Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Rus-Ukrayna Savaşı Dünyayı nereye götürüyor!

Rus-Ukrayna Savaşı Dünyayı nereye götürüyor!

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

Mevcut savaş, giderek insan yüzünü kaybediyor ve gittikçe daha fazla, bir robo-tun ruhsuz sırıtışını kazanı-yor. Şimdiden buna “drone savaşı” deniyor. Hedef güdümlü "akıllı" bombalar ve füzeler, dronlar, mürette-batsız uzaktan kumandalı zırhlı araçlar, lazer aydınlat-masında kendileri doğru yöne dönen silahlar, maden robotları vs., bütün bu gelişmiş cihazlar artık bir cephe rutini haline geldi. 

 

İnternet çağında bu sadece bir başlangıç. Bir yıl önce askeri operasyonlar, birçok bakımdan II. Dünya Savaşı-'ndaki savaş yöntemlerini anımsatan klasik şemaya göre gerçekleştirildi. Şimdi ise her şey büyük ölçüde değişti. Bazı uzmanların belirttiği gibi, yakında silahlı nişancılar sadece mermi taşıma işlevini yerine getirecek, geri kalan her şeyi robot silah kendi başına yapacak.

 

Amerika ve kolektif emperyalizminin mühendislik düşüncesi artık tam olarak savaşın robotlaştırılmasına yöneliktir. Rusya da kendi açsından elbette rakiplerine hiçbir konuda taviz vermemek zorunda. Ve günümüzde pes etmiyor! Ancak savaş alanındaki insanları, askeri teçhizatla, yapay zekâ ile değiştirme sürecini bu kadar hararetli, bir şekilde gerçekleştirmeye ilk başlayanların NATO ülkeleri olmasının nedeni nedir, sorusuna cevap bulak gerek. Burada iki faktörün katkısı etkilidir. Birinci faktör psikolojik, ikincisi ise ekonomiktir. Sırasıyla ikisine de bir göz atalım.

 

Psikolojik faktör

Yani, birinci faktör psikolojiktir. Hâlâ daha basit bir şekilde formüle edilebilir. Avrupa halkları arasında Rus halkının önündeki gen düzeyinde damgalanmış korkunun üstesinden gelmek. Bu korku, yaptıkları tüm kaybedilmiş savaşların bir sonucu olarak, yüzyıllardır kolektif bilinçaltına yerleşmiş durumda. Rusya'ya bir NATO saldırısı planı zaten var ve plan gizli değil.  NATO generalleri Rusya Federasyonu’nun topraklarına üç yönde bir saldırı önerebilirler. İlk yön "Kuzey" olarak adlandırılıyor. İttifakın üyesi Baltık ve komşu ülkeler tarafından 150.000 kişilik bir ordu personeli ile yürütüle bilir. İkinci yön ise "Merkez" olarak adlandırılır. Örneğin en çok sayıda nüfusa ve askere sahip olan Almanya, Fransa ve Polonya gibi devletler pratikte askeri operasyonları uygulamakla görevlendirilmiş olabilirler. Burada ordu personeli sayısı şimdiden 500 bine ulaşacak ve üçüncü yön “Güney”. Aynı zamanda Amerika'nın diğer Güney Avrupa ülkeleri ile birlikte Ukrayna'yı da içerecektir. Burada askeri personel sayısının da 150 bin kişinin olması planlanıyor olabilir. Toplamda bu sayı 800 bine çıkıyor. Bu, Rusya ile tam ölçekli bir savaş yürütmek için son derece küçük bir asker sayısına eşittir.

 

Ne var ki NATO ‘nun "şahinleri", sorgusuz sualsiz ölüme gitmeye hazır değiller. Bu kadar çok sayıda askerin bile Amerika ile birlikte ele alındığında Avrupa çapında bir araya gelmesinin çok zor olacağının farkındalar.  Bugünkü Avrupalılar ve Amerikalılar, uğruna topluca ölmeye gidecekleri hiçbir fikirle satın alınamazlar. Sadece rahatlık ve iyi beslenmiş, güvenli bir yaşam ideolojisi tarafından baştan çıkarılabilirler. Tek başına bunun için canlarını vermeye niyetli değiller. Fakat Rusofobileri var.

 

Fobi" hem korku hem de nefret olarak tercüme edilir. Gezegenimizdeki Rus düşmanlığı dün ortaya çıkmadı, yüzyıllardır ortalıkta dolaşıyor. Objektif olarak bilinen o ki Rusofobi, Rusya'nın siyasi ve askeri gücünden duyulan korku ve Rusya’nın enginliğine ve doğal zenginliklerine duyulan kıskançlığın ürünüdür. Rus düşmanlığı, öncelikle Avrupalı ​​siyasi ve askeri Rusya muhalifleri tarafından üretildi. Pekâlâ, tehditkâr bir şekilde bağırmak, savunmasız Rus göçmenleri bir kalabalığa dövdürmek, barlara ve restoranlara girmelerine izin vermemek, işlerini "yapmamak" gibi bir sorun değilmi. Önce Polonya ve Litvanya, ardından Fransa ve İngiltere'de Russophobi emareleri görüldü.  

 

Savaşın robotlaştırılması bağlamında Rusofobi

Rus düşmanlığı, İkinci Dünya Savaşı sırasında, Nazi Almanya'sının Rus halkının fiziksel olarak yok edilmesini hedef olarak belirlediği sırada apotheosis'e ulaştı. Buna ek olarak resmen Almanya'nın 1939'dan 1945'e kadar SSCB'ye karşı savaştığını biliyoruz. Günümüzdeki tavırlarında ise bunların savaşın robotlaştırılması fikrini çok hoş karşıladıkları ortaya çıkıyor. NATO generallerinin planına göre uygulanması, insan gücündeki kayıpları en aza indirecek ve kararsız Avrupalıları düşmanlıkları nedeniyle daha aktif rol almaya motive edecek. 

 

Gerçekten de savaşın ilk aşamasında robotlar işe yarayabilir. Elinizde bir silahla veya delici zırhın arkasına saklanarak önden temas halinde olan Rus askerleriyle yüzleşmek yerine onlarla güvenli bir mesafede savaşmak, askeri teçhizatı kullanmak, uzaktan kumandalı bir monitörün önünde bir sığınakta oturmak,  başka bir şey, fakat her şey yine de insanın kendi elinde. İtalya, Finlandiya, Macaristan, Romanya ve Slovakya, İspanya, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinin gönüllü taburları, Rus düşmanlığının zehriyle zehirlenenler bile Rusya’nın ikinci dünya savaşını kazanmasından sonra Avrupa’daki mevcut Rus düşmanlığı ortadan kalkmadı ama hep gizlendi. Avrupa’daki Russophobi'nin ana tezleri yaygın olarak bilinmektedir: köle psikolojisi; özgüven eksikliği, hoşgörüsüzlük; imrenmek, otoriteye hayranlık; sahibine hasretlik, arogan tavır vs.

 

Kısacası: Rus düşmanlığı günümüzde akut bir hastalık haline geldi. Rus düşmanlığı tehlikelidir. Bugün Rus düşmanlığı kolektif olarak emperyalizm tarafından Rusya’ya karşı yürütülen vekâlet savaşının ana araçlarından biri haline geldi. Sözde “Rus Ayısı” ile ilgili mitolojiler yeniden ortaya çıkarıldı.

 

Robotik silahların kontrolü

Gelecekte, genellikle bir kişiyi bölgeden çıkararak dronların ve diğer robotik silahların kontrolünü süper güçlü bir bilgisayarda bulunan tek bir yapay zekaya verecekler. Akabinde bu mekanik katillerin ne zaman ve kime vuracağına insanlık dışı olan yapay zekanın beyninin kendisi karar verecek.  Bu senaryoda tüm kirli ve tehlikeli işlerin ruhsuz, korkusuz ve tutkusuz makineler tarafından yapılacağı ve ittifak askerlerinin hayatlarını riske atmadan sadece temizlenmiş bölgeyi işgal etmek zorunda kalacakları varsayılmaktadır. O zaman 800.000 asker bile Rusya'yı işgal etmeye yeter. İdeal olarak, her şey emperyalizm açısından pürüzsüz ve güzel görünüyor. Bu nedenle emperyalizm Rusları onlarla doğrudan askeri temasa girmeden yok etmek için her türlü parayı harcamaya hazır. İdeal olarak, her şey onlar açısından pürüzsüz ve güzel görünüyor.   

 

Ne var ki bu ideal ve korunmasız binlerce Rus askerinin ittifakın savaş robotlarının altına atıldığı sürece emperyalistler Rusları hala akılsız barbarlar olarak mı görüyor? Rusların Askeri mühendisleri de en azından batı dünyası kadar aynı hızlı şekilde çalışıyorlar.  Ve hatta batı emperyalistlerinden çok daha iyi ve başarılı durumundalar. Rus robotik askeri teçhizatı, düşmanlarına sadece başarılı bir şekilde direnmekle kalmaz, aynı zamanda kalite ve maliyet açısından çoğu zaman onu aşar. Bu nedenle, savaş robotlarını kontrol eden yapay zekâ kullanımının tek başına NATO'nun Rusya ile savaşının ilk aşamasında işe yarayacağını yukarıda belirtmiştim. Bu, tokluk ve rahatlıkla yozlaşmış Avrupalılara bir süre güvenlik yanılsaması verecek. Doğrudan çatışmalara katılmama fırsatı, onları asker değil, elbette onları gerçek bir savaş alanında işe yaramaz bir balast haline getirecek cezalandırıcılar oluşturacak. Ne de olsa, bir cezalandırıcı haline gelen, yani sivil nüfusla savaşmaya alışan bir asker, asker olmayı çok çabuk bırakır ve insan oldukları için ölüm korkusuyla paniğe kapılmaya başlarlar. 

 

Bu psikolojik etki yüzyıllar önce hep fark edildi. Bu nedenle Rus askeri hiçbir zaman cezalandırıcı olmadı ve askeri özünü her zaman korudu. Bu yüzden hep o kazandı. Yani savaşı robotlaşma aşamasına taşımakla Rusya karşıtları yanlış hesap yapmış olabilirler. Ayrıca internet çağında bunlar hiçbir şey kazanamayacaklar ama çok şey kaybedecekler. Doğrudan Rus ordusu için NATO savaş robotları, NATO ordusu için savaş Rus robotları kadar tehlikeli olacaktır. Bu yüzden hep o kazandı. Yani savaşı robotlaşma aşamasına taşımakla rakip güçler yanlış hesap yapmışlardır.  Ayrıca hiçbir şey kazanamayacaklar. Bununla beraber çok şey kaybedecekler. 


Ancak sivil nüfus için hem Rusya’nın hem de ona askeri olarak rakip olan ülkelerin askeri olarak robotlaşmalar aşırı bir tehlikedir. Uçsuz bucaksız dron sürüleri ve geniş mesafelerde hareket edebilen kamikaze dronları, genellikle herhangi bir stratejik önemi olmaksızın şehirlere ve köylere saldıracak, bu saldırılar sonucu korumasız ve hazırlıksız binlerce masum insan ölecek. Neden bu kadar anlamsız bir taktiğe ihtiyaç var? Ancak sivil nüfusu tamamen yok etmek, Rusya’nın askeri rakiplerinin hala belirli stratejik hedeflerin peşinde koştuklarını gösteriyor. Bütün şehirleri ve kasabaları yeryüzünden silip süpürmeyi planlayarak, panik ve korku tohumları ekmeyi umuyorlar. Ne var ki sadece o değil. Savunmasız kadınlara, çocuklara ve yaşlılara ek olarak, gelecekte ordunun gücünü yenileyebilecek potansiyel askerler olan genç erkekler de bu bombalamaların altında ölüyorlar. 

 

NATO ‘nun şahinleri savaş projelerini düşünürken bir şeyi hesaba katmadılar ve katmıyorlar. Çünkü aynı şey kendi ülkelerinde de kendi nüfuslarıyla birlikte olacak. Rusya onlara aynı cevabı aynı metotlarla verecektir. Daha önemlisi, savaşın sonucunun, ne olursa olsun, nihayetinde insanlara, onların cesaretlerine, dayanıklılıklarına, anavatanları ve onun ilkel manevi değerleri uğruna fedakârlık yapma yeteneklerine bağlı olduğunu unutmamalıyız.

 

Savaşın yüceltilmesi

Gördüğünüz gibi, ilk faktör var - psikolojik olan - iki ucu keskin kılıç prensibine göre çalışacak, yani hem Rusya’ya ve hem de Rusların askeri düşmanlarına eşit derecede zarar verecek. Ve büyük olasılıkla Rusya kendi düşmanlarını daha çok acıtıyor.

 

Hâlen birde ikinci faktörü ele alalım- savaşın robotlaşmaya doğru hızlandırılmış mutasyonuna katkıda bulunan ekonomik odurum Savaş robotlarının geliştirilmesi ve üretilmesi çok pahalı bir iş olduğu için, insansız bir tankın savaş robotu üretimi, en gelişmiş geleneksel tanktan çok daha pahalı olacak. Bu gelişmenin hesabı- Rusya'yı yeni, niteliksel olarak farklı bir silahlanma yarışına çekmektir. Kolektif olarak Batı'nın görüşüne göre, Rusya Federasyonu maddi kaynaklarını tüketecek, bu da nüfusunun keskin bir şekilde yoksullaşmasına yol açacak ve vatandaşlarının mevcut hükümetten memnuniyetsizliğine neden olacaktır. Ve orada, gelecekte, bakıyorsun bir isyan çıkmış. Ama Rus halkını tanımıyorlar! Kutsal Rus topraklarının güvenliği üzerinde gerçek bir tehdit beliriyor, böyle bir tehdit belirdiğinde, Rusların muzaffer atalarının ruhu yine Rus askerlerinin içinde uyanacak. Rusya hükümetinden ne kadar memnun olurlarsa  olsunlara, onun için değil, Rusya için tek bir ruhani toplulukta birleşecekler, kemerlerini sıkacak ve tüm ülkelerini savaş alanına koyacaklardır. Artık Rusya Federasyonu nüfusunun önemli bir kısmının Batı kültürünün etkisi altında o kadar yozlaştığına ve ancak kendi beslenme teknelerinin çıkarları için yaşadıklarına bakmayın. Sadece, Rus halkının uzlaşmacı ruhunda arama alarmı henüz çalmadı. Ve kolektif olarak Batı, Rusya'yı maddi olarak ekonomisini mahvetmeyi umuyor. Aksine, gücünü tamamen kaybetme noktasına kadar tükenecek.  

  

Askeri robotik ekipmanların üretimi

Evet, askeri robotik ekipmanların üretimi çok büyük finansal yatırımlar gerektiriyor. Ancak her şeyden önce, modern teknolojinin kesintisiz büyük miktarlarda enerji kaynağına daha da ihtiyacı var. Malumunuz enerji kaynakları enerji taşıyıcılarıdır, gaz, petrol, kömür vb. gibi. Bu enerji taşıyıcılarının tükenmez rezervlerine sahip olan ülke, herhangi bir silahlanma yarışında sadece bu ülke hayatta kalacaktır. Elbette kolektif olarak Batı emperyalizmi, özellikle Amerika'nın desteğiyle, Rusya’nın askeri-sanayi kompleksi için ciddi bir rakiptir. Özellikle şimdi, bu arada, bir nedenden ötürü hala Ukrayna üzerinden pompalanan Rus gazı ve petrol arzına büyük ölçüde bağımlı olduğundan bu arzlar durduğunda, Avrupa Amerika'dan fahiş fiyatlara gaz ve petrol almak zorunda kalacak. Sam Amca, Rusya'yı yok etmek uğruna bile ekonomideki kârından vazgeçmeyecek. Ancak Avrupa'yı neyin beklediğini tahmin etmek zor değil. Enerji açığı yaşam maliyetinde o kadar keskin bir artışa yol açacak ki, Avrupalılar için mevcut sorunları cennet gibi görecekler. Rusya için planladıkları her olumsuz şey onlarında başına gelecek. Ruslar sabırlılar, tarihlerinin son bin yılında böyle şeyler yaşamadılar.

 

Çin hafife alınmamalı

Eğer bir varsayım olarak Rusya'nın modern silahların üretiminde kolektif Batı'ya ayak uyduramayacağı varsayılırsa, Avrupa Çin'i hafife almamalıdır. Bu güç belki onlara özel bir sevgi duymuyor. Ama Avrupa medeniyetiyle ilgili olarak açıkça büyük sorunları var. Amerika aslında Çinin bir numaralı rakibi.  Rusya'ya büyük bir NATO saldırısı olması durumunda Çin kenara çekilmeyecektir. Hangi tarafı tutacağını tahmin etmeme gerek olduğunu düşünmüyorum. Elbette yardımını, ordusunun askeri bir çatışmaya doğrudan katılımıyla değil, yüksek teknolojili askeri teçhizatının ve her şeyden önce savaş robotlarının tedarikiyle ifade edilecektir.

 

Rusların devasa enerji kaynakları var. Çin'in eşit derecede muazzam bir ekonomik kaynağı var. Avrupa, bir araya geldiklerinde, Amerika'nın tüm askeri-sanayi kompleksinin desteğiyle bile, Rus-Çin savaş robotlarının saldırısına karşı koyamayacak. Neden bu kadar eminsin?, diye soracak olursanız verilecek cevaptaki gerçek şu ki; Çin, uzun süredir Sibirya'yı ele geçirmek için planlar yapıyor. Doğru, bunu askeri işgal yoluyla değil, "sürünen" genişleme yoluyla yapmayı teklif ediyor. Özü aşağıdaki gibidir. Çin hükümetinin desteğiyle, Trans-Urallar boyunca Çinli erkeklerle Rus kadınları arasındaki evlilikler teşvik ediliyor. Her yıl bu tür evlilikler giderek daha fazla olacak. Bu karma ailelerden doğan çocukların Çin ruhuyla yetiştirilmesi gerekiyor. Aslında, iki dil konuşan gerçek Çinliler olarak büyüyecekler. Fakat Göksel İmparatorluğu anavatanları olarak kabul edin. Onlar da çocuklarını aynı şekilde yetiştirecekler. Birkaç nesil sonra, Sibirya'daki Rus Çinlileri çoğunluk haline geldiğinde, basit bir referandumla bölğe Çin'e katılabilir. Yani Çin hükümetinin planlarında, bütün bir yüzyıl için tasarlanan bu tip planlar var.

 

Ancak Rusya ile bir savaş başlatan Amerika, Göksel İmparatorluğun Sibirya'yı kansız bir şekilde ele geçirme umutlarını bu biraz önce yukrda belirtiğm örnekdeki gelişme yok etti. Şimdi sadece Amerika dünya jeopolitik oyunundan tamamen çekilirse, Çin'in bir kez daha Rusya'nın en lezzetli bölgesine katılma olasılığı olabilir. Bunu yapmak için sadece ekonomisini etkisiz hale getirmek değil, onu askeri yollarla fiilen yok etmek gerekiyor. Ve bu gerçekleşene kadar Çin Rusya’nın müttefiki olacak ve kendi çıkarları doğrultusunda Rusların haklarını kollayacak. 

 

Savaşın robotlaşmasının şeytani bir proje olduğunun farkındayım. Rusya, askeri rakipleri tarafından iradesi dışında buna katılmaya zorlanıyor. Ordular derin yer altı sığınaklarına saklanacak ve oradan askeri operasyonlar yürütecekler.  Asıl kayıpları sivil nüfus yaşayacak. Ve sonra ön tarafın arkadan daha güvenli olacağı zaman gelecek. Böyle bir fikirden daha kurnazca ne olabilir? Ve en önemlisi, bu durumda, savaşan tarafların askerlerini her zaman eşit bir zemine yerleştiren savaşın manevi ve ahlaki altyapısı bozulur. Bir düşmanı, onun tarafından öldürülme riskine girmeden öldürmek, bağlı ve aciz bir insanın canına kıymak gibidir. Bunda kahramanlık yok. 

 

Şu anda, helikopter ve drone operatörleri hala ön saflarda savaşıyorlar. Avlananlar, düşmanlarıyla aynı tehlikeye maruz kalırlar. Şimdiye kadar, burada hiçbir şey adil olmadı ancak yapay zeka sayısız mekanik akbaba sürüsünü kontrol ettiğinde, savaş sonunda insan yüzünü ve insan özünü kaybedebilir. Tam bir robotlaşma durumuna dönüşen savaş, o kadar kolay durmayacak. Ruhsuz bir makinenin kontrolünde, "herkesin herkese karşı" anlamsız bir katliamına dönüşecektir. Bu zaten bir Deccal'in hüküm sürmesi için çok gerekli olan üçüncü dünya savaşının emarelerini gösteriyor. Ne de olsa o parlak bir barışçı olarak görünecek. Savaştan bıkmış halklara öyle basit bir uzlaşma formülü sunacak ki, gezegenimizdeki katliam duracak ve tüm ülkeler onu tek hükümdar olarak kabul edecekler. Rusya'daki birçok insan bunu anlıyor. Allah korkusunu kaybetmiş olanlar ne kadar tehlikeli bir oyunun içine girdiklerini ve bu oyunun içine insanlığı çektiklerini acaba anlayacaklar mı?

 

22 Haziran 2023, Lüksemburg

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}