Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Diyarbakır’daki Anaların HDP’e feryadı

Diyarbakır’daki Anaların HDP’e feryadı

Ümit Yazıcıoğlu

HDP binasının önünde oturma eylemi yapan annelerden kanser hastası Ayşegül Biçer: „Başka annelere de sesleniyorum, gelin hep beraber oturup bu mücadeleyi devam ettirelim. Ben Kürt’üm, hiç kimse bana karışmamış, şu ana kadar devlet evimde hiçbir zülüm yapmamış. Bu neyin davasıdır“, diye feryad ediyor. Bu anaların bu açıklamalarını devletin bir özel savaş metodu olarak değerlendirenler yanılıyorlar. Bu anaların içi yanıyor. Artık kimse evladını körü körüne ölüme göndermek istemiyor.

Fevziye Çetinkaya isimli bir ana HDP Diyarbakır il binasını bastı ve oturma eylemi başlattı. Oturma eylemi yapan ailelerin sayısı 8e yükseldi. Diyarbakır HDP il başkanlığı kepenk kapatıp büroyu kapattı. Remziye Akkoyun isimli bir başka Ana’da 3 yıl önce oğlunun kaçırılırmış olduğunu ve o günden beri evladından haber almadığını illeri sürerek tüm Anneleri HDP Diyarbakır il binasının önünde buluşmaya çağırdı. Henüz isimleri tarafımızca öğrenilmeyen sekiz Anne daha oturma eylemine katılacakmış. Dört anne dün birlikte yaptıkları açıklamada “giden çocuklarımız ya ölüyor yada cezaevinde çürüyor HDP ya çocuklarımızı geri getirecek yada bu binayı başlarına yıkarız“ diye feryat ediyorlar. Anacığım senin feryadın arş-ı âlâyı titretir. Boğazım düğüm düğüm…                                                                         Şahsen kimsenin çocuğunun dağa çıkmasını istemem. Eğer bunun tersini istersem önce kendi çocuğumun dağa çıkmasına gönlümün razı olması gerekiyor. Şayet anaların anlattıkları olay vuku bulmuşsa, hadisenin birinci derecede sorumlusu ailelerdir. Çocuklarına sahip çıkmaları gerekiyordu. Anne ve Baba 17 yaşlarındaki çocuklarının hal hareketlerindeki anormalliği değişimi anlaması gerekiyor. Diğer taraftan devlette hadiseden sorumludur. Bu ülkenin gençlerinin önünü kapatan, onlara bir gelecek sunmayan onların geleceğiyle, ilgili bir proje sunmayanlar, kendi başarısızlıklarını bu feryat eden anneler sayesinde örtemezler.                                                                                  Bu anaların içi yanıyor.                                                                      Anaların bu açıklamalarını devletin özel savaş metodu olarak değerlendirenler halkımızı yanlış bilgilendiriyorlar. BU ANALARIN DURUŞU KÜRT HALKININ ARTIK ÖRGÜTE DESTEK VERMEDİĞİNİN İSBATIDIR. Analar akan kanın durması için çocuklarına sahip çıkıyorlar. HDP konuyla ilgili ekteki linkteki açıklamayı yaptı. https://www.hdp.org.tr/tr/basin/basin-aciklamalari/iktidar-emniyet-isbirligi-ile-aileler-kiskirtiliyor/13495#.XW-HvpTUay8.twitter . Eğer HDP in bu açıklamaları doğruysa, Diyarbakır Valiliği aileleri oraya yönlendiren emniyet memurlarının ifadesini almalıdır, çünkü HDP yasal bir partidir, siyaset yapması bu metotla frenlenemez. Konuyla ilgili ekteki link dede başka bir haber var. https://aryenhaber4.xyz/hdp-il-binasinin-onunde-bekleyen-ailenin-yakini-bizi-polis-organize-edip-buraya-getirdi/  . Bu konuda bilinmesi gereken şudur ülkemiz bir hukuk devletidir İktidar-Emniyet işbirliği ile aileler kışkırtılamaz.                                                                                                      Sorunun bugüne kadar gelmesi, çözülememesi ve hala insanların yönünün dağlara dönük olması, bugüne kadar ölen gençlerin tümünün kanlarında birilerinin parmaklarının olduğunu gösteriyor. Bir halkın en basitinden kimlik talebi bu kadar insanın kanına mal olmamalıydı, siyasi yollarla sorun çözülmeliydi. Şayet ülkemizde devlet bunu başaramamışsa her şeyden önce ilk etapta HDP’i hedef göstermeleri yanlıştır.                                                            HDP Türkiye’de siyaset üretmeye çalışan bir parti. Eğer varsa kendi çözüm projelerini siyasi yollarla devlete kabul ettirmeye çalışması lazım. HDP‘ de PKK’ye sempati duyanlar olabilir, nitekim vardır, ama aynı zamanda PKK’ye mesafeli duranlar da vardır. HDP’in son dönem siyasetçileri özellikle Meclis’te temsil hakkı bulduğu tarihten bu yana defalarca şahit olduğum, hatta Selahattin Bey’n bizzat kendi ağzından gençlerimizin dağa çıkması yerine okumalarını, haklarını siyasi yollarla talep etmelerini tavsiye ediyorum sözü vardır. Bunun ayrı platformlarda tekrarını da biliyorum. Bu söylemleri samimiyet testine tutma gibi bir durumum yok                                                     Hadisenin Sosyolojik yanı.                                                                              Sosyoloji en temel tanımıyla; toplumun ya da toplumsal ilişkilerin bilimsel olarak incelenmesidir. Toplumla ve toplum olayları ile ilgili “bilgilerimizin” sistemidir. Diyarbakır’da içleri yanan bazı anaların HDP il örgüt binası önünde yaptıkları eylemler sosyolojiktir. Max Weber, sosyolojiyi “insanın sosyal davranışlarının anlaşılır ilmi” olarak tanımlamaktadır. Dolayısıyla HDP sosyolog ve psikologlardan oluşan bir ekip kurup bu ailelerle teker teker görüşüp onların sorunlarını çözmelidir. Kamu oyunu bilgilendirmelidir. Unutmayın sosyoloji kişisel dünya görüşlerine karşıdır. Dolayısıyla siyasi düşünmeden, partizanlık yapmadan Diyarbakır’daki anaların sorunlarını çözün.                                                                                                                   HDP toplumsal değişmenin doğasını ve nedenlerini anlamalıdır. Çünkü Diyarbakır’da anaların HDP il örgütü önünde yapmış oldukları açıklamalar ve tavırlar ülkemizdeki anomi ve sosyal krizin siyasi partilere somut bir yansımasıdır. Normsuzluk, kuralsızlık, güvensizlik ve anlamsızlığın oluşturduğu anomik durum anaların bu tavırlarını üretmektedir. Bölgedeki ekonomik kriz, yoksulluk, kamu harcamalarının kesilmesi, dışlanma ve eşitsizlik vb. gibi sosyal yapıdaki bozulmalar bazı anaların evlatlarının evden kaçmasına, dağa çıkmasına sebep olmaktadır. Analar her ne kadar HDP’i sorumlu tutuyorlarsa da, yoksulluk sorunun ana nedenidir.                                  Sonuç:                                                                                                            Diyarbakır’daki hadiseler karmaşık olduğu için tek nedenle de açıklanamaz. Anaların HDPe olan tavırlarında zikredilen bütün nedenlerin etkisi bulunmaktadır. Ayrıca bu anaların HDPe karşı Diyarbakır’da feryat etmelerinde HDP’in hataları ve sosyal medyanın etkisi de önem taşımaktadır. İnsanın dostu ne kadar çok olursa yararlanma imkanı o kadar artar. Bu durumdan bir zarar gelmez. Oysa, insanın bir tek düşmanı bulunsa, her zaman zarar görme tehlikesi vardır. Ortadoğu’da Analarımızı karşılarına alanlar her zaman kaybetmiştir.                                                                          Halkın gönüllü katılmadığı hiç bir mücadelenin başarı sansı yoktur, ayrıca artık silahlı mücadele temelli Devrimler arkaiktir(geçen yüzyıla ait). Demokratik siyaset yolu ısrarla denenmelidir, tabi karar vericiler izin verirse. Kürtler için TBMM ’inde siyaset yaptıklarını iddia edenlerin palavraları onların siyasi tahtlarını sallıyor. Diyarbakır’da dört aile HDP kapısında oğulları için eylem başlattı. Eğer aileler daha fazla bu parti binası önünde oturma eylemi yaparsa, HDP’i kapatırlar.

 

 

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}