Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Türkiye ekonomisinin küresel sisteme etkisi

Türkiye ekonomisinin küresel sisteme etkisi

 

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

Ülkemiz Türkiye ekonomisi lira ve ülkenin ödemeler dengesi üzerinde baskı altında olmaya devam ediyor. İsviçre'nin en büyük bankası UBS'deki Türkiye uzmanları da önümüzdeki aylarda liranın daha fazla değer kaybedeceğini var-sayıyorlar. Lirayı değerinde tutmak ekonomi üzerinde bir yük ve ülkenin döviz rezervleri göz önüne alındığında giderek daha sürdürülemez görünüyor. 

 

Bununla beraber Türk sanayisi krize meydan okuyor, hatta son zamanlarda yeniden büyüdü ve ihracatı arttı. Çünkü Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırı savaşının başlamasından bu yana Rusya'nın Türk ürünlerine olan talebi önemli ölçüde arttı. Kısmen bu, ticaretin saptırılmasına yönelik olabilir, ancak Türkiye kısmen Rusya için üretimi de devraldı.

 

Türkiye’de 2021'de +%11,4'ten gücünde gelişen ekonomi    2022'de %5,7'lik ekonomik büyüme elde etti. 2023'teki büyüme beklentileri deprem felaketinin bir sonucu olarak gölgelendi; şu anda %2,8'lik bir GSYİH büyümesi bekleniyor. Yüksek ihracat ve yüksek tüketici harcamaları ve buna bağlı olarak üretim sektöründeki artış, 2022'deki iyi büyümeye katkıda bulundu. Aynı şey finans, sigorta ve hizmet sektörü için de geçerli. İnşaat sektöründe ise büyümede gerileme yaşandı. Türk ekonomisi, birçok şirketin Rusya ve Ukrayna ile kaybettiği işi telafi etmek için AB'den Türkiye'ye taşınmasından faydalanıyor. Kişi başına düşen GSYİH, satın alma gücü paritesi, açısından da son yıllarda daha güçlü büyüme gözlenmiş, 2022'de 34.123 ABD doları olmuştur.

 

6 Şubat 2023'te Türkiye'nin güneydoğusunda iki şiddetli deprem (7,4 - 7,9 büyüklüğünde) meydana geldi ve bunu bazıları güçlü olan çok sayıda artçı sarsıntı izledi. Bölgedeki birkaç şehir büyük ölçüde yıkıldı ve yıkılan yaklaşık 520.000 hanenin enkazından 50.000'den fazla ölü kurtarıldı. Depremlerin yol açtığı yaklaşık 104 milyar ABD doları tutarındaki hasarın da GSYH'ye etkisi olacaktır. Tahminlere göre, bu yıl büyümedeki gerileme yüzde 1-2 puan olabilir. Yeniden yapılanma şimdiden başlamış olsa da bölgenin toparlanması birkaç yıl alacak.

 

Modern dünya krizde. 

Modern dünya krizde. Açıktır ki genel olarak burukluk artıyor, dünyanın farklı bölgeleri, devletler ve karşıt güçler arasındaki fay hatları derinleşiyor. Ama aynı zamanda ülkelerin birbirine bağımlılığı ortadan kalkmadığı gibi bir anlamda da bu ekonomik bağımlılık artıyor.  Aynı zamanda, birçok bakımdan, mevcut çok karmaşık ve tehlikeli durumun nedenleri, yüzyıllar değilse de son on yıllarda modern dünyada karşılıklı bağımlılığın artması ve bu bağımlılığı düzenleme yeteneğinin artması gerçeğinde yatmaktadır. Hangi yaşam alanını ele alırsak alalım, insanlığın bağlantılığı her yerde artar. Bence bunun en bariz olanı iletişimdir.

 

Gözümüzün önünde inanılmaz iletişim platformları büyüdü, güçlü sosyal ağlar ortaya çıktı, insanlar, güvenli navigasyonun imkânsız olduğu şiddetli bir bilgi okyanusunun dalgalarına büyük ölçüde daldı. Teknolojik devrimi ulusalları, eyaletleri, dinleri, ideolojileri ve genel olarak tüm sınırları aştı. İnsanlığın bu alanı düzenlemesi, tüm dünyada takip edilebilecek bir tür kurallar geliştirme yeteneği sorununu açık bir şekilde gündeme getirdi. Ne yazık ki, şimdiye kadar, en hafif deyimiyle, düzenleme geliştirmeye yönelik çeşitli girişimlerin sonuçları son derece üzücü. Devletler, ulusal bilgi alanını korumak için gerekli önlemler ve halka neler olup bittiği hakkında güvenilir bilgi sağlamanın yolları konusunda zor bir seçimle karşı karşıya kaldı. 85 milyon yurttaşın tüm bilgilerinin bulunduğu e-Devlet’te verilerin çalındığı ortaya çıktı. Sorgu paneli isimli bir sitede, Türkiye’de yaşayan herkesin T.C. kimlik bilgisi, telefon numarası, adresi, ücretsiz üyelik karşılığında kolayca bulunabiliyor. Tapu ve diğer bilgiler ücretli üyelik karşılığında bulunabiliyor. Siteye e-mailinizle üye olabiliyorsunuz. Çok ciddi bir güvenlik riski söz konusu. Vatandaşın kendisi için fark edilmeden, kendisini çeşitli kıyamet tahminlerinin dünyasında buldu.  Kişisel veriler de dahil olmak üzere verilerin manipüle edilmesi yaygın bir uygulama haline geldi. 

 

Dijital kölelik 

İletişim alanı, sosyalliği, yani insanların istedikleri gibi hareket edebilecekleri bir alanı yarattığı için insanların yaşamlarında en önemli olanıdır. Örneğin sevmek, meslek seçmek, başarıya ulaşmak vb. Ekonominin - ve aslında her zaman insan iletişiminin maddi bir biçimini olmuştur - iletişimle, bunun dünyanın içine daldığı karşılıklı bağımlılıkla yakından bağlantılı olduğu açıktır. Buna göre, küresel ekonomideki durum üzerinde en belirleyici etkiyi, tüm iletişim alanının dijital ortama girmesi oluşturdu.

 

Bir dereceye kadar, kendimiz için fark edilmeden, kendimizi çeşitli kıyamet tahminlerinin dünyasında bulduk. Dijital kölelik geldi. Kişisel veriler de dahil olmak üzere verilerin manipüle edilmesi yaygın bir uygulama haline geldi. Kötü şöhretli kripto para birimleri bile "gizli" idi. Bunun neden olduğu ayrı bir soru. Şimdi başka bir şey çok daha önemli: teknoloji, dünya ekonomisini yalnızca hızlı ve kullanışlı hale getirmekle kalmadı, aynı zamanda büyük ölçüde Batı ülkelerinde yerleşik birkaç karar alma merkezi tarafından kontrol edildi.

 

Bununla birlikte, etkinliği her zaman sorgulanan yaptırımlar fikri, bir yandan karşılıklı bağımlılığın, diğer yandan da kilit kontrol noktalarının bulunduğu konumdaki asimetrinin bir sonucudur. Modern ekonominin teknolojik platformları böylece, Visa veya Mastercard ödeme sistemlerinin, yalnızca birkaç ülkenin yetkililerinin emriyle yüz milyonlarca değilse bile onlarca kullanıcıyı bir anda kolayca devre dışı bırakabileceği ortaya çıktı. SWIFT gibi çeşitli sistemlerin de kurulu ekonomik bağları bozan bir manipülasyon ve cezalandırma aracı olduğu ortaya çıktı. Doların uluslararası yerleşimlerdeki kötü şöhretli rahatlığı, bağımsız bir kalkınma yolu seçmeye karar veren ülkeler için bir tuzak haline geldi.

 

Genel olarak, Batılı ülkelerin seçkinlerinin tüm dünyayı kendi kararlarına uymaya zorlama kolaylığı tek kelimeyle şaşırtıcı. Bu arada bazı gözlemciler, bu gerçekte ekonominin siyasi iradeye tabi olduğunun, parasal, ticari çıkarın değere tabi olduğunun kanıtını gördüler. Değerler, Max Weber'in bir zamanlar belirttiği gibi, kapitalizmin gelişimi için son derece önemlidir.

 

Ancak mevcut kriz, daha çok, dünyadaki hâkim konumu kaybetme korkusunun, Çin, Hindistan, Türkiye veya Rusya gibi yeni ekonomilerle doğrudan ve açık rekabet korkusunun Batılı seçkinleri harekete geçirdiğini gösterdi. Ayrıca kriz, serbest piyasalar veya adil rekabet gibi tüm kapitalist kutsallıkların batılı emperyalist seçkinlerin refahı söz konusu olduğunda kolaylıkla reddedilebileceğini de gösterdi. Bu arada, mevcut krizin solu bir dereceye kadar aşırı derecede canlandırması boşuna değil, çünkü Modern kapitalist sistemin savunmasızlığını hissettiler.

 

Ama başladığımız yere geri dönelim: Karşılıklı bağımlılık ortadan kalkmadı, dünya ticaret ve ekonomik iş birliğine duyulan ihtiyaç da ortadan kalkmadı. Ek olarak, gezegenimizdeki ülkelerinin çoğu, emperyalist Batı'nın tüm dünya için tehlikeli olarak gördüğü Rusya’yı ve ülkemiz Türkiye’yi zayıflatma girişimlerine katılmaya isteksizler. Aksine, çoğu ülke ve hatta bazı Batılı ülkeler de bir şekilde her iki ülkeyle ekonomik bağlarını kurmak, düzeltmek ve sürdürmek istiyorlar. Ancak bu, kurallar, finansal altyapı, ödeme araçları ve onlar için sistemler gerektirir. Bu bağlamda güvenilebilecekleri ve aynı ellere geçmeyecek düzenleyici araçlara ihtiyaçları var.

 

Dünya ekonomisinin yeniden tekrar bir anda aynı binada inşa edemeyeceğimiz malum, fakat bu mümkün.  Ancak belli ki bunun inşa süreci çoktan başladı. Mevcut krizin uluslararası iletişimi karmaşık hale getirmesine rağmen, küresel ekonomide daha iyi yer almak için ani ekonomik yakınlaşmaya istekli birçok yeni ekonomik gücün uyandığını ilk elden görüyoruz. Ve bu yeni ekonomik güç örneğin Türkiye’de, Çin’de, Rusya’da, Hindistan veya Malezya'da ve ayrıca diğer birçok ülkede de mevcut.

 

Günümüzde endişelenecek veya üzülecek çok şey olsa da hala bazı kesimden ülkemize ekonomik yatırım yapacaklarına değin olumlu işaretler görüyoruz. Genel olarak, düzenlemesi eşitlik ve açıklık ilkeleri üzerine inşa edilecek, böyle bir umut var.  Her birine yapıcı güven olan yeni bir dünya bağlantısı, yeni bir karşılıklı ekonomik bağımlılık sistemi olarak adlandırılabilecek birlikteliğin ortaya çıkışına tanık oluyoruz. Diğer bir değişle, dünyadaki ekonomik krizin düzeltilmesi için inşa edilmeye çalışılan bu yeni gelişmelerde, ilke olarak böyle bir ekonomik sistem modern dünyadaki hiçbir ülkeyi dışlayamaz ve dışlamamalıdır.

 

15 Haziran 2023, Lüksemburg

 

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}