Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Şafiler Camii ve Melle Ömer’in Öğretileri

ŞAFİİLER CAMİİ

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

1. Şafiler Camiinin hikmeti

Erzurum, İslam toprakların-daki ilahi bereketin tecellisi ile dolu bir şehir. Bu şehrin manevi ritminin en yoğun hissedildiği yollardan biri olan Taş Mağazaları'nın hemen başında, adeta bir ilahi muştu gibi yükselen Şafiiler Camii bulunmaktadır. Bu eşsiz mabedin vakfiyesinde, Hacı Muhammed Ağa'nın 18. yüzyılda hayır için inşa ettirdiği yazılmaktadır. Ancak zamanın acımasız geçişi ve müdahalelerin getirdiği değişimlerle, bu muhteşem yapı kısmen asli hüviyetinden uzaklaşştır. Caminin minaresi, Erzurum'daki diğer minarelerden ayrılan özgün bir mimariye sahiptir; ilk yapılışında sanki cennetten bir dal gibi yere sarkıyormuşçasına göğe doğru yükselen bu minare, şimdi maalesef dıştan duvara monte edilmiş şekildedir.

 

Mabedin içi, kuzeyden, doğudan ve batıdan süzülen nurani ışıklarla aydınlanır. Ahşap mahfili, kademeli kavsarasıyla birlikte taş mihrabı ve ahşap minberi, içerisinde tekbirlerin ve salavatların yankılandığı kutsal bir atmosfer yaratır. Ancak doğudaki duvarda, camiye zarif bir hava katan, köşk minare niteliğindeki ahşap minaresi ile ziyaretçilerini karşılar. Maalesef, caminin modern PVC pencereleri, bu tarihi mabedin asaletini gölgelemekte. Ayrıca, bu eşsiz yapıyı örten meşhur Şabakhane Çeşmeleri'nin üzerindeki bazı yazılar, camiye yapılmış bir hakaret niteliğindedir.

 

Bu muhteşem cami, çevresindeki beton yapılarla ve duvarlarına asılan reklamlarla adeta zamanın izlerine bırakılmış durumda. Cami, bir İslam şehrinin simgesi ve mukaddes bir emanet olarak, aslına uygun bir şekilde restore edilmeyi bekliyor. Bu, sadece Taş Mağazaları'nın değil, tüm Erzurum'un manevi atmosferini canlandıracak bir hareket olurdu. Rabbimiz, bu mabedin ve şehrin yetkililerine basiret versin ve bu tarihi yapıyı koruma gayreti göstermelerini nasip etsin.

 

2. Şafiler Camii ve Melle Ömer’in Öğretileri

Şafiler Camii, Erzurum'un sembollerinden biridir. Fakat caminin adının kökeni, birçok kişi için bir sır gibi saklı kalıyordu. Şafii mezhebinin kurucusu İmam Şafii'nin öğretileri, asırlar boyunca İslam dünyasını aydınlatmıştı. Ancak bu öğretilerin Anadolu'ya nasıl yayıldığı, pek bilinen bir hikâye değildi.

 

Bir zamanlar, Kürt bölgelerinin yüksek dağlarından, derin vadilerinden bir ses yükseldi. Bu ses, İmam Şafii'nin öğretileriydi. Kürtler, İslam'ın ilk yıllarından itibaren bu öğretileri benimsemiş, yaşamlarını bu öğretiler etrafında şekillendirmişlerdi. Özellikle Şafii mezhebinin yaygın olduğu Mezopotamya topraklarında, İmam Şafii'nin öğretileri, yaşamın her anında varlığını hissettiriyordu. Bu topraklardan bir alim, bu değerli öğretileri Anadolu'nun dört bir yanına yayma arzusuyla yanıp tutuşuyordu. O alim, hiç kimse tarafından unutulmayacak olan Melle Ömer'di. Melle Ömer, genç yaşlarda Şafii öğretilerini öğrenmek için derin bir arayışa girmişti. Bu arayış, onu Norşin köyüne kadar götürdü. Burada, İmam Şafii'nin öğretilerini en saf haliyle öğrenme fırsatı buldu.

 

Yıllar geçtikçe, Melle Ömer'in bilgisi arttı ve bu bilgiyi Anadolu'nun dört bir yanına yayma arzusu onu Erzurum'a kadar götürdü. Erzurum'da, Şafii öğretilerinin ışığıyla aydınlatılan bu camii kurulmuştu. Ve böylece, Şafiler Camii hem İmam Şafii'nin öğretilerinin hem de Mezopotamya topraklarından gelen bu değerli bilginin bir sembolü haline geldi.

 

Erzurum'da, her Cuma, Melle Ömer'in kıldırdığı namazlarla, Şafii öğretileri can buluyordu. Cemaat hem İmam Şafii'nin öğretilerine hem de Mezopotamya’nın zengin mirasından gelen bu derin bilgiye şahit oluyordu. Bu hem bir bilgi aktarımı hem de iki kültürün, iki coğrafyanın birleştiği eşsiz bir anıydı. Ve bu anı, Erzurum'un tarihinde altın harflerle yazıldı.

 

Erzurum, yıllarca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Osmanlı-İslam tarihinin derin izlerini taşıyan bir kenttir. Şehrin kalbinde yükselen tarih kokan minarelerden biri de Şafiler Camii’ne aittir. Anadolu'nun bu nadide şehrinde, bu tarihi camii, her köşesinde sakladığı hikayelerle ziyaretçilerini büyüler. Mabedin taş duvarları, üzerinde oynayan gölgelerle sanki zamana meydan okur gibiydi. Her bir taşında, birbirinden farklı hikayeler saklıydı. Ancak Şafiler Camii'nin en özel anlarından biri, her Cuma Melle Ömer’in hatipliğini yaptığı anlardı.

 

3. Xırbexello Köyünün Işığında Tevhid:

Melle Ömer, Tekman’ın Xırbexello köyünden gelme bir alimdi. Ancak onun bilgisi, sadece Tekman'ın dağlarını, vadilerini değil, tüm Anadolu'yu aydınlatan bir ışığa sahipti. Öyle ki onun sohbetleri, insanın içindeki imanı yeniden canlandıran bir su misaliydi.

 

Bir Cuma günü, caminin avlusunda bir telaş, bir heyecan vardı. Melle Ömer, bir hafta boyunca üzerinde düşündüğü konusunu, o günkü hutbesinde işleyecekti. Camiye gelen cemaat, Melle Ömer'in sesini duymak için can atıyordu. Namaza başlamadan evvel, öğrencileriyle birlikte derin bir tefekküre daldı. Ömer Hoca, "Allah'ın birliği, bizim birliğimizi gerektirir. Tevhid inancı, sadece Rabbimize olan inancımızı değil, birbirimize olan bağlılığımızı da kuvvetlendirir," dedi.

 

Hutbenin konusu, Tevhidin sadece bir inanç olmadığı, aynı zamanda Müslümanların arasında bir bağ, bir kardeşlik olduğuydu. Melle Ömer, bu derin konuyu, çocukluktan beri tanıdığı, Xırbexello köyünden getirdiği hikayelerle süsledi. Bu hikayeler, cemaatin gözünde canlandı ve Tevhidin önemini daha derinden anlamalarını sağladı.

 

Namazın ardından, cami avlusunda bir sevgi, saygı ve kardeşlik rüzgârı esiyordu. Cemaat, Tevhidin derinliklerini keşfetme fırsatı bulmuştu ve bu, onların hayatında önemli bir dönüm noktası oldu. Erzurum’un bu tarihi mabedinde, bir kez daha İslam'ın eşsiz öğretileri yaşatıldı ve Melle Ömer, bu öğretilerin elçisi olarak, her daim hatırlanacak bir iz bıraktı.

 

9 Kasım 2020, Seoul

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}