Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Ukrayna'ya krizi bağlamında dokunulmazlık ve uluslararası hukuk

Ukrayna'ya krizi bağlamında dokunulmazlık ve uluslararası hukuk

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

Problem ve sonuçlar

Avrupa Birliği ile ilişkileri geliştirmek isteyen Ukrayna yönetiminin bu dış politikasına Rusya tarafından veto gelmiştir. Rusya’nın bu yönde bir tavır sergilemesinde, NATO’nun ve Avrupa Birliği’nin Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte bağımsızlıklarını elde eden ülkeleri teker teker üyesi yapması ve bu sayede Rusya’nın sınırına kadar gelmiş olması etkili olmuştur. Avrupa Birliği’nin ve NATO’nun, Rusya açısından siyasi, tarihsel, kültürel, stratejik ve ekonomik açıdan son derece önemli bir ülke olan Ukrayna’yı etkileme girişimleri Rusya tarafında rahatsızlık yaratmıştır. Kırım’ın ilhakı ile sonuçlanan bu rahatsızlık Ukrayna hükümetinin, dış politikada değişikliğe giderek batı ile yakınlaştığı 2013 yılının Kasım ayında başlamıştır. Ne var ki Rusya’nın Kırım’ı ilhakının tohumlarının Avrupa Birliği’nin yayılmacı politika izlemesiyle başladığını söylemek mümkündür. 2014 yılının Mart ayında önemli bir Rus nüfus barındıran Kırım’da yapılan referandum ile Kırım yarımadası, 60 yıl aradan sonra yeniden Rusların yönetimine geçmiştir. Rusya’nın Kırım’ı ilhakı, dünya kamuoyunda büyük bir yankı uyandırmış, Avrupa Birliği ve ABD, Rusya’ya karşı birtakım yaptırımlar uygulamış, bölgesel bir sorun bir anda küresel bir sorun haline gelmiştir. Dolayısıyla Şubat 2014'te Kırım'ın işgalinden bu yana Rusya Federasyonu, Birleşmiş Milletler Şartı'nın 2 No. 4 Maddesi uyarınca Ukrayna'ya karşı güç kullanımına ilişkin uluslararası yasağı ihlal ettiği batı basını tarafından iddia edilmektedir. 

 

8 Ağustos 1945 yılında imzalanan Londra Antlaşması ile Nürnberg Mahkemesi kurulmuştur. Toplamda yedi kısımdan oluşan bu antlaşmada 30 madde yer almaktadır. Uluslararası mahkemenin kuruluşu, genel prensipleri, büyük savaş suçları, âdil yargılanma hakkı gibi konuları içermektedir. Dolayısıyla mahkemenin hukukî dayanağını bu antlaşma oluşturmaktadır. Ancak mahkemenin hukukî dayanağı bugüne kadar hep tartışma konusu olagelmiştir. Bir görüş mahkemenin hukukî dayanağının geçerli olduğu yönündedir. Buna karşılık Nürnberg mahkemesinin uluslararası nitelikte olmadığı görüşünü savunan hukukçular da mevcuttur. Merle‟e göre mahkeme yetkisini Avrupa ile sınırlandırdığı için uluslararası nitelikte değildir (Azarkan, 2003;131). Oysa ikinci Dünya Savaşı adından da anlaşılacağı üzere küresel çapta gerçekleşmiş bir savaştır ve bilhassa Asya – Pasifik bölgesinde de en az Avrupa kadar kıyım gerçekleşmiştir. Buna rağmen Nürnberg mahkemesi yetkilerini Avrupa ile sınırlı tutmuştur. Mahkemenin uluslararası nitelikte olmadığına bir başka delil olarak da tek taraflı kurulmuş olması öne sürülmektedir (Overy, 2001;19). Bu durum mahkemenin uluslararası nitelikte değil, kazananların adaleti şeklinde yorumlanmasına sebep olmuştur. Bir başka sebep olarak da “mihver devletlerin büyük savaş suçlularını cezalandırmak” amacıyla kurulmuş olması nedeniyle mahkemenin yetkisinin sınırlandırıldığı, dolayısıyla uluslararası nitelik taşımadığına işaret edilmesidir.

 

Uluslararası düzeyde, ilk odak noktası Uluslararası Ceza Mahkemesi'dir. Bu mahkeme, Rus vatandaşlarını saldırı suçundan yargılayamaz. Bu bağlamda, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin önünde Roma Statüsü kapsamında büyük engeller bulunmaktadır. Bu duruma ana etki, Rusya'nın tüzüğe taraf olmamasıdır. Ancak bu Mahkeme Savcısının Rus vatandaşlarını veya Ukrayna vatandaşlarını olası savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım nedeniyle kovuşturmasına engel değildir

 

Ukrayna'nın varlığını tehdit eden uluslararası hukuka göre güç kullanma yasağının böylesine kitlesel bir şekilde ihlalinin adaletsizliği ancak saldırı suçu yapılarak mümkündür. Ne de olsa Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı aynı zamanda Birleşmiş Milletler Tüzüğü'ne ve uluslararası düzene yönelik bir saldırı değildir. Gelinen noktada Kırım, Rusya’ya bağlanmış ve Rusya amacına ulaşmıştır, Karadeniz’de önemli bir güce sahip olmuştur. Bu sonuç, enerji faktörünün ülkeler açısından ne kadar önemli olduğunu, enerji bağımlılığının ülkeler için ne denli önemli bir sorun teşkil ettiğini ve dış politika üzerinde ne denli önemli bir güç ve etkiye sahip olduğunu ve bir ülkenin enerji kaynaklarına sahip olmasının o ülkeye ne kadar büyük bir güç sağladığını ortaya koymuştur.

 

Teoride Ukrayna'ya karşı işlenen saldırganlığı yargılamak için özel olarak tasarlanmış özel bir mahkemenin kurulması mümkündür. Ukrayna'nın ulusal yargı sistemi içinde Birleşmiş Milletler veya Avrupa Konseyi ile iş birliği içinde hibrit bir mahkeme kurulması da düşünülebilir. Ancak bu, Ukrayna anayasa hukuku kapsamında sorunlara yol açar veya yol açabilir. Bazı devletlerin uluslararası bir antlaşma yoluyla uluslararası bir mahkeme kurmaları daha uygulanabilir olabilir. O halde Ukrayna, tüm saldırı eylemlerinin (Ukrayna topraklarında veya Rusya veya Beyaz Rusya'da gerçekleştirilen) mahkemenin yetki alanına girmesini sağlamak için anlaşmaya taraf olmalıdır. Böyle bir anlaşmaya günümüzde olmadığı gibi, böyle bir anlaşmaya Ukrayna ne taraf olmuş, nede imzalamıştır.

 

Devlet başkanlarının dokunulmazlıkları

 

Devlet başkanları hem ulusal hem de uluslararası hukukta birtakım dokunulmazlık ve ayrıcalıklara sahiptirler. Uluslararası hukukta devlet başkanlarına tanınan bu ayrıcalıkların temeli büyük ölçüde uluslararası örf ve âdet hukuku kurallarına dayanmaktadır. Devlet başkanlarının yetki ve ayrıcalıklarına ilişkin doğrudan bir uluslararası antlaşma bulunmadığından kapsamı ve sınırları konusunda mevcut uluslararası hukukta birtakım belirsizlikler bulunmaktadır. Genel olarak bu kişiler uluslararası hukuka göre belirli dokunulmazlık ve ayrıcalıklara sahip bulunmaktadırlar. Kişisel dokunulmazlığın, devlet ve hükümet başkanları ile dışişleri bakanlarını, uluslararası hukuka karşı suç işlemekle itham edilseler bile, görev süreleri boyunca yurtdışında cezai kovuşturmaya tabii tutulamazlar, çünkü dokunulmazlıkları var. Bu dokunulmazlığın Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde veya uluslararası bir özel mahkemede de geçerli olup olmayacağı ise belirsizdir. Uluslararası mahkemelerin bazı kararları, bu gibi durumlarda dokunulmazlık zırhının ihlal edildiğine işaret etmektedir. Ancak bu konuda yerleşik bir içtihat ve temsili devlet uygulaması ortaya çıkmamıştır.

 

Daha düşük seviyelerdeki devlet görevlileri ise yalnızca işlevsel dokunulmazlıktan yararlanır. Bu, uluslararası hukuka göre suçların işlendiğine dair kanıt varsa cezai kovuşturmaya karşı koruma sağlamaz.

 

Buna bakılmaksızın, Başkan Putin veya Dışişleri Bakanı Lavrov'un öngörülebilir bir gelecekte ulusal veya uluslararası bir mahkeme önünde yargılanacağını hayal etmek zordur. Olası bir cezai yaptırım riski onları pek etkilemeyecektir. Rus devletinin diğer temsilcileri, silahlı kuvvetlerinin komutanları ve askerleri ile Rusya'nın askere aldığı paralı askerler ve diğer savaşçılar için cezai kovuşturma tehdidi düşüncesi pekâlâ etkili olabilir. Çünkü gelecekte anavatanlarını terk ettikleri anda (ya da savaşta yakalanırlarsa) uluslararası hukuka göre suçlardan sorumlu tutulmaları mümkündür.

 

Her halükârda, Ukrayna'da işlenen uluslararası hukuk kapsamındaki suçlar, önümüzdeki davalarda tam delil sağlanabilmesi için mümkün olduğunca çabuk ve kapsamlı bir şekilde belgelenmelidir. Kullanıcı tarafından oluşturulan veriler ve serbestçe erişilebilen kaynaklar burada önemli bir rol oynayacaktır. Zorluk, uzun vadede çok büyük miktarda veriyi depolamak, güvence altına almak ve değerlendirmektir. Özel, devlet ve uluslararası aktörlerden oluşan geniş bir ittifak, Ukrayna ve vatandaşlarına karşı işlenen suçların kovuşturulmasında ulusal ve uluslararası yargıyı desteklemek için şimdiden bir araya geldi.

 

Her iki ülkenin Ukrayna'daki savaş sırasında işledikleri suçların zanlıları hem ulusal mahkemede ve hem de Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanabilirler. Evrensellik ilkesine dayanarak, Türk ceza mahkemeleri de bu tür suçların zanlılarını yargılayabilme yetkisine sahiptir. Bu tip yargılamaların odak noktası savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçları bağlar. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı uluslararası hukuka göre Birleşmiş Milletler Tüzüğü'ne ve uluslararası düzene yönelik bir saldırı olmadığı için, Ukrayna'ya yönelik saldırıyı yargılamak için özel olarak tasarlanmış özel bir uluslararası mahkemesi ise günümüzde yoktur. Teoride, Ukrayna'ya saldırıyı yargılamak için uluslararası mahkeme kurulabilir. Böyle bir mahkemeyi oluşturmak ise günümüzde mümkün değil. Nazileri yargılayan Nürnberg Mahkemelerini Ukrayna savaşı nedeniyle kurmayı hayal edenler ise yanılıyorlar, çünkü Rusya savaşı kaybetmedi, Almanya ise savaşı kaybetmişti.

 

Evrensel düzeyde iletişimin yazılı, görsel ve işitsel olarak anlık yapıldığı günümüzde, diplomatik dokunulmazlık ve ayrıcalıklar uluslararası barış ve güvenin tesisi ve geliştirilmesi adına birtakım hukuk ilişkilerin merkezi bir konusunu oluşturmaktadır.

Başkan Putin veya Dışişleri Bakanı Lavrov'un öngörülebilir bir gelecekte ulusal veya uluslararası bir ceza mahkemesinde yargılanacağını hayal eden Nazi beyinli demagoglar yanılıyorlar. Devlet başkanları sahip olduğu kişi dokunulmazlığı temelinde yabancı bir devlette bulunması sırasında şahsının, özgürlüğünün ve onurunun her türlü saldırıdan korunması gereklidir, çünkü bu gereklilik uluslararası bir yükümlülüktür.

 

Özellikle Ukrayna savaşı nedeniyle askerlik görevlerini yerine getiren Rus veya Ukrayna askerleri uluslararası hukuk kapsamındaki suçları işlemişlerse sorumlu tutulabilirler.

 

9 Aralık 2022, Luxemburg

 

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}