu makalemde, Vilnius’taki NATO zirvesinin ardından yaşanan diplomatik olayları, Ukrayna'nın üyelik talebini ve Batı-Rusya ilişkilerini incele-yeceğiz. Zelensky'nin cesur adımları ve Batı liderlerine yönelik eleştirilerini de ele alarak gerginlikleri anlamaya çalışacağız.

Ukrayna-NATO Konseyi

Ukrayna'nın güvenliği, uluslararası güvenlik taahhütleri, diplomasi, bölgesel iş birliği ve NATO ile daha yakın bir ortaklık gibi kapsamlı bir strateji gerektirir. Ukrayna için NATO'ya katılım önemli bir adım olacaktır, ancak bu karmaşık bir karar olup hem jeopolitik hem de güvenlik politikası açısından dikkatlice düşünülmesi gereken bir durumdur. Dolayısıyla Vilnius'taki zirve, büyük beklentilere yol açtı. Kiev'in öfkeli destekçileri, Ukrayna'nın NATO'ya kabul edilmesini talep ederken, diğerleri en azından Ukrayna'ya güvence verme ve düşmanlıklar yani savaş sona erdikten sonra ittifaka kabul için net bir plan oluşturma arzusundaydılar. Ancak ABD Başkanı Biden'in ani kararı ile Ukrayna'nın henüz üyelik için hazır olmadığı belirtildi. Berlin ‘de benzer bir duruş sergiledi. Bu nedenle Ukrayna'ya Ukrayna-NATO Konseyiyle ilgili bir niyet beyanı sunuldu. Ukrayna'nın NATO ile iş birliğini güçlendirmek ve güvenlik konusundaki ortak çıkarları daha etkili bir şekilde ele almak için önemli bir adımdır. Bu beyan, NATO üyeleri tarafından yapılan bir taahhüt ve Ukrayna'ya verilen desteği ifade etmektedir.

 

Ukrayna-NATO Konseyi, NATO ile Ukrayna arasındaki iletişim ve iş birliğini kolaylaştıran bir platformdur. Konsey, kriz istişareleri yapmak, ortak güvenlik tehditleriyle başa çıkmak için stratejiler geliştirmek ve iş birliği alanlarını belirlemek amacıyla düzenli olarak toplanır. Bu sayede Ukrayna ve NATO arasındaki ilişkiler güçlenir ve ortak çıkarlar daha etkin bir şekilde ele alınır.

 

Diplomasi ve uluslararası iş birliği

Ukrayna'nın güvenliğinin sağlanması için iki temel adım diplomasi ve uluslararası iş birliğidir. Uluslararası toplum, Ukrayna'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeli ve krizin barışçıl bir çözümü için çaba sarf etmelidir. Diplomasi ve müzakere süreçlerinin güçlendirilmesi, Ukrayna'nın uluslararası destek ve itibar kazanmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, diğer ülkelerle iş birliği yaparak, Ukrayna'nın güvenlik sorunlarına çözüm bulmada daha fazla kaynak ve uzmanlığa erişebilir ve istikrarı artırabilir. Tüm bu adımlar, Ukrayna'nın güvenliği ve istikrarı için önemli bir temel oluşturur. Diplomasi ve uluslararası iş birliği, çatışmaların önlenmesi ve barışçıl çözümlerin bulunması için kritik öneme sahiptir ve tüm tarafların iş birliği yapması, Ukrayna'nın güvenliğine katkıda bulunacaktır.

 

Ukrayna'nın güvenliği için askeri kapasite güçlendirmek önemlidir. Bu, kendi savunma kabiliyetini artırmak ve ordusunu modernize etmek anlamına gelir, böylece ülke iç ve dış tehditlere karşı daha güçlü bir duruş sergileyebilir. Askeri eğitim de büyük önem taşır, nitelikli ve iyi eğitimli personel ordunun etkinliğini ve verimliliğini artırır. Aynı zamanda, teçhizat ve teknolojideki gelişmeler de dikkate alınmalıdır; modern silah sistemleri ve teçhizat sayesinde Ukrayna'nın savunma kabiliyeti artırılabilir.

 

Askeri kapasiteyi güçlendirmek için stratejik bir planlama gereklidir, bütçe doğru alanlara yönlendirilmeli ve uluslararası iş birliği ve askeri destek alınmalıdır. Diğer ülkelerden gelecek yardım ve iş birliği, Ukrayna'nın savunma kabiliyetini artırmak için önemli bir rol oynar. Bu adımların yanı sıra, Ukrayna'nın güvenliği için sadece askeri boyutta değil, aynı zamanda diplomatik, ekonomik ve politik alanlarda da stratejik yaklaşımların hayata geçirilmesi önemlidir. Tüm bu adımların bir arada düşünülerek uygulanması, Ukrayna'nın güvenlik ve istikrarını artırmada etkili bir yöntem olacaktır.

 

Zelensky ‘e Batı'da hayranlık

Son bir buçuk yılda, Zelensky Batı'daki çeşitli mekanlarda cesaret ve hayranlık kazanmış olabilir, ancak görünüşe göre o tüm bunlara ciddi şekilde inanmaya başladı. Hızlı bir şekilde NATO'ya üyelik garantisi beklemeksizin, belirsiz ifadeler kullanarak ittifak liderlerini eleştirdi ve üyelik meselesini Moskova ile bir pazarlık kozu haline getirdi. Bu davranışlar Batı'yı Ukrayna'ya saygı duymaya çağırmaya ve hatta İngiliz Savunma Bakanı ile alay etmeye kadar gitti. Ancak, Washington'un üst düzey yetkilileri bu tutuma tepki gösterdi ve Brüksel, Zelensky'nin "müttefiklerden daha fazlasını elde etme" girişimini frenledi. Zelensky'nin çaresizliği Zelensky'nin çaresizliği anlaşılabilir; zira Ukrayna, NATO üyesi olarak uzun süredir yerine getirmekte olduğu yükümlülüklerle ve Rusya'ya yönelik bir saldırının öncüsü olarak görevini yerine getiriyor. Ancak NATO'nun 5. Maddeye dayalı kolektif savunma gibi üyelik avantajları vaat etmemesi onun hayal kırıklığına neden olmuş olabilir.

 

Ukrayna'nın NATO'nun bir parçası olması gerekliliği de tartışılmaktadır. NATO üyeliği, Ukrayna'nın güvenliğini daha etkili bir şekilde sağlayabilir ve diğer NATO üyelerinin desteği ve kolektif savunma ilkesi sayesinde Ukrayna'nın güvende hissetmesine yardımcı olabilir. Ancak NATO üyeliği, ittifakın coğrafi sınırlarını değiştirebilir ve NATO-Rusya ilişkilerini gerilime sokabilir. Ayrıca, Ukrayna'nın NATO standartlarına uyum sağlaması zaman ve çaba gerektirebilir.

 

Rusya da aynı şekilde hayal kırıklığına uğradı. NATO zirvesi sonrasında yayımlanan 30 sayfalık bildiri, sadece "Kırım da dahil olmak üzere Rusya'nın yasa dışı ilhaklarını asla tanımayacağız" gibi tanıdık ifadelerle sınırlı kalmadı, aynı zamanda kapsamlı askeri önlemleri de içeriyordu. Rusya'yı stratejik olarak yenilgiye uğratma görevi devam ediyor ve bunu çatışmayı uzatarak başarmayı planlıyorlar.

 

Başkan Erdoğan‘ın"Açık kapı" politikası

NATO'nun Rusya ile ilişkileri, mevcut gerginliği azaltmak yerine daha da artırabilir. Uzun süredir devam eden sorunlar ve düşmanlık nedeniyle NATO-Rusya ilişkileri istikrarsızlıkla doludur. Ancak çatışmaları önlemek için diyalog ve iş birliğinin önemi unutulmamalıdır. Bu şekilde, her iki tarafın da güvenliğini ve bölgesel istikrarı sağlamak mümkün olabilir.

 

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın NATO'nun "açık kapı" politikasını desteklemesi, Türkiye'nin NATO ittifak içindeki rolü açısından önemli bir adımdır. "Açık kapı" politikası, NATO'ya üyelik başvurusunda bulunan ülkelerin katılım sürecine yönelik politikadır. Bu politika, NATO'nun yeni üyeleri kabul etmeye açık olduğunu ve aday ülkelerin belirli kriterleri karşılaması durumunda üyeliğe davet edilebileceğini vurgular. Türkiye'nin NATO içindeki tutumu ve ilişkileri, ittifakın iç dengelerini ve üye ülkeler arasındaki dayanışmayı etkileyebilir. NATO, üyeleri arasında birlik ve uyumu sağlamak amacıyla üye ülkelerin aynı doğrultuda hareket etmesi önemlidir. Türkiye'nin NATO'nun güçlü bir müttefiki olarak, iç ve dış politikalarında tutarlı bir çizgi izlemesi, ittifakın güçlü bir şekilde işlemesine ve ortak hedeflere ulaşmasına katkı sağlar.

 

Başkan Erdoğan'ın NATO'nun "açık kapı" politikasını desteklemesi, Türkiye'nin NATO üyeliğine olan bağlılığını ve ittifak içindeki rolünü vurgulamaktadır. Bu tutum, Türkiye'nin NATO'nun ilgili politikaları ve değerleri ile uyumlu olduğunu gösterirken, NATO'nun da Türkiye'yi önemli bir müttefik olarak değerlendirdiğini gösterir. Bu gelişme, NATO'nun iç işleyişi ve üye ülkeler arasındaki ilişkiler açısından önemlidir ve diğer NATO üyeleri tarafından da dikkatle takip edilmektedir. NATO üyeleri arasında uyum ve dayanışma, ittifakın gücünü ve etkinliğini artırırken, farklı üyeler arasındaki anlaşmazlıklar veya hayal kırıklıkları, ittifakın işleyişini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle Türkiye'nin NATO içindeki tutarlı ve destekleyici tavrı, ittifakın güçlü ve birleşik bir şekilde çalışmasına katkı sağlar.

 

O ifadede, Rusya ve Batı arasındaki uzun süredir süren düşmanlıklara ve çatışmalara dikkat çekiliyor. Her iki taraf da bu süreçte belirli bir çalışma tarzı ve yaklaşım geliştirmiş durumda. NATO, vatandaşlarının hayatlarını riske atmadan, Rusya'ya karşı tüm gücüyle doğrudan bir askeri çatışmaya girmeye hazır olmadığını vurguluyor. Bu, NATO'nun askeri gücüne güvense de çatışmadan kaçınma ve barışçıl çözümleri destekleme konusundaki tercihlerini göstermektedir. Aynı zamanda, Batı ülkelerinin liderleri, ekonomik ve toplumsal yükümlülükleri nedeniyle daha fazla askeri çatışma veya krize girmek istemeyebilirler. Seçmenlerin güvenliği, refahı ve ekonomik istikrarı önemli bir faktör olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, Batılı siyasetçilerin kararları rasyonel hesaplamalara dayanabilir ve çatışmadan kaçınma politikalarını tercih edebilirler. Bu ifade, Batı'nın zayıf olduğu veya derin bir kriz içinde olduğu anlamına gelmez. Aslında, Batı ülkeleri askeri, ekonomik ve toplumsal açıdan güçlü ve istikrarlı olabilirler. Ancak bu, karar alma süreçlerinde rasyonel ve dengeli bir yaklaşım benimsendiklerini gösterir. Dolayısıyla, Batı'nın gücü ve etkinliği, çatışmalara karşı dikkatli bir yaklaşımla birleşirken, aynı zamanda uluslararası iş birliği ve diplomasi yoluyla çözümleri desteklemeye odaklanabilmeli.

 

NATO'nun Ukrayna'yı üye olarak kabul etmemesi

Rusya açısından, NATO'nun Ukrayna'yı üye olarak kabul etmemesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, Rusya'nın güvenlik ve stratejik çıkarları açısından önemli bir konu olarak görülmektedir. Zira NATO'nun Ukrayna'yı üyeliğe kabul etmesi, Rusya'nın doğu sınırına daha fazla askeri ve politik tehdit algısı yaratabilir ve böyle bir durum, zaten gergin olan Rusya-Batı ilişkilerini daha da zorlaştırabilir.

 

Rusya ve Batı arasındaki uzun süredir süren çatışma, belirli bir çalışma tarzı geliştirmiş durumdadır. NATO'nun Ukrayna'yı üyeliğe kabul etmemesi, önceden tahmin edilebilecek bir durum olmuştur ve Rusya, bu tutumu göz önünde bulundurarak hazırlıklarını yapmıştır. NATO üyelerinin hayatlarını riske atmadan doğrudan askeri bir çatışmaya girmeme eğilimi, ittifakın sorumlulukları ve hedefleri doğrultusunda hareket etmeye çalışması nedeniyledir. Bu durum, NATO'nun askeri angajmanlarını dikkatli bir şekilde değerlendirirken, aynı zamanda bölgesel ve küresel istikrarın korunmasına yönelik çabalarını da yansıtmaktadır. Ayrıca, Batılı siyasetçilerin seçmenlerinin mali yükünü artırmak istemediği belirtilmektedir. NATO üyelerinin savunma harcamalarının artırılması ve askeri angajmanlar için kaynak ayrılması, bazı ülkelerde iç politikada tartışmalı olabilir. Bu nedenle, NATO ülkelerinin, üyelik ve güvenlik konusundaki kararları alırken, vatandaşlarının refahını ve ekonomik durumunu dikkate almak istedikleri belirtilmektedir.

 

NATO zirvesinin Ukrayna'nın üyeliği ve güvenlik konusundaki tartışmaları önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Ancak, NATO'nun tutumunun Ukrayna ve diğer ülkeler üzerindeki etkileri dikkatle takip edilmektedir. Bu durum hem NATO'nun hem de diğer ülkelerin güvenlik politikalarını şekillendirmede etkili bir rol oynamaktadır. Çatışma ve iş birliği arasındaki dengenin korunması, bölgesel ve küresel istikrar için kritik öneme sahiptir ve NATO'nun bu dengeyi doğru şekilde yönetmeye çalıştığı gözlemlenmektedir.

 

Zirvenin sonuçları

NATO zirvesinin sonuçları, ittifakın sınırlarını (Finlandiya'nın katılımıyla) neredeyse iki katına çıkardığı, askeri harcamaları ve birliklerini artırdığı ve Rusya'ya karşı "misyon" konusunda güçlü bir birliktelik sergilediği yeni bir gerçeği doğruluyor. NATO, güçlendirilmiş ve motive olmuş bir şekilde, NWO'nun sona ermesinden sonra bile ülke bütçesi ve vatandaşlar için sonuçları olan bir ittifak olarak devam edecek. Ancak Çin'e gelince, NATO'nun onların kapısını çalma niyetinde olmadığı açıktır. Çin, dünya ekonomisinde güçlü bir oyuncu ve askeri olarak da önemli bir güçtür. Ancak NATO'nun ana odak noktası hala Rusya'dır ve Çin ile doğrudan çatışmaktan ziyade rekabet etmeyi tercih eder. Çünkü Çin, NATO üyeleri arasında farklı ekonomik ve politik ilişkilere sahiptir ve doğrudan askeri çatışma riskini en aza indirmek önemlidir.

 

Ukrayna'nın NATO'nun bir parçası olması, ülkenin güvenliği ve istikrarı için önemli bir gerekliliktir. Bu durum hem Ukrayna'nın hem de NATO'nun çıkarları açısından önemli faydalar sağlayabilir.

 

Güvenlik ve Savunma: NATO üyeliği, Ukrayna'nın savunma kabiliyetini artırır ve askeri tehditlere karşı daha güçlü bir duruş sergilemesini sağlar. NATO, kolektif savunma prensibi üzerine kurulmuş bir ittifaktır ve üye ülkeler birbirlerine karşılıklı güvenlik garantileri sunarlar. Bu sayede Ukrayna, olası saldırılara karşı daha güvende hisseder ve güvenliğini NATO'nun güçlü ve birleşik savunma yapısıyla destekler.

 

Kriz Yönetimi ve İstikrar: NATO üyeliği, Ukrayna'nın iç ve bölgesel krizleri yönetme ve istikrarı sağlama kapasitesini artırabilir. NATO, kriz durumlarında koordinasyon ve iş birliği için etkili bir platform sağlar. Böylece Ukrayna, zorlu durumlarla başa çıkma ve bölgesel istikrarı destekleme konusunda daha güçlü bir konuma gelir.

 

Ekonomik ve Siyasi İttifak: NATO üyeliği, Ukrayna'nın ekonomik ve siyasi ittifaklara entegre olmasına yardımcı olabilir. NATO üyeliği, Ukrayna'nın bölgesel ve küresel iş birliği ağlarına erişimini artırır ve uluslararası alanda daha güçlü bir oyuncu olmasına katkı sağlar.

 

Demokratik Reformları Teşvik: NATO üyeliği için gereken standartlar, Ukrayna'nın demokratik reformları teşvik etmesine ve demokratikleşme sürecini hızlandırmasına yardımcı olabilir. Bu, ülkenin iç işleyişini güçlendirecek ve vatandaşların güven ve katılımını artıracaktır.

 

Ancak, Ukrayna'nın NATO üyeliği, aynı zamanda bazı zorluklar ve hassasiyetler de içerir. Özellikle Rusya gibi ülkelerin tepkisine yol açabilir ve bölgesel gerilimleri artırabilir. Bu nedenle, Ukrayna'nın NATO üyeliği konusunda dikkatli bir süreç ve uluslararası iş birliği gereklidir. Ancak bu süreç, Ukrayna'nın güvenlik ve istikrarı için önemli bir adım olabilir ve ülkenin uluslararası alanda daha güçlü bir konuma gelmesine katkı sağlayabilir.

 

Sonuç olarak, NATO zirvesi önemli sorunları gündeme getiriyor ve Ukrayna'nın NATO'ya üyeliği konusu hala belirsizliğini koruyor. NATO ve Rusya arasındaki ilişkilerdeki gerginlik ve belirsizlik, küresel güvenlik dengesini etkilemeye devam ediyor. Tüm tarafların diplomasi ve diyalog yoluyla çözüm arayışına devam etmeleri, istikrar ve barışın korunmasına katkıda bulunacaktır. Ancak bölgedeki siyasi ve askeri durumun sürekli olarak değişebileceği unutulmamalı ve tüm aktörlerin dikkatli ve temkinli bir şekilde hareket etmeleri önemlidir.

 

Vilnius'taki NATO Zirvesi, Ukrayna'nın NATO üyeliği talebi ve Batı ile Rusya arasındaki ilişkiler üzerinde büyük bir etki yarattı. Kiev'in öfkeli destekçileri Ukrayna'nın NATO'ya kabul edilmesini talep ederken, diğerleri Ukrayna'ya güvence verme ve net bir kabul planı oluşturma isteğindeydi. Ancak ABD Başkanı Biden'ın kararı ile Ukrayna'nın henüz üyelik için hazır olmadığı belirtilince, beklentiler değişti. Zelensky'nin Batı'daki hayranlık ve cesareti, ittifak liderlerinin eleştirileriyle karşılandı. Rusya da NATO'nun bildirisindeki askeri önlemlerden dolayı hayal kırıklığına uğradı. Bu zirve, NATO'nun güçlü bir ittifak olarak devam edeceğini ve Çin'e yönelik farklı bir yaklaşım benimsendiğini ortaya koydu.

 

NATO zirvesinin Ukrayna'nın üyeliği ve güvenlik konusundaki tartışmaları, uluslararası ilişkilerin geleceği açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. NATO'nun tutumunun, bölgesel ve küresel istikrarı etkileyen birçok faktöre bağlı olarak, dikkatle izlenmesi gerekmektedir. NATO'nun çatışma ve iş birliği arasındaki dengeyi doğru şekilde yönetmeye çalıştığı gözlemlenmektedir ve bu, üye ülkeler ve diğer aktörler arasındaki ilişkilerin dengeli bir şekilde sürdürülmesine katkı sağlamaktadır.

 

27 Temmuz 2023 Lüksemburg

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}