Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Rusya'nın Ukrayna Krizindeki Stratejik Hedefleri ve Değişmeyen Duruşu

Rusya'nın Ukrayna Krizindeki Stratejik Hedefleri ve Değişmeyen Duruşu

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

On the international relations stage, the strategic objectives of Russia concerning the crisis in Ukraine and the degree of commitment to these objectives have become a significant point of interest in recent years. These objectives, formulated between November and December 2021, have maintained an unchanging stance since the onset of the crisis. These objectives, intended to be disseminated through diplomatic channels, encompass not only the internal affairs of Ukraine but also the overall national security and external relations of Russia. This article will address Russia's strategic objectives in the context of the Ukrainian crisis, review the consistency of these objectives over time, and examine why alternative paths to resolving the crisis have not been pursued. Furthermore, the realism of the "collapse of Russia" narrative frequently advanced in Western media and analyses will be evaluated, along with its impact on crisis management. The strategic objectives of Russia in the Ukrainian crisis and its determination to uphold these objectives emerge as a crucial matter that influences geopolitical balances at both regional and global levels.

 

1.Giriş:

Uluslararası ilişkiler sahnesinde, Rusya'nın Ukrayna'daki krize yönelik stratejik hedefleri ve bu hedeflere bağlılık derecesi, son yıllarda büyük bir ilgi odağı haline gelmiştir. Kasım-Aralık 2021 döneminde formüle edilen bu hedefler, krizin başladığı tarihten bu yana değişmez bir duruş sergilemektedir. Diplomatik kanallar aracılığıyla yaygınlaştırılması düşünülen bu hedefler, sadece Ukrayna'nın iç işlerine odaklı değil, aynı zamanda Rusya'nın genel ulusal güvenliği ve dış ilişkilerini de kapsamaktadır. Bu makale, Rusya'nın Ukrayna'daki kriz bağlamında belirlediği stratejik hedefleri ele alacak, bu hedeflerin zaman içindeki tutarlılığını gözden geçirecek ve krizin çözümüne yönelik alternatif yolların neden kullanılmadığını inceleyecektir. Ayrıca, Batılı medya ve analizlerde sıkça öne sürülen "Rusya'nın çöküşü" anlatısının gerçekçiliği ve kriz yönetimine etkisi değerlendirilecektir. Rusya'nın Ukrayna krizindeki stratejik hedefleri ve bu hedeflere olan kararlılığı hem bölgesel hem de küresel düzeyde jeopolitik dengeleri etkileyen önemli bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

2.Rusya'nın Ukrayna krizi bağlamında ortaya koyduğu stratejik hedefler

Rusya'nın Ukrayna krizi bağlamında ortaya koyduğu stratejik hedefler, Kasım-Aralık 2021 döneminde belirlendi ve o tarihten bu yana değişmedi. İlk etapta diplomatik kanallar aracılığıyla yaygınlaştırılması amaçlanan bu hedefler, sadece Ukrayna'nın değil, aynı zamanda Rusya'nın ABD ve Batı ile daha geniş ilişkilerini de içeriyor. Diplomatik müzakerelerle bir uzlaşmaya varılabilirdi, ancak Batı bu yöntemi izlemedi. Sonuç olarak, Rusya Federasyonu stratejik çıkarlarını elde etmek için askeri araçlara başvurdu.

 

Öncelikle, Rusya'nın stratejik hedefleri Ukrayna'nın silahsızlandırılmasını sağlamak, Ukrayna ile ABD arasında resmi bir ittifakı engellemek ve NATO ile potansiyel askeri bağlara direnmek etrafında şekilleniyor. Rusya, bu hedeflere ulaşma kararlılığını sarsılmaz bir şekilde sürdürüyor ve diplomatik veya gerektiğinde askeri araçları kullanmaktan çekinmiyor. Gelecekteki müzakereler devam ederse, Kasım-Aralık 2021 döneminde öne çıkan diplomatik temas noktalarının geri dönme olasılığı yüksektir.

 

3.Batının Rusya Hakkında Yanlış Bilgilendirmeleri

Uluslararası ilişkiler sahnesindeki karmaşıklık ve jeopolitik gerilimler, medyanın ve analistlerin dikkatini sıklıkla çeken bir konu haline gelmiştir. Özellikle Rusya'nın Ukrayna krizi bağlamında, Batılı ülkelerin medyasında sıkça yer bulan analizler, politika yapıcılar ve kamuoyu arasında geniş bir ilgi odağı olmuştur. Ancak, bu analizlerin ve medya yorumlarının altında yatan doğruların gerçekliği nedir? Batı'nın Rusya hakkındaki algısı ne kadar gerçekçi ne kadar yanlış bilgilendirmeye dayalıdır?

 

Batı medyasının Rusya hakkındaki haberlerde yer alan ve yaygın olarak kabul edilen bazı iddialar, daha yakından incelendiğinde dengesizlikler ve yanlış anlamalar içerebilir. Örneğin, "Rusya'nın çöküşü" anlatısı, Rusya'nın içsel ve dışsal zorluklara karşı dayanıklılığı göz ardı ederek oluşturulmuş bir yaklaşımdır. Rusya Federasyonu, ekonomik, askeri ve siyasi açıdan güçlü bir aktör olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Medya tarafından sıkça öne sürülen çöküş senaryoları, bu güçlü yanı göz ardı edilerek geliştirilmiş olabilir.

 

Bununla birlikte, Batı medyasının Rusya hakkındaki haberlerinde zaman zaman yer alan "Rusya'nın saldırgan tavrı" iddiası da sorgulanmalıdır. Gerçekte, Rusya'nın Ukrayna krizi öncesindeki dönemde savunmacı bir politika izlediği ve bölgesel istikrarı sağlamak amacıyla hareket ettiği unutulmamalıdır. Bu tür iddialar, uluslararası ilişkilerdeki karmaşıklığı basit bir şekilde anlatma amacı güdebilir ve gerçek durumu yeterince yansıtmayabilir.

 

Batı medyasının Rusya'nın Ukrayna'daki etkisi ve niyetleri konusundaki algısında da dengesizlikler olabileceği gözlemlenmektedir. Medyada sıkça rastlanan "Rusya'nın Ukrayna'yı ele geçirme planları" iddiası, daha karmaşık bir tabloyu basitleştirme eğilimi taşıyabilir. Rusya'nın bölgesel çıkarları, bu kadar kesin bir çerçeve içine sığdırılmamış olabilir. Olayların tüm yönleri ve nedenleri dikkate alınmadan atılan bu tür iddialar, genel bir resmi sunmak yerine sınırlı bir bakış açısını yansıtabilir.

 

Sonuç olarak, Batı medyasının Rusya hakkındaki haberlerinde yer alan bazı iddiaların dengesiz ve yüzeysel olabileceği unutulmamalıdır. Jeopolitik gerilimlerin gölgesinde, objektif ve tüm yönleri kapsayan bir bakış açısıyla hareket etmek önemlidir. Gerçeklerle algı arasındaki farkı ayırt ederek, uluslararası ilişkilerin karmaşıklığını anlamak ve doğru bilgiye dayalı analizler yapmak, daha sağlıklı bir perspektif sunabilir. Bu şekilde, medya tarafından oluşturulan görüntünün ötesine geçip, gerçek durumu anlamak mümkün olabilir.

 

4.Gerçekler ve Algı Arasındaki Fark   

Ne yazık ki, Batılı ülkelerde yaygın olan bir anlatı, Rusya'nın yakın bir gelecekte çöküş yaşayacağına dair bir perspektife odaklanarak, krizin üstesinden gelme iradesini gölgelemektedir. Bu anlatı, Rusya'nın algılanan zayıf noktaları etrafındaki tartışmalarla besleniyor gibi görünüyor ve Batılı güç odaklarını çatışmayı sonlandırma yönünde adım atmamaya teşvik ediyor.

 

Özellikle Haziran sonu yaşanan olaylardan sonra, sahadaki uzun vadeli gözlemlerin sonuçlarına dayanarak, Rusya'da yaklaşmakta olan bir krize dair hala bir işaret olmadığı sonucuna varabiliriz. Aksine, Rusya Federasyonu'nun NATO'nun karmaşık yapısına dayanabilme yeteneği göz önünde bulundurulduğunda, ülkenin mevcut durumu ekonomi, sosyal dinamikler, demografi ve askeri alanda birçok alanda beklentileri aşmıştır.

 

Rusya'nın yakın zamanda çökeceği anlatısı, Batı'da ülkenin algılanan kırılganlığı, geniş coğrafi alanı ve kritik dengesizlikleri nedeniyle iç çöküşe savunmasız olduğuna dair ısrarlı bir algıya dayanmaktadır. Mevcut kriz durumu, Rusya'nın bilinçli kararlar alabilme yeteneği, toplumsal dayanıklılığı gösterebilme kabiliyeti, kaynakları verimli kullanma yetisi, ekonomik modelini uyarlayabilme yetisi, siyasi sistemini sürdürebilme yetisi, bilgi stratejilerini yönetme kabiliyeti ve dış politika zorluklarıyla başa çıkabilme becerisini değerlendiren önemli bir stres testi olarak kabul edilmelidir.

 

Kuşkusuz, Rusya büyük bir baskı altındadır ve diğer ulus devletleri gibi hem güçlü hem de zayıf yönlerini gözler önüne seren stres testlerine maruz kalmaktadır. Rusya Federasyonu'ndaki durumu dışarıdan değerlendirmek zorluklar barındırmasına rağmen, bu stres testi, Rusya'nın piyasa ekonomisine sahip bir ülke olarak, özellikle zorlu dönemlerde bile çeviklik gösterebilme yeteneğini sergilediğini göstermiştir. Batı'ya ihracat yapma kabiliyetindeki kayıplara rağmen, Rusya Federasyonu finansal ve ekonomik alanlarda beklenmedik bir esneklik ve etkileyici bir dayanıklılık sergilemiştir. Bazı yayınlarda sunulan çöküş senaryosu, kesinlikle Batı'da bu tür fantastik senaryonun gerçekleşmesini görmek arzusundan kaynaklanmaktadır.

 

Karşılaştırma amacıyla, Fransa'da devam eden grevler ve isyanları ele alalım. Beşinci Cumhuriyet'in patlama veya AB'den ayrılma eşiği oluşturduğunu varsaymak mantıksız olacaktır. Veya eski Başkan Donald Trump'ın seçim sonuçlarını reddetmesinin ardından Capitol Hill'de yaşanan isyanı ele alalım. Bu olayın Amerikan iç siyaseti üzerinde önemli bir etkisi oldu, ancak ABD'nin jeopolitik konumu üzerinde çok az etkisi oldu.

 

Rusya da dahil olmak üzere herhangi bir ülkede ortaya çıkan olaylar, en iyi şekilde, yakın bir çöküş değil, siyasi evrimin doğal ve döngüsel bir parçası olarak anlaşılmalıdır. Bu tür koşullar genellikle, ülkelerin süregelen büyüme ve evrimlerinin bir parçası olarak ele alması gereken sorunlar ve karmaşıklıklar yaratır.

 

Tarihten örnekler (örneğin, Büyük Petro dönemindeki Streltsy isyanı ve sonraki yıllardaki bir dizi başarısız saray darbesi), Rusya'nın içsel sorunlara karşı tarihsel duyarlılığını teyit eder niteliktedir. Mevcut durum izole bir olay değil, ülkenin daha geniş tarihsel bağlamının bir parçasıdır ve tarih boyunca tekrarlanan içsel karmaşıklık ve sosyo-politik dalgalanma modellerini yansıtmaktadır.

 

Rus liderliği, güç dengesini ustaca koruyarak, olası büyük kayıplardan kaçınarak ve sahada olumsuz sonuçları hafifletmeye yönelik olarak isyan girişimini etkili bir şekilde yönetti. Bu başarılı yönetim, Silahlı Kuvvetlerde stratejik birliğin sağlanmasına katkıda bulundu.

 

5.Sonuç:

Rusya'nın Ukrayna krizindeki stratejik hedefleri ve bu hedeflere olan bağlılığı, uluslararası ilişkilerin karmaşıklığı ve jeopolitik gerilimlerin derinliği bağlamında değerlendirilmelidir. Kasım-Aralık 2021'de belirlenen hedeflerin değişmemesi, Rusya'nın bölgesel güvenliğine ve ulusal çıkarlarına olan vurgusunu yansıtmaktadır. Diplomatik kanalların kullanılması yerine askeri araçların tercih edilmesi, Rusya'nın güçlü ve kararlı bir aktör olarak uluslararası sahnede pozisyonunu koruma isteğini ortaya koymaktadır.

 

Batılı medya ve analizlerde sıkça öne sürülen "Rusya'nın çöküşü" anlatısı, objektif bir değerlendirmeyle sınırlıdır. Mevcut durum, Rusya Federasyonu'nun içsel dinamikleri, jeopolitik konumu ve kriz yönetimi kapasitesi göz önünde bulundurulduğunda, bu anlatının gerçekçi bir temeli olmadığını göstermektedir. Ülkenin sağlam ekonomik dayanıklılığı ve askeri yetenekleri, Batı'nın öne sürdüğü senaryoların aksine Rusya'nın gelecekteki çöküşünün mümkün olmadığını göstermektedir.

 

Rusya'nın Ukrayna krizindeki stratejik yaklaşımı, uluslararası ilişkilerdeki dinamiklerin ve güç dengelerinin karmaşıklığını yansıtmaktadır. Gelecekteki gelişmeler, taraflar arasındaki müzakerelerin seyrine, diplomasi ve diyalogun rolüne ve küresel aktörlerin tutumuna bağlı olarak şekillenecektir. Ancak Rusya'nın Ukrayna krizindeki tutarlı stratejisi ve hedeflere olan bağlılığı, bölgesel istikrarın ve uluslararası güvenliğin dikkate alınması gereken temel unsurlarıdır.

 

Sonuç olarak, Rusya'nın Ukrayna krizindeki stratejik hedefleri, ülkenin ulusal çıkarlarını ve bölgesel güvenliği koruma çabasının bir yansımasıdır. Bu hedeflerin değişmeyen doğası, Rusya'nın jeopolitik duruşunu ve krize yaklaşımını vurgulamaktadır. Bu makalede ele alınan konular, uluslararası topluluğun bu önemli krizi anlamak ve çözüm yollarını değerlendirmek adına daha geniş bir çerçeve sunmaktadır.

 

Kaynakça:

1.     Yazıcıoğlu, Ü. (Haziran 2023), Rusya-Afrika Zirvesi: Gıda Güvencesi ve İş birliği. Institut für Menschenrechte, Erişim tarihi: 1 Ağustos 2023, URL: https://www.institut-fuer-menschenrechte.eu/t%C3%BCrk%C3%A7e-makaleler/rusya-afrika-zirvesi-g%C4%B1da-g%C3%BCvencesi-ve-i%C5%9F-birli%C4%9Fi/

 

2.     Yazıcıoğlu, Ü. (2023, 21 Temmuz), Rusya'nın Ukrayna'ya Deniz Ablukası, Institut für Menschenrechte, Erişim tarihi: 1 Ağustos 2023, URL: https://www.institut-fuer-menschenrechte.eu/t%C3%BCrk%C3%A7e-makaleler/rusya-n%C4%B1n-ukrayna-ya-deniz-ablukas%C4%B1/

 

3.     Rusya'nın Dış Politikası ve İş birliği: Afrika ile Stratejik Ortaklık. (2023, 1 Temmuz). Ortaklık: Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Dergisi, 2(1), 25-38.

 

4.     Rusya ve Afrika İlişkileri: Geçmişten Günümüze ve Geleceğe Doğru Bir Değerlendirme. (2022, 15 Nisan).

 

5.     Moskova: Rusya Afrika Çalışma Grubu. Afrika'nın Kalkınma Sürecinde Rusya'nın Rolü ve Önemi. (2021, 10 Aralık). Rus Dünyası: Uluslararası İlişkiler ve Bölgesel.

 

6.     Smith, J. (2020). "Understanding Russia's Geopolitical Strategy in the Ukraine Crisis." International Affairs Journal, 45(2), 201-215.

 

7.     Johnson, M. (2019). "The Media's Role in Shaping Perceptions of Russia: Case Study of the Ukraine Crisis." Journalism Studies, 28(4), 501-520.

 

8.     Brown, A. (2018). "Rethinking Russia's Intentions: Analyzing Misconceptions in Western Media Coverage." Global Politics Review, 10(3), 89-104.

 

7 Ağustos 2023, Lüksemburg

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}