Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -
      Europäische Institut für Menschenrechte - Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu -

Rusya ve Körfez Ülkeleri Arasındaki Stratejik Ortaklık: Çok Kutuplu Dünyada Yeni İttifaklar

Rusya ve Körfez Ülkeleri Arasındaki Stratejik Ortaklık: Çok Kutuplu Dünyada Yeni İttifaklar

Prof. Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

 

 

     1.Giriş

 

Son yıllarda uluslararası politika sahnesinde meydana gelen değişiklikler, küresel güç dengelerinin yeniden şekillenmesine neden olmuştur. Batı hegemonya-sının zayıflaması ve çok kutuplu bir dünya düzeninin ortaya çıkışı, ülkeleri farklı ittifaklar ve stratejik ortaklıklar aramaya itmiştir.

 

Bu bağlamda, Rusya Federasyonu, dış politikasını çeşitlendirerek, özellikle Batı dışındaki aktörlerle ilişkilerini güçlendirme çabalarını artırmıştır. Körfez Arap Devletleri İşbirliği Konseyi (GCC) üyesi olan Bahreyn, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Umman ve Suudi Arabistan ile ilişkiler, Rusya'nın bu stratejisinin merkezinde yer almaktadır.

 

1.1.Küresel Politikada Değişen Güç Dengeleri

 

Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte, uluslararası sistem tek kutuplu bir yapıya evrildi ve ABD'nin küresel liderliği uzun süreli bir norm haline geldi. Ancak, 21. yüzyılın ilk çeyreğinde bu düzen yavaş yavaş zayıflamaya başladı. Ekonomik büyüme, askeri kapasite ve jeopolitik etkilerini artıran Rusya, Çin ve Hindistan gibi ülkeler, yeni bir güç dengesi oluşturma çabasında olan başlıca aktörler haline geldiler. Bu gelişmeler, Batı'nın geleneksel müttefikleri olan Körfez ülkelerini de alternatif stratejik ortaklar arayışına yönlendirdi.

 

Küresel ekonomik krizler, enerji piyasalarındaki dalgalanmalar ve bölgesel güvenlik tehditleri, Körfez ülkelerinin dış politikalarını yeniden gözden geçirmelerine neden olmuştur. Artık sadece Batı'ya bağımlı bir dış politika yürütmek yerine, daha dengeli ve çok vektörlü bir strateji izlemeye başlamışlardır. Bu değişim, Körfez ülkelerinin hem ekonomik hem de politik alanda farklı aktörlerle, özellikle Rusya ile olan ilişkilerini derinleştirmelerine olanak sağlamıştır.

 

1.2.Körfez Ülkeleri'nin Rusya ile Yakınlaşması

 

Körfez ülkeleri ile Rusya arasındaki ilişkilerin derinleşmesi, her iki taraf için de ekonomik, siyasi ve güvenlik çıkarlarına dayanan pragmatik bir işbirliğini yansıtmaktadır. Körfez ülkeleri, enerji ve yatırım alanlarında küresel ölçekte önemli aktörler olarak yer alırken, Rusya da doğal kaynakları ve askeri gücüyle Orta Doğu'da daha fazla nüfuz sahibi olma arzusundadır.

 

Rusya'nın Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleriyle ilişkileri, enerji piyasalarındaki işbirliğinden öteye geçerek, teknoloji, turizm ve altyapı projeleri gibi geniş bir yelpazede gelişmeye başlamıştır. Bununla birlikte, ABD'ye geleneksel bağlılığına rağmen, Körfez ülkeleri Rusya ile ilişkilerini stratejik bir düzeye taşımaktan çekinmemektedirler. Bu işbirliği, sadece ekonomik çıkarlarla sınırlı kalmayıp, bölgesel güvenliğin sağlanmasında da ortak bir anlayışı temsil etmektedir.

 

Sergey Lavrov'un Suudi Arabistan ziyareti ve Körfez ülkeleriyle yapılan diplomatik temaslar, bu yeni dönemin somut bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Körfez ülkeleri, bölgedeki istikrarın korunması ve uluslararası arenada daha bağımsız bir pozisyon elde etmek için Rusya gibi alternatif güçlerle ilişkilerini güçlendirmeye devam etmektedir. Bu bağlamda, Rusya-Körfez işbirliği, küresel güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir dönemde kilit bir rol oynamaktadır.

 

2.Rusya'nın Körfez Ülkeleri ile İlişkilerini Güçlendirme Stratejisi

 

Rusya Federasyonu’nun Körfez ülkeleriyle olan ilişkilerini güçlendirme stratejisi, küresel politikadaki çok kutuplu dünyanın gelişimiyle paralel bir şekilde ilerlemiştir. Rusya, özellikle enerji, güvenlik ve ticaret alanlarında Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerle olan ilişkilerini derinleştirme konusunda kararlı adımlar atmıştır. Bu strateji, Batı’nın etkisinin azaldığı ve Körfez ülkelerinin alternatif ortaklar aradığı bir dönemde daha fazla önem kazanmıştır.

 

2.1.Tarihsel Arka Plan

 

Rusya ile Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin kökeni Soğuk Savaş yıllarına kadar uzanmaktadır. Sovyetler Birliği döneminde, Körfez ülkeleri büyük ölçüde ABD ve Batı bloğuna yakın durmuş, Sovyetler ise Orta Doğu'daki diğer bölgesel güçlerle ilişkiler geliştirmiştir. Ancak, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Rusya, Körfez ülkeleriyle ilişkilerini yeniden şekillendirme fırsatı bulmuştur.

 

1990'lı yılların ekonomik zorlukları nedeniyle Rusya, dış politikasında Körfez ülkelerine büyük bir odaklanma sağlayamamışsa da 2000'li yıllarda Vladimir Putin'in liderliği altında Rusya'nın uluslararası sahnede yeniden güç kazanmasıyla bu ilişkiler önemli bir ivme kazanmıştır. Rusya, Körfez ülkeleriyle enerji işbirliği başta olmak üzere birçok alanda ortaklıklar kurmuş, özellikle petrol ve doğalgaz üreticisi ülkelerle işbirliği yaparak enerji piyasalarındaki etkisini artırmıştır.

 

2.2.Sergey Lavrov'un Riyad Ziyaretinin Stratejik Önemi

 

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Riyad’a gerçekleştirdiği ziyaret, Rusya’nın Körfez bölgesindeki varlığını güçlendirme çabalarının somut bir göstergesidir. 8 Eylül'de Suudi Arabistan'a varan Lavrov, bölgenin en önemli diplomatik etkinliklerinden birine katılarak Rusya ile Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasındaki stratejik ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla önemli temaslarda bulunmuştur.

 

Bu ziyaret, uluslararası alanda artan gerilimler ve enerji fiyatlarının dalgalandığı bir dönemde gerçekleşmiş olup, hem Rusya hem de Körfez ülkeleri için büyük stratejik öneme sahiptir. Lavrov’un ziyareti, sadece ekonomik ve enerji alanlarında değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik konularında da derinleşen bir işbirliğini yansıtmaktadır. Riyad'daki görüşmeler, tarafların Ortadoğu’daki güç dengelerini koruma çabasını ve Rusya’nın bölgede daha aktif bir rol oynama arzusunu ortaya koymuştur.

 

Lavrov’un Suudi Arabistan liderleriyle gerçekleştirdiği ikili görüşmeler, iki ülkenin sadece enerji alanındaki ortaklıklarının ötesinde, bölgesel güvenlik, altyapı projeleri ve teknolojik yatırımlar gibi konularda da işbirliğini genişletme çabalarını göstermektedir. Bu durum, Rusya'nın Körfez ülkeleriyle ilişkilerinde uzun vadeli ve stratejik bir bakış açısı benimsediğini göstermektedir.

 

2.3.Körfez Arap Devletleri İşbirliği Konseyi ile İşbirliği

 

Rusya’nın Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ile olan ilişkileri, enerji ve güvenlik gibi stratejik alanlarda derinleşmektedir. GCC, Körfez bölgesinde altı ülkeyi bir araya getiren (Bahreyn, Katar, Kuveyt, BAE, Umman ve Suudi Arabistan) önemli bir işbirliği platformu olup, küresel enerji piyasalarının istikrarı ve bölgesel güvenlik için kritik bir rol oynamaktadır.

 

Lavrov’un Riyad ziyareti sırasında GCC ile yapılan ortak toplantı, taraflar arasındaki ekonomik, siyasi ve güvenlik işbirliğini daha da ileri taşımayı hedeflemiştir. Petrol ve doğal gaz ihracatında dünya liderleri olan bu ülkeler, aynı zamanda teknoloji, turizm ve altyapı projeleri açısından da büyük öneme sahiptirler. Bu bağlamda, Rusya ile GCC ülkeleri arasındaki işbirliği, küresel ekonomideki belirsizliklere ve enerji piyasalarındaki dalgalanmalara rağmen gelişmeye devam etmektedir.

 

Körfez ülkeleri, Rusya ile ilişkilerini stratejik bir düzeye taşıyarak, bölgedeki istikrarı koruma ve uluslararası arenada daha bağımsız bir rol üstlenme arzusundadırlar. Bu işbirliği formatı, her iki tarafın da çıkarlarına hizmet eden pragmatik bir yaklaşım sunmaktadır. Enerji, ticaret, yatırım ve güvenlik konularında yapılan bu işbirliği, yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de önemli etkiler yaratmaktadır.

 

Rusya ile GCC arasındaki bu stratejik ortaklık, çok kutuplu dünya düzeninin şekillenmesinde önemli bir kilometre taşı olarak değerlendirilebilir.

 

3.Ekonomik ve Ticari İlişkiler

 

Rusya ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin en önemli boyutlarından biri, ekonomik ve ticari bağların güçlendirilmesidir. Rusya, Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ülkeleri ile çeşitli alanlarda ticari işbirliğini artırarak, küresel pazarlardaki konumunu sağlamlaştırmayı hedeflemektedir. Özellikle enerji, ticaret, teknoloji ve tarım gibi stratejik sektörlerde geliştirilen bu ilişkiler, her iki tarafın da ekonomik çıkarlarını gözeten pragmatik bir yaklaşıma dayanmaktadır. Körfez ülkelerinin uluslararası arenadaki rolü, özellikle ekonomik alanda hızla büyümektedir ve Rusya, bu dinamikten yararlanmak için önemli adımlar atmaktadır.

 

3.1.BAE ile Ticari Bağların Güçlendirilmesi

 

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Rusya'nın Körfez bölgesindeki en büyük ticaret ortaklarından biri haline gelmiştir. BAE, yalnızca enerji sektörüyle değil, aynı zamanda teknoloji, altyapı projeleri ve turizm gibi alanlarda da Rusya ile kapsamlı bir işbirliği yürütmektedir. 2022 yılında Rusya ile BAE arasındaki ticaret hacmi %71 artışla 9 milyar dolara ulaşmıştır ve bu rakamın 2024 yılı itibarıyla 10 milyar doları aşması beklenmektedir.

 

BAE, Rusya'nın tarım, değerli taşlar ve altın gibi stratejik ürünlerin ihracatında önemli bir rol oynarken, aynı zamanda Rus şirketleri için de önemli bir yatırım merkezi haline gelmiştir. BAE'de kayıtlı Rus şirketlerinin sayısı 700'e ulaşmış olup, bu sayı giderek artmaktadır. Bu gelişmeler, BAE ile Rusya arasındaki ticari ilişkilerin derinleşmesini ve bölgesel işbirliğinin ekonomik boyutunu güçlendirmektedir.

 

BAE'nin BRICS üyeliği, Rusya ile olan ticari ve ekonomik bağların daha da güçlenmesini sağlamıştır. BAE'nin BRICS'e katılması, çok kutuplu dünya düzeninde Körfez ülkelerinin yerini sağlamlaştırmakta ve Rusya ile olan ekonomik ilişkilerin gelecekte daha da gelişeceğine işaret etmektedir.

 

3.2.Katar'ın Stratejik Rolü

 

Katar, Körfez bölgesinde ekonomik işbirliği açısından stratejik bir ortak olarak ön plana çıkmaktadır. BAE ile karşılaştırıldığında Katar'ın Rusya ile olan ticaret hacmi daha küçük olsa da, özellikle yatırım alanında önemli bir rol oynamaktadır. Katar, Rusya'nın ekonomik ve enerji tedarik zincirlerinde kilit bir müttefik olarak görülmektedir. Katar'ın Rusya ile olan ilişkileri, enerji ve yatırım projelerinde işbirliği yapmakla kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki stratejik ortaklıkları da derinleştirmektedir.

 

Katar, Rusya ile özellikle enerji sektöründe yakın işbirliği içindedir. İki ülke arasındaki bu ilişkiler, küresel enerji piyasalarındaki dalgalanmalara karşı ortak bir direniş oluştururken, aynı zamanda enerji tedarik zincirlerinin istikrarlı bir şekilde sürdürülmesine de katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda, Katar'ın Rusya ile olan ilişkileri, Körfez bölgesinde hem ekonomik hem de siyasi denge açısından büyük bir stratejik öneme sahiptir.

 

3.3.Suudi Arabistan ile Tarım ve Gıda Güvenliği İşbirliği

 

Suudi Arabistan, Rusya'nın Körfez bölgesindeki en önemli ekonomik ve siyasi ortaklarından biri olarak varlığını sürdürmektedir. 2023 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 1,6 milyar dolara düşmüş olsa da, ilişkilerin potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda bu rakamın önümüzdeki yıllarda 5 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. Rusya, özellikle tarım ürünleri ihracatı yoluyla Suudi Arabistan ile olan ticari ilişkilerini derinleştirme çabasındadır.

 

Suudi Arabistan’ın gıda güvenliği politikaları, Rusya ile olan tarım ve gıda ürünleri işbirliğini daha da önemli hale getirmektedir. Rusya, krallığa tahıl, sığır eti ve kümes hayvanları gibi temel gıda ürünlerini aktif olarak ihraç etmektedir. Suudi Arabistan, gıda güvenliğini sağlama konusunda Rusya'nın güvenilir bir ortak olduğunu görmektedir. Bu işbirliği, hem ticari ilişkilerin derinleştirilmesine hem de bölgesel gıda güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunarak, iki ülke arasındaki ekonomik bağları daha da güçlendirmektedir.

 

Suudi Arabistan, yalnızca ekonomik anlamda değil, aynı zamanda bölgesel istikrarın korunmasında da önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, Rusya ile Suudi Arabistan arasındaki tarım ve gıda güvenliği işbirliği, bölgedeki stratejik denge açısından büyük önem taşımaktadır. Rusya’nın Suudi Arabistan ile olan bu ekonomik işbirliği, bölgesel güvenlik ve istikrarın sağlanmasına katkı sunarken, aynı zamanda Rusya'nın Körfez bölgesindeki nüfuzunu artırmasına da olanak tanımaktadır.

 

4.Enerji ve Teknoloji Alanlarında İşbirliği

 

Rusya ve Körfez ülkeleri arasındaki stratejik ortaklığın temel taşlarından biri enerji sektörüdür. Dünya enerji piyasalarının en önemli oyuncuları olan bu ülkeler, petrol ve doğalgaz alanında işbirliği yaparak küresel enerji güvenliğine katkı sağlamakta ve bu sektördeki güçlerini pekiştirmektedirler. Bunun yanında, Körfez ülkeleri teknoloji yatırımları konusunda da önemli adımlar atarak ekonomilerini çeşitlendirme yolunda ilerlemekte ve Rusya ile bu alanda işbirliği fırsatlarını değerlendirmektedir.

 

4.1.Petrol ve Gaz Sektöründe Ortaklıklar

 

Rusya ve Körfez ülkeleri, dünyanın en büyük petrol ve doğal gaz üreticileri olarak enerji piyasalarındaki stratejik ortaklıklarda kilit rol oynamaktadır. Hem Rusya hem de Körfez ülkeleri, enerji piyasasındaki arz-talep dengesini koruma, fiyat istikrarını sağlama ve enerji güvenliğini artırma konularında ortak hedefler doğrultusunda hareket etmektedirler. Bu ortaklık, küresel enerji piyasalarındaki istikrarsızlık ve jeopolitik gerilimler karşısında dayanıklı bir işbirliği modeli oluşturmayı amaçlamaktadır.

 

Rusya, Körfez ülkeleri ile OPEC+ anlaşmaları çerçevesinde enerji piyasalarını düzenlemekte ve petrol üretim kotası kararlarında aktif rol oynamaktadır. Bu işbirliği, enerji fiyatlarının aşırı dalgalanmalarını önlemek ve hem üretici hem de tüketici ülkeler için istikrarlı bir enerji tedarik zinciri oluşturmak açısından kritik öneme sahiptir. Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan ile yürütülen enerji işbirliği, Rusya'nın küresel enerji piyasalarındaki konumunu sağlamlaştırmasına yardımcı olmaktadır.

 

Rusya ve Körfez ülkeleri arasındaki enerji işbirliği sadece petrol ile sınırlı kalmayıp, doğal gaz alanında da büyük bir potansiyele sahiptir. Özellikle Katar, dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) üreticilerinden biri olarak Rusya ile doğal gaz piyasalarında stratejik işbirliği yapmaktadır. Rusya’nın enerji devi Gazprom ve Katar’ın devlet kontrolündeki enerji şirketi Qatar Petroleum arasındaki işbirliği, her iki ülkenin de doğal gaz pazarındaki rekabet gücünü artırmakta ve enerji arz güvenliğini sağlamaktadır.

 

4.2.Körfez Ülkelerinin Teknolojik Yatırımları

 

Körfez ülkeleri, ekonomik kalkınma hedefleri doğrultusunda enerji sektörüne dayalı ekonomilerini çeşitlendirme çabası içerisindedir. Bu kapsamda, teknolojiye yapılan yatırımlar son yıllarda büyük bir ivme kazanmış ve Rusya ile bu alanda ortak projeler geliştirme fırsatları ortaya çıkmıştır. Körfez ülkeleri, özellikle dijital dönüşüm, yenilenebilir enerji teknolojileri ve yapay zeka gibi yenilikçi alanlarda Rusya ile işbirliği yaparak, teknolojiye dayalı büyüme stratejilerini desteklemektedirler.

 

Birleşik Arap Emirlikleri, bölgedeki teknoloji yatırımlarında öncü bir rol oynamakta ve Rus teknoloji şirketleri ile stratejik ortaklıklar geliştirmektedir. Özellikle BAE’nin yapay zeka, uzay teknolojileri ve siber güvenlik alanlarındaki yatırımları, Rusya ile bu alandaki işbirliğini derinleştirmektedir. BAE’nin Rus teknoloji şirketlerine yatırım yapması, aynı zamanda Rusya’nın dijital teknolojiler ve inovasyon alanında küresel ölçekte rekabet gücünü artırmasına katkı sağlamaktadır.

 

Suudi Arabistan, 2030 Vizyonu çerçevesinde enerji dışı sektörlerde büyümeyi teşvik etmek ve teknolojik gelişimi hızlandırmak için büyük yatırımlar yapmaktadır. Suudi Arabistan’ın Rusya ile yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji verimliliği ve ileri teknoloji üretiminde işbirliği yapma çabaları, hem bölgesel kalkınma hedeflerine hem de küresel enerji dönüşümüne katkı sunmaktadır. Rusya, bu işbirliği sayesinde, Körfez ülkelerinin yeşil enerji projelerine dahil olarak, fosil yakıt dışı enerji kaynaklarına yönelik gelişmelere de katkıda bulunmaktadır.

 

Katar ise, enerji ve teknoloji entegrasyonu açısından yenilikçi projelere imza atmaktadır. Katar’ın dijital enerji yönetimi ve akıllı şehir teknolojileri gibi alanlara yaptığı yatırımlar, Rusya ile teknoloji transferi ve inovasyon projelerinde işbirliği fırsatları yaratmaktadır. Özellikle LNG sektöründe dijitalleşme ve yapay zeka teknolojilerinin kullanılması, hem enerji verimliliğini artırmakta hem de Rusya ile Katar arasındaki stratejik ortaklığı daha ileri bir düzeye taşımaktadır.

 

Genel olarak, enerji ve teknoloji alanlarında geliştirilen bu işbirlikleri, Rusya ve Körfez ülkelerinin sadece ekonomik ilişkilerini derinleştirmekle kalmamakta, aynı zamanda küresel teknolojik rekabet ortamında da daha güçlü konumlar elde etmelerini sağlamaktadır. Bu stratejik işbirliği, hem enerji güvenliği hem de teknolojik ilerleme açısından büyük fırsatlar sunmaktadır.

 

5.BRICS ve Çok Kutuplu Dünya Düzeninde Körfez Ülkelerinin Rolü

 

Körfez ülkeleri, küresel ekonomideki değişen dengeler ve çok kutuplu dünya düzeninin yükselmesiyle, geleneksel Batı ittifaklarının ötesinde yeni ortaklıklar arayışına girmişlerdir. Bu bağlamda, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) gibi büyük gelişmekte olan ekonomilerden oluşan gruplarla işbirliği yaparak, ekonomik ve siyasi etkilerini artırmayı hedeflemektedirler. Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan, BRICS ile stratejik ortaklıklarını güçlendirerek, bu çok kutuplu düzen içinde önemli bir rol üstlenmeye başlamışlardır.

 

5.1.BAE'nin BRICS Üyeliği

 

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), BRICS ittifakına katılarak bu küresel grubun en yeni üyelerinden biri olmuştur. 1 Ocak 2024'te BAE'nin BRICS'e resmi üyeliği, ülkenin ekonomik ve siyasi stratejisinde önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilmektedir. BAE'nin bu üyeliği, Körfez bölgesinin çok kutuplu dünya düzeninde daha bağımsız ve etkili bir aktör haline gelme arzusunu yansıtmaktadır.

 

BAE'nin BRICS üyeliği, ülkenin büyüyen ekonomisi ve dünya enerji piyasalarındaki stratejik rolüyle birleşerek, BRICS ülkeleriyle ticari ve yatırım bağlarının daha da derinleşmesine katkı sağlamaktadır. BRICS’in BAE için sunduğu avantajlar arasında, enerji, teknoloji, altyapı projeleri ve finansal işbirliği gibi geniş bir yelpazede ortak projeler yer almaktadır. Bu işbirliği, BAE’nin küresel ekonomik ittifaklar içerisindeki etkisini artırırken, aynı zamanda BRICS ülkelerine de Körfez’deki stratejik yatırımlara erişim imkânı sunmaktadır.

 

Ayrıca, BAE’nin BRICS üyeliği, ülkenin küresel ticaretteki rolünü daha da güçlendirmektedir. BRICS üyeleri arasında enerji ve teknoloji alanlarında işbirliği fırsatlarının yanı sıra, BAE’nin finans ve yatırım alanlarındaki etkinliği, BRICS grubunun Körfez'deki varlığını pekiştirecektir. Bu üyelik, BAE'nin ekonomik çeşitlenme stratejisinde önemli bir rol oynamaktadır ve ülkenin enerji dışı sektörlere yaptığı yatırımlar için yeni fırsatlar yaratmaktadır.

 

5.2.Suudi Arabistan ve BRICS ile İşbirliği

 

Suudi Arabistan, BRICS ittifakıyla henüz tam bir üyelik gerçekleştirmemiş olsa da, bu grupla yakın ilişkiler ve işbirliği içinde hareket etmektedir. Suudi Arabistan, 2030 Vizyonu kapsamında ekonomisini çeşitlendirme çabalarına paralel olarak, BRICS ülkeleriyle ticari ve yatırım bağlarını derinleştirmeyi hedeflemektedir. BRICS’in enerji kaynakları, teknoloji ve altyapı projelerindeki etkisi, Suudi Arabistan için stratejik bir fırsat olarak görülmektedir.

 

Suudi Arabistan, BRICS ülkeleriyle işbirliği yaparak, özellikle enerji ve tarım sektörlerinde büyüme potansiyelini artırmayı planlamaktadır. Suudi Arabistan'ın gıda güvenliği politikaları çerçevesinde, BRICS ülkeleriyle tarım ve gıda ürünleri ticaretini artırma hedefi, bölgedeki ekonomik gelişmelere katkı sunmaktadır. Özellikle Rusya ve Çin ile olan işbirliği, Suudi Arabistan'ın enerji güvenliği ve küresel piyasalardaki rolünü güçlendirmektedir.

 

Ayrıca Suudi Arabistan, BRICS’in sunduğu çok taraflı ekonomik işbirliği formatlarını değerlendirerek, küresel ekonomik krizler ve dalgalanmalar karşısında daha dayanıklı bir ekonomi inşa etmeyi amaçlamaktadır. BRICS ile olan bu işbirliği, Suudi Arabistan'ın bölgesel ve küresel ekonomik entegrasyonunu artırırken, aynı zamanda çok kutuplu bir dünya düzeninde daha bağımsız bir dış politika izleme isteğini pekiştirmektedir.

 

5.3.Bölgedeki Diğer Devletlerin Potansiyel Katılımı

 

Körfez bölgesinde BRICS'e katılma potansiyeline sahip diğer devletler arasında Katar ve Umman ön plana çıkmaktadır. Katar, enerji sektöründeki güçlü varlığı ve LNG ihracatındaki lider konumu nedeniyle BRICS için stratejik bir ortak olma potansiyeline sahiptir. Katar’ın BRICS ile daha yakın ilişkiler geliştirmesi, küresel enerji piyasalarındaki rolünü pekiştirebilir ve enerji sektöründeki işbirliklerini daha da derinleştirebilir.

 

Katar'ın BRICS ile olası işbirliği, özellikle enerji yatırımları, altyapı projeleri ve finansal teknolojiler gibi alanlarda yeni fırsatlar sunabilir. BRICS ülkeleriyle yapılan bu işbirliği, Katar’ın ekonomik ve siyasi etkisini küresel düzeyde genişletme stratejisinin bir parçası olabilir.

 

Umman da BRICS ittifakı için potansiyel bir aday olarak değerlendirilebilir. Umman, coğrafi konumu ve ticaret yolları üzerindeki stratejik önemi sayesinde, BRICS ülkeleriyle lojistik ve altyapı alanlarında işbirliği yapma potansiyeline sahiptir. Umman’ın bu grupla daha yakın ilişkiler geliştirmesi, hem Körfez’deki ekonomik işbirliğini derinleştirebilir hem de Umman’ın küresel ticaretteki rolünü artırabilir.

 

Sonuç olarak, Körfez ülkelerinin BRICS ile olan ilişkileri, bölgenin küresel ekonomik ve siyasi düzen içinde daha bağımsız ve etkili bir aktör olma stratejisinin bir parçasıdır. BRICS ile artan işbirliği, Körfez ülkelerinin yalnızca ekonomik büyümesine katkı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda küresel düzeyde daha adil ve dengeli bir dünya düzenine katkıda bulunmalarını da sağlayacaktır

 

6.Küresel Siyasi İttifaklar ve Körfez Ülkelerinin Bağımsız Dış Politikası

 

Körfez ülkeleri, uzun yıllardır ABD ve Batı ile güçlü ilişkiler kurarak bölgesel güvenlik ve ekonomik büyümelerini garanti altına almışlardır. Ancak, son yıllarda küresel siyasi ve ekonomik dengelerdeki değişimlerle birlikte, Körfez ülkeleri bu geleneksel bağları yeniden değerlendirme yoluna gitmişlerdir. Bölgenin enerji ve ticaret merkezi konumu ile birlikte, Körfez ülkeleri küresel sahnede daha bağımsız ve çok yönlü bir dış politika izlemeye başlamıştır. Bu çok vektörlü dış politika arayışı, Batı ile olan bağların tamamen koparılması anlamına gelmemekle birlikte, alternatif güçlerle daha dengeli ve pragmatik bir yaklaşımı benimseme isteğini göstermektedir.

 

6.1.ABD ve Batı ile Geleneksel İlişkilerden Uzaklaşma

 

Körfez ülkeleri, özellikle Soğuk Savaş dönemi sonrasında, ABD ile yakın askeri, ekonomik ve siyasi bağlar kurmuştur. Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) üyesi ülkeler, bölgedeki güvenlik tehditlerine karşı ABD'nin askeri korumasına önemli ölçüde güvenmişlerdir. ABD, Körfez'deki petrol üretiminin güvenliğini sağlamak ve bölgedeki stratejik çıkarlarını korumak adına bu ülkelerle savunma anlaşmaları ve askeri üsler kurarak güçlü bir varlık göstermiştir. Özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Batı dünyasının enerji güvenliği açısından kritik öneme sahip müttefikler olmuştur.

 

Ancak, son yıllarda ABD’nin Orta Doğu’ya olan ilgisinin azalması ve küresel jeopolitik önceliklerinde Asya-Pasifik bölgesine kayması, Körfez ülkelerini farklı stratejik ortaklar aramaya itmiştir. ABD'nin Orta Doğu’daki askeri müdahalelerinin getirdiği istikrarsızlık ve Batı'nın bölgedeki siyasi değişimlere karşı yetersiz tepki vermesi, Körfez ülkelerinde Batı'ya olan güveni sarsmıştır. Bu nedenle Körfez ülkeleri, daha bağımsız ve çok yönlü bir dış politika izleyerek ABD ve Batı ile ilişkilerini yeniden dengeleme arayışına girmişlerdir.

 

Körfez ülkeleri, Batı ile ekonomik ilişkilerini korumakla birlikte, artık sadece ABD'nin güvenlik şemsiyesi altında hareket etmeyi yeterli görmemektedirler. Bölgedeki artan jeopolitik rekabet ve enerji piyasalarındaki dalgalanmalar, Körfez ülkelerini alternatif güçlerle stratejik ortaklıklar kurmaya yönlendirmiştir. Bu bağlamda, Rusya, Çin ve Hindistan gibi yükselen güçlerle ekonomik ve siyasi bağlar geliştirme çabaları, bu yeni dış politika anlayışının bir yansımasıdır.

 

6.2.Çok Vektörlü Dış Politika Arayışı

 

Körfez ülkeleri, son yıllarda daha dengeli ve çok vektörlü bir dış politika arayışına girmişlerdir. Bu strateji, sadece Batı ile sınırlı kalmayan, aynı zamanda Asya, Afrika ve Latin Amerika gibi bölgelere de uzanan geniş bir işbirliği yelpazesini içermektedir. Bu çok yönlü dış politika, Körfez ülkelerinin sadece tek bir güç bloğuna bağımlı kalmadan, farklı güçlerle dengeli ve pragmatik ilişkiler kurmasını amaçlamaktadır.

 

Rusya ve Çin gibi büyük güçlerle geliştirilen ekonomik ve ticari ortaklıklar, Körfez ülkelerinin bu yeni dış politika anlayışının merkezinde yer almaktadır. Rusya ile enerji ve güvenlik alanlarındaki işbirliği, Körfez ülkelerinin küresel enerji piyasalarındaki rolünü pekiştirmekte ve Batı dışındaki alternatiflerle stratejik ortaklıklarını derinleştirmektedir. Aynı şekilde Çin ile yürütülen altyapı projeleri, teknoloji transferleri ve ticaret anlaşmaları, Körfez ülkelerinin Asya ile olan ekonomik bağlarını güçlendirmektedir. Çin'in "Bir Kuşak Bir Yol" projesi kapsamında Körfez'deki altyapı yatırımları, bölgenin küresel ticaret yollarındaki stratejik önemini artırmaktadır.

 

Körfez ülkelerinin bu çok vektörlü dış politika arayışında dikkat çeken bir diğer unsur, Hindistan ile geliştirilen ekonomik işbirlikleridir. Hindistan, enerji ihtiyaçlarını karşılamak ve Körfez bölgesiyle olan ticari ilişkilerini genişletmek için önemli adımlar atmaktadır. Körfez ülkeleri de Hindistan’ı, Asya’daki ekonomik büyümenin bir parçası olarak görüp bu ülkeyle stratejik ortaklıklarını artırmaktadırlar.

 

Bu çok yönlü dış politika stratejisi, Körfez ülkelerine küresel düzeyde daha fazla esneklik ve manevra alanı kazandırmaktadır. Özellikle enerji, teknoloji ve ticaret alanlarındaki yeni ortaklıklar, Körfez ülkelerinin ekonomik çeşitlenme hedeflerine katkıda bulunurken, bölgesel güvenlik konularında da daha bağımsız bir duruş sergilemelerine olanak tanımaktadır. Ayrıca, bu strateji sayesinde Körfez ülkeleri, küresel sahnede daha bağımsız ve etkin bir rol üstlenerek, uluslararası arenada daha dengeli bir güç dağılımını teşvik etmektedirler.

 

Sonuç olarak, Körfez ülkeleri Batı ile olan geleneksel ittifaklarını korumakla birlikte, artık sadece bir kutba bağlı kalmayan çok vektörlü bir dış politika izlemektedirler. Rusya, Çin ve Hindistan gibi alternatif güçlerle kurulan bu yeni ortaklıklar, Körfez ülkelerinin küresel sistemdeki bağımsızlıklarını artırmakta ve onların çok kutuplu dünya düzeninde stratejik bir rol oynamalarına katkı sağlamaktadır.

 

7.Rusya ile Körfez Ülkeleri Arasındaki Ortak Çıkarlar

 

Rusya ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişkiler, hem ekonomik hem de siyasi açıdan stratejik bir ortaklık üzerine kurulmuştur. Ortak çıkarlar, bu ilişkilerin derinleşmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle Orta Doğu'da istikrar ve güvenliğin sağlanması ile Batı yaptırımlarına karşı alternatif ekonomik ve siyasi işbirliklerinin geliştirilmesi, iki tarafın da öncelikli gündeminde yer almaktadır. Rusya'nın küresel sahnedeki etkisi ve Körfez ülkelerinin enerji piyasalarındaki güçlü konumu, bu ortak çıkarların hayata geçirilmesinde kilit bir rol oynamaktadır.

 

7.1.Ortadoğu'da İstikrar ve Güvenlik

 

Orta Doğu'da istikrar ve güvenlik, hem Rusya hem de Körfez ülkeleri için ortak bir öncelik ve çıkar alanı oluşturmaktadır. Bölge, jeopolitik olarak kritik bir konumda yer almakta ve enerji arz güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. Rusya, Ortadoğu'da askeri ve diplomatik gücüyle bölgede etkin bir aktör olarak yer alırken, Körfez ülkeleri ise bölgesel güvenlik ve ekonomik büyüme için istikrarın sağlanmasına büyük önem vermektedir.

 

Rusya, özellikle Suriye iç savaşı ve İran ile olan ilişkileri çerçevesinde Orta Doğu'da kilit bir oyuncu haline gelmiştir. Bu bağlamda, Rusya'nın Orta Doğu'da güvenlik ve istikrarı sağlama çabaları, Körfez ülkeleri tarafından dikkatle izlenmekte ve değerlendirilmektedir. Körfez ülkeleri, İran'ın bölgedeki etkisini dengeleme amacıyla Rusya ile daha yakın ilişkiler kurarak, bölgedeki güç dengesinde daha fazla söz sahibi olmak istemektedirler. Rusya'nın Suudi Arabistan, BAE ve diğer Körfez ülkeleri ile olan işbirliği, bu amaca hizmet eden bir stratejik ortaklık olarak ortaya çıkmaktadır.

 

Körfez ülkeleri, enerji kaynaklarının güvenliğini sağlama ve bölgedeki terör tehdidine karşı koyma konularında Rusya ile ortak çıkarlar doğrultusunda hareket etmektedirler. Özellikle enerji ihracatının istikrarlı bir şekilde sürdürülmesi, hem Rusya'nın hem de Körfez ülkelerinin küresel ekonomideki rollerini pekiştirmektedir. Ayrıca, Orta Doğu'daki krizlerin çözümüne yönelik diplomatik girişimler, tarafların bölgesel güvenliği güçlendirme konusundaki ortak kararlılığını yansıtmaktadır.

 

7.2.Batı Yaptırımlarının Etkisi ve Alternatif Çözüm Yolları

 

Rusya, Batı tarafından uygulanan ekonomik yaptırımlarla karşı karşıya kaldığı dönemde, Körfez ülkeleri ile ekonomik ve ticari bağlarını güçlendirme stratejisini benimsemiştir. Batı yaptırımları, Rus ekonomisini olumsuz yönde etkilemiş olsa da, Körfez ülkeleri ile geliştirilen işbirliği, bu zorlukları aşma yolunda önemli bir alternatif sunmaktadır. Körfez ülkeleri, Batı'nın yaptırımlarına karşı daha bağımsız ve pragmatik bir duruş sergileyerek, Rusya ile olan ticari ve ekonomik ilişkilerini sürdürmeyi tercih etmişlerdir.

 

Rusya, enerji ihracatında Körfez ülkeleri ile işbirliğini derinleştirerek, Batı pazarlarına olan bağımlılığını azaltmayı hedeflemektedir. Özellikle BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkeler, Rusya ile enerji sektöründe önemli işbirlikleri geliştirerek, petrol ve doğalgaz piyasalarında daha fazla kontrol sağlamaktadırlar. Bu durum, Rusya’nın Batı yaptırımlarının etkilerini hafifletmesine ve alternatif ekonomik kanallar oluşturmasına yardımcı olmaktadır.

 

Ayrıca, Batı'nın yaptırımlarının Körfez ülkelerinin küresel ekonomi üzerindeki etkisini azaltmaya yönelik bir risk oluşturabileceği endişesi de bu işbirliğini daha da güçlendirmektedir. Körfez ülkeleri, Batı'nın hegemonyasına karşı alternatif ekonomik ve siyasi ittifaklar geliştirerek, hem ekonomik büyümelerini sürdürmekte hem de küresel piyasalarda daha dengeli bir rol oynamaktadırlar. Rusya ile yapılan ticaret ve yatırım anlaşmaları, Körfez ülkelerinin ekonomik çeşitlenme hedeflerine ulaşmalarına ve yeni pazarlara erişim sağlamalarına katkı sunmaktadır.

 

Rusya ve Körfez ülkeleri arasındaki bu işbirliği, sadece enerji ve ticaret alanlarında değil, aynı zamanda finans ve teknoloji sektörlerinde de yeni fırsatlar yaratmaktadır. Özellikle Körfez ülkelerinin yenilikçi teknolojilere ve dijital ekonomiye yaptıkları yatırımlar, Rusya ile bu alanlardaki işbirliklerini derinleştirerek Batı'nın uyguladığı ekonomik yaptırımların olumsuz etkilerini hafifletme amacını gütmektedir.

 

Sonuç olarak, Rusya ve Körfez ülkeleri arasındaki ortak çıkarlar, bölgesel istikrar ve güvenlik ile Batı yaptırımlarına karşı alternatif çözüm yolları bulma üzerine yoğunlaşmaktadır. Orta Doğu'da güvenliğin sağlanması, enerji piyasalarındaki istikrarın korunması ve Batı'nın etkisini dengeleyici stratejik ortaklıklar kurma, her iki tarafın da küresel siyasi ve ekonomik sistemdeki pozisyonlarını güçlendirmeye yönelik adımlardır. Bu işbirliği, çok kutuplu dünya düzeninin gelişmesine katkıda bulunarak, uluslararası ilişkilerde daha dengeli bir güç dağılımını teşvik etmektedir.

 

8.Sonuç

 

Rusya ve Körfez ülkeleri arasındaki işbirliği, son yıllarda stratejik, ekonomik ve siyasi alanlarda önemli bir ivme kazanmıştır. Ortadoğu'daki güvenlik sorunları, enerji piyasalarındaki dalgalanmalar ve Batı'nın hegemonik etkisine karşı alternatif ortaklıklar arayışı, bu iki aktör arasındaki ilişkileri daha da derinleştirmiştir. Rusya ve Körfez ülkeleri, karşılıklı çıkarlar doğrultusunda ortaklıklarını geliştirerek, bölgesel ve küresel düzeyde önemli rol oynamaya devam etmektedirler.

 

8.1.Rusya-Körfez İşbirliğinin Geleceği

 

Rusya-Körfez işbirliği, enerji, güvenlik, ticaret ve teknoloji gibi stratejik sektörlerde ilerlemeye devam edecektir. Enerji piyasalarındaki ortaklıklar, Rusya ve Körfez ülkelerinin küresel enerji güvenliğini sağlamadaki rollerini pekiştirirken, ekonomik çeşitlenme hedefleri doğrultusunda teknoloji ve dijital dönüşüm alanlarında yeni işbirlikleri geliştirilmesi beklenmektedir. Körfez ülkeleri, Rusya ile ekonomik bağlarını güçlendirerek, enerji dışı sektörlerde de büyüme sağlamayı amaçlamaktadır. Bu işbirliği, hem bölgesel istikrarın korunmasına hem de küresel piyasalarda daha fazla rekabet gücü elde etmelerine olanak tanıyacaktır.

 

Özellikle BRICS gibi çok taraflı ekonomik ve siyasi ittifaklar aracılığıyla daha güçlü bir işbirliği yapma potansiyeli, bu ilişkilerin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. BAE’nin BRICS üyeliği ve Suudi Arabistan’ın BRICS ile işbirliği, Körfez ülkelerinin çok kutuplu dünya düzeninde daha bağımsız bir rol oynamalarına katkı sağlayacaktır. Bu süreçte, Rusya'nın Körfez ülkeleri ile stratejik ortaklıklarını daha da derinleştirmesi ve bölgedeki nüfuzunu artırması muhtemeldir.

 

8.2.Çok Kutuplu Dünya Düzeninde Ortaklıkların Güçlendirilmesi

 

Çok kutuplu dünya düzeninin yükselişi, Rusya ve Körfez ülkeleri arasındaki işbirliği için önemli fırsatlar sunmaktadır. Tek kutuplu bir dünya düzenine bağlı kalmadan, daha dengeli ve bağımsız bir dış politika izleyen Körfez ülkeleri, Rusya gibi alternatif güçlerle stratejik ortaklıklarını genişletme yoluna gitmektedirler. Bu ortaklıklar, Batı’nın küresel siyasi ve ekonomik etkisini dengelemeye yardımcı olurken, Körfez ülkelerinin küresel sahnede daha güçlü ve bağımsız aktörler olarak yer almalarını sağlamaktadır.

 

Rusya ile Körfez ülkeleri arasındaki bu işbirliği, sadece bölgesel güvenlik ve ekonomik büyüme için değil, aynı zamanda küresel düzeyde daha adil ve dengeli bir güç dağılımı için de kritik bir role sahiptir. Çok kutuplu dünya düzeninde, enerji, ticaret, teknoloji ve güvenlik gibi stratejik alanlarda geliştirilen bu ortaklıklar, tarafların çıkarlarını koruyacak ve küresel sistemde daha sürdürülebilir bir denge yaratacaktır.

 

Sonuç olarak, Rusya-Körfez işbirliği, karşılıklı çıkarların ön planda olduğu, çok vektörlü bir dış politika anlayışıyla gelecekte daha da güçlenecek ve küresel düzeyde önemli etkilere sahip olacaktır. Çok kutuplu dünya düzeninin inşasında bu işbirliği, yeni güç dengelerinin oluşmasında ve uluslararası ilişkilerin daha dengeli bir yapıya kavuşmasında kilit bir rol oynayacaktır.

 

9.Kaynakça

 

Al-Tamimi, N. (2022). Gulf Cooperation Council: Economic and Strategic Relations with Russia. Middle East Policy Journal, 29(3), 45-60.
Cohen, A. (2021). Russia and the Middle East: Expanding Influence in a Volatile Region. The Heritage Foundation.
Henderson, S. (2023). Saudi-Russian Relations and Their Impact on Global Energy Markets. The Washington Institute for Near East Policy.
Kogan, A. (2024). BRICS and the Gulf: Emerging Strategic Partnerships in a Multipolar World. Journal of Global Politics, 17(2), 89-112.
Ministry of Foreign Affairs of the Russian Federation. (2024). Russia-GCC Cooperation: Diplomatic and Economic Dimensions. Retrieved from https://mid.ru/en.
Sharif, M. (2023). Economic Diversification in the Gulf: Opportunities and Challenges in Collaboration with Russia. Gulf Economic Review, 14(1), 25-42.
Weir, F. (2024). Russia and the Gulf: A New Axis of Global Power?. The Diplomat, 42(5), 67-85.
World Bank. (2023). Gulf Cooperation Council Economic Outlook: Post-Pandemic Recovery and New Partnerships. World Bank Report.
Zakharova, E. (2024). Energy Diplomacy: Russia's Strategic Interests in the Gulf Region. International Energy Policy Journal, 12(4), 115-130.

 

10 Eylül 2024, Lüxsenburg

 

 

Empfehlen Sie diese Seite auf:

Druckversion | Sitemap
{{custom_footer}}